Y. Seçim Kurulunun ilân tahtası inidir? Halkın memnun olması böyle bir ihtimali hatıra getirmektedir. Bu- na mukabil Macit Zeren bölgede kuv- oklamalarında rakip- lerinden dört misli oy almıştır. Amas: seçimlerin (neticesini partilerden ziyade AP adayının popü- laritesi tayin edecektir. Parti olarak CHP daha şanslıdır. Bu bakımdan seçim ortadadır. Antalya: Antalyadan iki senatör çı- kacaktır ve bunlardan birinin AP'li. diğerinin CHP'li olacağı (hususunda hiç bir tereddüt yoktur. Her iki par- tinin tahmincileri de bunun üzerinde mutabıktırlar. Antalyada AP 1961'de 90 bin kadar, CHP ise 51 bin oy al- mıştır. 1963'te AP 75 'bine, CHP 49 bi- ne düşmüştür. CHP'nin kayıp oyları bin, AP ninkiler ise 15 bindir. Tu- ristik hareketlerin bölgeye bir büyük kalkınma ümidi vermiş olması iki par- ti arasındaki farkı muhtemelen CHP lehinde daha da kapatmış olabilir. AP yörüklerin me tuttuğu inancın- dadır. Ancak yürükler Haziranda yay- laya Ak Fark ne olursa olsun iki parti iki Ki GAroEniei e aşan Artvi senatörü vardır. 1961'de bu senatörlüğü CHP li Feh- mi Alpaslan kazanmıştır. AP nin 1961 oyları 29 bin, CHP ninki 31 bindir. 5 bin oy da CKMP almıştır. CKMP 1963'te kaybolmuştur. Oyları kısmen AP ye akmış ve AP de 1963'de 31 bin oy almıştır. Buna mukabil bazı CHP er 4 bin oy ilan bağımsız adayı des- teklediklerinden 1963'te CHP oyları 27 bine inmiştir Bu defa CHP nin adayı gene Fen- Sosyalizme Dair Dr. Mustafa KENTLİ Nazilik sosyalizmin öz evlâdıdır, fakat onun tekne kazıntısı ve son çocu- gudur. Oysa Yirminci yüzyılın ilk yarısında nasyonal sosyalizm, sosya- lizme karşı bir reaksiyon am eği Tecrübe ve objektif müşahedenin orta- ya koyduğu bu gerçek, Avrupada iyiniyetli sosyalistlerin uyanmalarına ve sosyalizmin gerilemesine pi açtı. Sonuç olarak, sosyafizmin beşiği olan Al- manya ve İtalyada demokratik ekonomi rejimi sağlamca yerleşti, bu mutlu olayı bu ülkelerde refah takip etti. Avrupa artık tehlikeli dönemeci dönmüş bulunuyor. e Sosyalist sistemleri kemiren başlıca hastalık, «sosyalist program"» hürri- ete ve onun ayrılmaz bir parçan olan kişisel mülkiyete yer verilmemiş olmasıdır. Her sosyalist rejimin san Mba diktatörlük ve son meyvesi mal, mülk edinme hakkının yek olmasıdır. e Bana dostlarım, niçin sol ile aşırı pig a tuttuğumu şi Cevabım lar arasındaki fark, din kı değil mezhep farkıdır. Asil kav- ga, sosyalistlerle serbestçiler Vi. Mutedil solun “siyasal v ve eko- nomik hürriyete saygısı bektaşinin sofuluğuna benzer : Bektaşi, kadehi avu- cunun içine saklar ve şarabı rahatça gövdeye indirir. # "Sosyalist program" genç yaşta tatlı bir hayal, orta yaşlarda deveyi yardan atlatan bir tutam ot, ihtiyarlıkta ya bir sayıklama, ya da ağlama duva- rıdır. e Her sistemin kendine göre bir plânı, programı vardır. Önemli olan şey, plânlama odasında oturanların kafalarında esen rüzgârın istikametidir. Eğer ora yası sosyalistleri hüküm sürüyorsa, görecekleri rüyayı hay- ra yorm Sosyalistler kendi ideolojilerinin karşısına dikilen ferdiyetçilikle benciliği (egoizmi) ayni şey sanırlar ve - fertleri melekleştirmek için - bütün lire- tim araçlarım ellerinden almağa çalışırlar. Fakat an büyük istihsal vartası olan insan zekâsını devletleştirmekte yaya kalırlar. Ellerinden maddi araç- ları alman fertlere gelince, onlar da melekleşmezler, köleleşirler! * Klâsik ekonomi prensiplerinden biç biri dogma * bir iman unsuru - değil- dir. Ondokuzuncu yüzyıl liberalleri bunu unutarak başıboş ekonomik hür- riyeti savundular. Sosyalizmin geçici gelişmesi bu yanlış görüşün sonucu- dur. Her hürriyet gibi ekonomik hürriyetin de bir sınırı vardır. Devletin m güç görevi, sosyalizm bataklığına düşmeksizin, bu sınırı tâyin etmektir. * beğendiğimiz bir sistemi yüzdeyüz düşünce ve muhakeme mahsulü san- mak yanlıştır. Her ideoloji duygu ve arzularımızın ince kanallarından ge- çerek, onların biçimini alabilir. Onun için, her sistemin dokusunda bir bit- yeniği vardır. Sosyalizmde kıskançlık, kapitalizmde ölçüsüz dandır. menfaat kaygısı bunlar- * Yukarıdaki düşünce özetleriyle ameli bir sonuca varmak istiyorum. Zaten so öre değer kazanır. erinden az önce şapkanın adı "enveriye" idi. Atatürk Kastamonuda <buna şapka derler, bu böyle giyilir" dedi. O, sosyalizmin ne olduğunu bilmez değildi. Onun kurduğu parti sosyalist bir parti değildir. Halk Partisini istilâya çalışan sosyalist dostlarıma selâm ve sevgiler.