rün hiç değişmeyen özelliklerini taşı- maktan bir adım olsun ileri gideme- Leo Katcher'in bir hikâyesine da- yanarak George Welis'in düzenlediği senaryo, 1930'ların Amerikasında ve çeteler idare eden büyük gangster li- derleri arasında geçen bir konuyu iş- lemektedir. Lider Bico Angelo —Lee J. Cobb— yanına alıp yetiştirdiği ve okutup avukat yaptığı Thomas Far- rell —Robert Taylor— in akıl hoca- lığında bütün kirli ve karanlık işleri- ni kanun çerçevesinde çevirmekte, ba- şı sıkıştığı zaman da Farrell imdadı- na yetişip kendisini ve adamlarını ka- nun pençesinden kurtarmaktadır. Durum, bu çizgi üzerinde gelişir- ken araya beklenmedik —ya da seyir- ci acısından beklenen— bir kadım kah- raman, figüran dansöz, Vicki —Gyd Chârisse— karışır. Önce, lider Rico'- nun verdiği bir şölene paralı ve süs olsun diye çağırılan öbür figüran kız- lardan pek bir ayrımı yoktur. Fakat, Vicki'nin Farrell ile karşılaşması ve bu karşılaşmada doğan yeni münase- bet, gittikçe lider Rico ile kanuni akıl hocası Farrell'in aralarını açacak ve asıl çatışmayı doğuracaktır. Bu çatışmada sonradan başkaları da yer alacaklardır. Örneğin çok zor- lama bir yoldan Vicki âşığı gangster Canetto —John İreland— Farrell'i —gereksizce— engellemeye çalışır. Öte yandan, savcıdan çok bir o politikacı olan Jeffrey Stewart, ,oy avcılığı yü- zünden Rico'ya ve çetesine karşı açtı- ğı savaşı hızlandırır. ör Ray, bir yandan bu tutar- o çağın bir çeşit tenkit süzgecinden geçme görünümüdür. Rico ve davranı- şı ancak birkaç küçük bölümde ve kar- şılıklı konuşmalarda verilerek geçişti- rilir. 1982 Chicago'su «Party. Girl - Gangsterin Sevgilisi» nde yoktur. Ne o günlerin büyük amerikan şehri, ne toplumu ve toplum yaşayışı... Ray için tek kurtuluş- "yolu. Far- rell ile Vicki'nin aşklarıdır. Bu da ne- reye ve ne dereceye kadar kurtarıcı- dır? Kolay olan, bu aşıktan Rico ile Farrell çatışmasına doğru hızla yol alıştır ki, Ray de bunu yapmaktadır. Farrell, aşkı uğruna doğru yolu seçer, kanun dışı adamların çevresinden ya- kasını kurtarmaya çalışır!.. Bunu başarır da... Ama gerekli gereksiz bir- çok taviz verdikten sonra tabii... Kendisini çamurdan çekip çıkar- mış, yetiştirmiş -doğru ya da yanlış - bütün güvenini vermiş arkadaşı Rico'- yu sonunda açıkça satar, oy avcısı savcının ileri sürdüğü özgürlüğü ile değiş tokuş eder. Rico, insanın kasıklarını çatlatan bir espri içinde öldürülür, bir vakitle- rin kanundışı avukatı da dansöz sev- gilisine kavuşur ve film böylece biter. Ray'in sinema düzenlemesinin kö- tülüğü ve baştan savmacılığının ya- nısıra, oyunculara olan üstünlüğü de biçtir. Başka rejisörlerin | elinde iyi Cyd Charisse'in kabillyetsizliklerine (o ayak uydurmak zorunda bırakılmıştır. "Adalar Güzeli" İpeiliz yazarı Geofftey Cotterell bir To İvan Foxwell de de yazarla birlikte oturmuş bunu se- naryo haline getirmiş, Wilam T. Kotcheff adında bir rejisör de bunu ciddi ciddi filme çekmiş. Filmin adı «Tiara Tahiti - Adalar Güzeli». Film- de ingiliz soğukluklarının dışında yer yer taşlamalara da rastlanmaktadır: Askerliğe, özel teşebbüse ve geri kal- mışlığa... Olaya. İkinci Dünya Savaşı sıra- larında Almanyadaki bir ingiliz birli- ği ve bu birliğin kumandanı albay Soutthey —John Mills— karşılaşma, ve gerginlikle ( girilmekte- ailesinden Oo gelme a savaş öncesine kadar kâtip olarak çalışan Southey, karşısına daha aşağı bir rütbede çı- kan Aimsley ile sürekli olarak çatış- maktadır. Öyle ki gözünün yaşına bakmadan, sadece bu karmaşığını yen- mek amacıyla Almsley'i karaborsacı- SİNEMA lıktan ihbar erler. Bu karmaşıklık, Al- bayın bir başka yüzbaşıyı, karaborsa- cılık yapıyor diye önce haşlaması, fa- kat sonradan bağışlamasıyla verilmek- tedir. Sonra ne olur? Burada savaş son- rası kahramanları yeniden piyasaya çıkarlar. Bu defa sivil hayata dön- müşlerdir. Herkes kendi o yolundadır ve Albay, işi, otel İşletmeciliğine dök- müştür: Tahiti'de yapılması kararlaş- tırılan yeni bir otel için yerinde ince- leme yapmak üzere yollara düşer. Garip bir rastlantıyla, burjuva Almsley, ordudan atılmasından sonra soluğu Tahiti'de almış ve oraya yerleş- miştir. Herhangi bir iş tutmuşluğu yoktur. Münasebet kurduğu bir yerli kızla —Bosenda Monteros— birlikte yaşamakla ve tufeyli (o geçinmektedir. Southey de Tahiti'ye gelir, eski arkada- şı ile karşılaşır. Durum, iki büyük de- gişme göstermiştir. Birincisi Almsley'- in Southey'e olan üstünlüğü —savaş öncesinde—, İkincisi Southey'i in Alms- ley'e üstünlüğü üçüncü ve son durum ise, dengeli den- gesizliğin çatışması olur. Bu arada kötü bir yerli — Herbert Lom—, sar- hoş, fakat filozof bir fransız otenbeli —Claude Dauphin— de hikâye içinde yerlerini alırlar. Rejisör Koteheff'in filmi «Tiara Tahiti - Adalar Güzeli» nde söylenecek bir sözü yoktur. İki saatlik bir sürede ingilizlerin gülebileceği (o yavanlıklarla orta kırat bir sinema dilinde eline ve- rileni anlatır ve gelenin gitmesini gös- teren bir resim üzerinde «son» yazısı- nı çıkarır. AKİS/29