DIŞ GEZİLER Amerika Madalyonun öbür yüzü Arkadaşımız o Mahm T. Ön- ören an md süre ön" eri, Hükümetinin o da- olarak .B. ne gitti. rine bulundu- gu üç haftaık müddet işinde "Kıbrıs o Meseles nin halkı erdi tep- izledi. Öngören, sadece in yüksek (kademedeki temasla yetinmedi v "Sokaktaki Adam" la da Kıbrıs omeselesi oüzerinde gör rüşmeler o yaptı. Öngörenin in- tibaı, o amerikalının meseleyi e, umursamadığıdır. Bu u- mursamazlığm o sebepleri oneler- dir? İste asil bizi ilgilendiren budur. Mahmut T. Öngören ta- rafından o kaleme alman o aşa- gıdaki yazı bilhassa bu soru- ya cevap vermektedir... kilerini A.B.D. nin ilgilileri | İle 2 Vasat bir amerikan evirtin, bütün koltuklan televizyona doğru dön- müş oldukça şirin bir odasında beş kişi oturuyordu : İki türk gazeteci ve bir radyocu ile iki de amerikan ev sahibi. Ev sahiplerinden biri o civar- daki Fort Campbell isimli garnizonda görevli, 23 yaşındaki obir teğmendi. Diğeri de annesi... Günlerden Cumar- tesiydi. Dışarda tatlı bir bahar akşa- mı başlamak üzereydi. Genç teğmenin sarışın kızkardeşi, açık hava dansına gitmek üzere türk misafirlerden mü- saade alıp erkek arkadaşı ile biraz önce çıkmıştı. Amerikalı teğmen o ak- şam garnizonda nöbetçiydi ve bir-iki saat önce Fort Campbell'e gelen mi- safirleri ailesiyle tanıştırmak için kendilerini: evine davet etmek neza- ketini göstermişti. Fort Campbell Kentucky eyale- tinde, gerektiği zaman denizaşırı mem- leketlere osevkedilecek amerikan bir- liklerinin üslendiği bir garnizondur. Genç teğmen türk misafirlere, dünya siyasetini' okarıştıra dış meseleleri büyük bir dikkatle izlediklerini tıyordu. Bunun üzerine misafirler de kendisine, Kıbrıs meselesiyle ilgili o- larak neler düğündüğünü soyar. A- merikalı rthur ve Eisenhower gibi birçok ma kah- ramanın yetiştiği meşhur West Point Harp Akademisini bitirmişti ve mes- leğinde daha da ilerilyebilmek için su- bayların okuduğu fakültelerden biri- ne devam etmeyi düşünüyordu. Orta- AKİS/16 okul yıllarının başlarında çeşitli işler- de çalışarak hayata atılmış, babasının erken ölümünden sonra annesine ve kızkardeşine bakmaya başlamıştı. Da- ha sonralan annesinin de çalışmaya başlaması üzerine kazancını kendi e- gitimine ayırabilmiş ve ancak bu sa- yede, gerçekten değerli bir akademi o- lan West Point'e girebilmişti. Sözün kısası, genç teğmen, bugün Amerika- nın her tarafında sık sık o rastlanan ve memleketteki refah ve bolluğa rağ- men kendi kendini yetiştirmeyi 'Kü- çük yaşta öğrenenlerin en olumlu ör- neklerinden biriydi. (Şansı da yaver gittiği takdirde kendisini. Amerikada aynı şekilde yetişenlerin yaşadığı eksiksiz ve zengin bir hayatın bek- Umurunda mı dünya? Amerikayı dolaşmakta olan türk ga- zetecilerle radyocu, o gittikleri her yerde halkın, Kıbrıs konusunda genç teğmen ve annesi gibi düşündüğünü hayretle gördüler. Kendi kendini ye- tiştiren, bir takım ihtiyaçlarını diğer memleketlere kıyasla daha kolay, fa- kat adamakıllı didinip uğraşarak el- de eden orta halli meseleleri ile son der yordu. Çok daha fazla uyanık olması beklenen amerikan milletinin bu ka- yıtsızlığı, amerikan dış a mr olumsuzluğun sebeplerinden birin teşkil etmektedir. Çünkü amerikan a- nayasasının kendisine verdiği haklan korumak ve bunlardan âzami derece- Amerikalı bir topluluk "Bir elinde cımbız..." lediği muhakkaktı. o Askeri bakımdan da bir takım üstün görgü ve bilgiye sahip olması gereken genç teğmen, Kıbrıs hakkındaki sorularına oldukça (o şaşırtıcı cevaplar verdi. Bir defa, Adarım haritadaki Iyerini adamakıllı bilmiyordu. Sonra Türküyenin de Yunanistan gibi Kıbrıs üzerinde bazı kesin haklar iddia ettiği- ni sanıyordu. Adaya iki ayrı memle- ketin aynı şiddetle sahip olmak iste- melerinin işi son derece güçleştirdi- ğini açıkladı. Teğmenin annesi ise Kıbrıstaki türklerin öldürülmelerinden ötürü duyduğu (üzüntüyü belirtti ve bu mesele hakkında sordu türk misafirlerin çeşitli sorular de yararlanmak isteyen amerikan, mleketinin iç siyasetini büyük bir izlemekte ve en küçük me- titizlikle ç urda mhurbaşkanına kadar her- kesi gerekti zaman yerden yere vu- rabilmektedir. Bununla beraber, ha- yata küçük yaşta atılan, bir takım so- rumlulukları pek erken yüklenen, te- mel hak ve ane ezdirmemek için son derece titiz davranan ameri- kalı, garip bir bencillikle, “daş olaylara sırt çevirmekte ve oOAmerika Birleşik Devletlerinin dış siyasetini yöneten- lerin yaptıkları hatalan iç meseleler- dekinin yarısı kadar dahi tenkit et- memekte, davranıştan ile sorumlular üzerinde bir baskı yaratamamaktadır. (Devamı sayfa 21'de)