C.H.P. nin seçim afişleri Yaldız den, hepsini CHP alsa 25'ten fazla olamazlar. Ortadaki illerden 4 veya 5'ihde CHP şanslı görünmektedir. Bu, AP yi 25'in, CHP yi 20'nin üstüne çı- karmaktadır. - CKMP hiç bir yerde şanslı değüdir. YTP için 1 veya en çok 2 ümit vardır Oy nisbetlerine gelince, CHP bu de- fa yüzde 40'ın üstüne çıkacağa ben- zemektedir. AP yüzde 50 için uğraş- maktadır. AP lilerin ifadesine göre, bu nibeti bulurlarsa yeni genel seçim (isteyeceklerdir. Yeni genel seçim! Bu talebin memlekette AP oyları üzerinde müsbet mi, yoksa menfi mi tesir edeceğini önümüzdei Pazar gü- nü gösterecektir. Kıbrıs Son gülen iyi güler Geçen haftanın ortalarında Lefkoşe hava alanına gidenler, alandaki hazırlıklara bakarak,. Kıbrısa pek Ö- nemli bir kişinin gelmek üzere oldu- guna yemin edebilirlerdi. Bekleme sa lorumda a General Gyani'nin yardımcısı General Carver olmak üze- re birçok Birleşmiş Milletler görevli- nın dışında da. Birleşmiş Milletler for- su taşıyan bir dizi araba sıralanmış- ti. İngiliz Hava Yollarına ait uçak a- lana indiği zaman, salonda bekleyen- lerin hepsi telaşla dışarı fırladılar, u- çağa doğru ilerlediler. General Carver herkesin önünde gidiyordu. Gazete fo- toğrafçıları oobjektiflerini ayarladılar, alanda bulunan diğer meraklılar da gözlerini dört açtılar. Biraz sonra gö- rünen manzara gerçekten şaşırtıcıydı. Uçaktan inen itibarlı kişi, (o bıyıkları henüz terlemiş bir türk delikanlısıydı. General Carver bu delikanlının elini sıktı, elleri makineli tabancalı mavi berelilerin arasından geçerek genci de kendi arabasına aldı ve etraftakilerin meraklı bakışları arasında türk kesi- mine doğru hareket etti. Alanda ka- lanlar, büyük bir şaşkınlıkla, "Bu da nesi??" gibilerden birbirlerine baka- kaldılar. Sütten ağız yanınca Uçaktan inen bıyıkları yeni terlemiş türk genci, Kıbrıstaki türk genç- lerinin. temsilcisi Niyazi Aliden başka- Niyazi Ali, önceki hafta Dünya Gençlik Kongresine katılmıştı ve geçen Per- şembe günü, Lefkoşeye, Bu Kongre- den dönüyordu. Fakat orada yaptığı konuşmalar Makarios ve çete arka- daşlarının hoşuna gitmemiş olmalı ki, Niyazi Ali daha Brükselden ayrılma- dan Lefkoşede kötü bazı söylentiler dolaşmaya başladı. Niyazi Ali, Lefko- şeye ayak basar basmaz, tevkif edile- cekti. Bu söylentiler kimseyi de şa- şırtmadı, çünkü daha bundan iki haf- ta önce, tedavi olmak üzere geldikleri Türkiyeden geri dönen on türk, Lef- .YURTTA OLUP BİTENLER koşe hava alanına ayak bastıkları an hemen tevkif edilmişlerdi ve Birleş- miş Milletler yetkililerinin yaptıkları bütün teşebbüslere rağmen serbest bı- rakılmıyorlardı. Niyasi Alinin tevkif edileceği ha- beri duyulur duyulmaz. Kıbrıs türkle- alınmasını istediler. bu isteği hiç de hafife alamadı, kü rumların kaçırdıkları türkler za- ten yeteri kadar çoktular ve bunların serbest bırakılması işi ra bir tane daha eklenirse, ortaya ye- ni meseleler çıkması işten bile sayıla- mazdı. o İşte bütün bu düşüncelerle, Gyani, yardımcısı oOGeneral Carver'i Niyazi Aliyi karşılamakla görevlendir- di. Carver'in arabası o kazasızca türk kesimine vardığı zaman, başta Gyani olmak üzere bütün Birleşmiş Millet- ler sorumluları geniş bir nefes aldı- lar. Gerçekten, karşılıklı çarpışma ba- kımından -mavi berelilerinden bir fin askerinin yanlışlıkla öldürülmesi olayı dışında - çok sakin bir hava i- çinde bulman Kıbrısta bu hafta, en önemli, konu, rumlar tarafından ka- çırılan türklerin durumu oldu. Kıb- rıstaki türk yöneticiler, tarafından ve- rilen ve Birleşmiş Milletler sorumlu- ları tarafından da doğrulanan bilgi- ye göre, Adada, 27.Mart 1964 tarihin- den bu yana tam 91 türk kaçırılmış- tır. Bunların kırkikisi son iki hafta i- çinde, Magosada iki yunan subayı ile bir rum çetecisinin ölümü ve bir yunan subayının da yaralanmasıyla biten o- laydan sonra kaçırılmışlardır. Bunla- rın hepsi de silâhsız okimselerdir' v. kimi tarlalarında, kimi iş yerlerinde kendi işleriyle, güçleriyle uğraşırlar- ken kaçırılmışlardır. Rum çeteciler, bu kaçırma olaylarım hiçbir gerekçe- ye dayayamamaktadırlar. O güne kadar günlük vukuattan sayılan kaçırma olayları, Magosadaki kütle halindeki kaçırmalardan sonra; en vurdum duymazları, bu arada u- yanıp davranması güç Birleşmiş Mil- letler sorumlularını bile 'isyana yönelt- miştir. O kadar ki, General Gyaninin siyasi yardımcısı oGalo Plaza Lasso bile, Adaya varır varmaz, ilk iş ola- rak kaçırılan türkler meselesiyle ilgi- lenmiş ve çetebaşı Makariostan bun- ların derhal serbest bırakılmasını is- tem'iştir. Fakat ne Lasso'nun, ne Kıb- rıslı türk liderlerin, ne de Ankara hü- kümetinin devamlı ısrarlarına rağmen, rumlar bildiklerinden şaşmışlardır. AKİS/13