MUSİKİ Haberler Öyellikle Chopin ai çalmak- la ün salmış Polonya asıllı piyanist Witold Malcuzinski, geçen yıl çaldığı Chopin'in ikinci Konçertosuyla anka- ralı dinleyicileri "mestetmisti". Oysa ki bu yıl Brahms |. i dinleyenlerin ço- gunluğu büyük bir hayâl kırıklığına uğradıklarını hiç de gizlemediler. Ta- bii, üne ve ünvana aldırış etmeksi- zin konseri tarafsızlıkla dinleyenler... Bu kadar büyük ün yapmış bir piya- nistten daha anlayışlı ve daha az "ka- ba" bir Brahms beklenirdi! Buna karşılık Chopin'in eserlerin- den ibaret, bedava "Halk Konseri" Geçen hafta yine orkestra eşliğinde çalınan Rachmani- nof Ill. ise gerçek bir başarı sayılır. Herhalde Malcuzinski hayatında an- cak belirli sanat ufuklarına yönelmiş dar cepheli bir müzikçi, yönünü biraz değiştiriverince pusulayı şaşırıyor... Öpümüzdeki hafta (Ankaraya ünlü bir ingiliz kornocusu geliyor. Bun- dan başkentteki bütün müzikseverler, özellikle (o Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasındaki kornocu üyeler, çok sevinçli... Konser Salonunda ilk defa falsosuz bir korno solosu dinleyebile- ceğiz diye! (OKornocu Barry Tuckwell 22 Şubat Cumartesi ve 25 Şubat Salı akşamları verilecek iki orkestra kon- serine Solocu olarak katılacak. Gelecek haftalarda da Başkent ö- nemli müzik şölenlerine tanık olma- ya hazırlanıyor. 2 Martta yurdumuz- da iyi bilinen "Viyana çocuk koro- su"nu, 3 Martta ise orkestra eşliğin- de İdil Bireti dinleyeceğiz... Resitali veren : Gülây Ugurata (Pi- yano). Resitalin yeri : Ankara Alman Ki- taplığı. Günü: ll Şubat 1964 Salı, Saat 20,30 da. Resitali tertipleyen: Türk-Alman Kültür Demeği. Erogm Barok çağın ustası Bach' tan XX. yüzyıl bestecilerine kadar ula şan "geniş" bir üslüp merdiveni üzerin de Gülây Ugurata bizlere neyi sevip çaldığını, neleri ise okadar tercih etme Ravel: "Couperin'in mezarı" adlı eser den Prelude, Forlane ve Menuet. 4. Gra Gülay Uğurata Buzları o çözdü 11 numaralı Macar Rapsodisi. Resitalin özellikleri : Bundan iki. ay önce Konsersalonunda dinledi- gimiz, genç ve çok mutlu bir gelecek vadeden piyanist Gülây Uğurata sırf o konseri tertipleyen idarecilerin "muzipliği" yüzünden umulan ölçüde bir başarı sağlayamamıştı ama, bu sefer tek başına öyle orkestralı, tantanalı konserlerden elde edebileceğinden çok daha önemli ve etkili bir iz bıraktı. Daha çok Almanyada eğitilmiş sanatçılarla alman Kültürünün yayıl- masına vesile olacak sanat olaylarına sahnesinde yer veren ve bu da ku- ruluş amaçlarına göre gayet tabı! sayılan Alman Kitaplığı böylece Uğura- tanın gerçek sanatçı yönünü ankaralı müzikseverlere göstermekle iyi bir hizmet yapmış oldu.. Beğendiklerim : Gülây Uğurata, ulaştığı teknik kertesine ve edinebil diği çalış üslübuna oranla yaşça çok genç bir sanatçı. Bu da onun elindeki en önemli koz. Çünkü, Uğuratanın önünde daha pek çok başarılı çalışma yılları var... Bugüne kadar elde ettiği kadar hızlı bir oluşumu bu uzun ge- lecekte de sürdürebilirse yalnız Türkiyede değil, Batının, bellibaşlı bütün sanat çevrelerinde kısa bir zamanda tanınıp sevileceğine hiç şüphem vok- Programdaki parçalardan özellikle ikinci bölümdeki (Ravel ve Liszt'in çalmışında Uğurata başarılı bir ifade gücüne sahipti. Tekniğinin, özellikle parmaklarının Liszt çalışı için biçilmiş "kaftan" olduğunda konserin so- nunda bütün dinleyiciler birleştiler. Program son yıllarda verilen resitaller arasında en çok özellik taşıyan parçalardan meydana gelmişti. Beğenmediğim: Resitalin ilk bölümüne konulan Schubert sonatının genel başarırının üzerinde ne gibi olumlu bir etkisi bulunduğunu, daha doğ- rusu Gülây, Uğuratanın bundan ne medet umduğunu anlamak zor! Böyle, artık bayatlamış, ancak Ankara Radyosunun "fosiller ve " progra- mına yakışacak parçalan, özellikle yeni nesil piyanistlerinin repertuvarla- rına atmamaları gerekir. Sonuç : Çok ünlü bir piyanistin Ankarada konserler verdiği, sanat olay- larının birbirini kovaladığı hareketli bir haftaya rastlamasına ve bu arada unutulup gitme tehlikesinin de bulunmasına rağmen resital büyük bir il- giyle izlendi ve haklı olarak gerekli yankıları yaptı. Daniyal ERİÇ