S P O R Napoli Büyük Kafile AKİS'in, bundan önceki sayısını o- kuyucularına sunduğu 31 Eylül Cu martesi sabahı IV. Akdeniz Oyunla- rına katılmak için uçakla yola çıkan" "Büyük Kafile" çoktan Napoliye var- mış, rahat otellerine yerleşmiş, , yol yor bunluğunu atmış, hatta çarşı pazar goslavlar, fransızlar, riyeliler, faslılar, liler, lübnanlılar, ma yıldızı tunuslular, oo Su- ispanyollar, B.A.C. maltalılar ve sine- güzel prensesi ve kumar- haneleriyle (o şöhretli küçük (Monako ile birlikte katılacağımız bu merasim de gençlerimizin gerçekten şık ve za- rif kıyafetleri ile ilgi toplayacakların- dan, bol bol alkışlanacaklarından, kim senin şüphesi yoktu. Merak edilen, 13 dolaşıp, alışverişe ve dolandırılıp po- (Kolda (karşılaşacağımız rakiplerimiz lilik olmağa bile vakit bulmuştu. karşısında alacağımız neticeler idi 21 Eylül Cumartesi, S. Paolo sta- Türkiyeyi 13 spor kolunda temsil dında oyunların resmen açılacağı (edecek "Büyük Kafile" yi. üç kişilik gündü. Kafileler halka (tanıtılacak, (o maiyeti erkânı ile Devlet Bakanı, U- nutuklar söylenecek, yemin edilecek- (Mum Müdür, Federasyon başkanları, . Ev sahibi italyanlardan başka yu- (o müşahitler, omutemetler, KÖŞEDEN imtihan ve ümit Vildan Aşir SAVAŞIR Tr” sporu, idarecileri antrenorleri ve sporcuları ile çetin bir imtihan geçir- mektedir. Sayısı 150'yi bulan kalabalık bir kafile bunun için Napolide, bu kadro ile tersine orantı halindeki futbol A. Milli takımı da Frankfurttadır. Futbol ekipi, Polonyadaki zorlu tecrübeyi övmeğe değer bir başarı ile at- lattı. Şimdi Frankfurtta Batı Almanyaya karşı girişeceği mücadele ve hazır- lanıyor. Alınan haberler, bu hazırlıkların büyük ciddiyetle yapıldığını göster- mektedir. Buna memnun olmamak mümkün değildir. Gönül isliyor ki, sporumuzun kreması demek olan Napolideki ağırlık merkezinden de aynı "hoşnutluk ve ümitle söz edilsin. Gelin görün ki, bu kalabalık ekip hazır- lanışından, tertibinden teşkiline ve Devlet Bakanından başlamak üzere bütün sorumlu kişilerin davranışlarına kadar buna imkân koymuyor. Gün- delik basını tetkik edin, görürsünüz. Değişik spor kullarında dün beydik, bugün neyiz, rakiplerimiz nere- de? Bunu bilmeyen yoktur. Çocuklardan takatlerinin üstünde başarı beklemek de kimsenin hakki değildir. Sporda da insanlar ektiklerini bi- çerler. Onun için neticeler üzerinde durmıyacağız. Mühim olanı devlete yarım milyondan pahalıya malolan bu geziden yüz aklığı ile dönmektir. Yüz aklığı ise, gidilen yerde bırakılan intiba, dönüşte getirilen tecrübe ve bilgiyle ölçülür. Görünüşe bakılırsa, bu bakımdan kazancımızın parlak e e acı da olsa. şimdiden söyleyebiliriz. Bir ekipimiz, hiç de mazur görülm cek bir davranışı sebebiyle uluslararası teşkilattan sert bir ihtar almiş ve bunu duymayan kalmamıştır. e Ayrıca bir sebeple, bizim cezalandır- mamız lâzımgelen bir antrenörümüzün de şu anda bir ekipin hocası ola- rak kafilede bulunduğu kimsenin gözünden kaçmamıştır.. Spor dünyası- nın gizlisi olmaz, her şey duyulur, herşey bilinir. Getireceğimiz tecrübe ve bilgiye gelince... Bunda da büyük ümide ka- pılmağa cesaret edemiyoruz. Görmek i için bakmasını bilmek, Oo gördüğünü değerlendirmek için de baktığı işte asgari de olta bir temel bilgiye sahip olmak geçekir. Bir politikacının, spor dünyamıza yeni ünvanı ile (giren bir mühendisin, başçektiği sporla hiç bir ilgisi bulunmayan bir idarecinin, bilgisi bin defa denenmiş başarısız bir teknik elemanın bu bakımdan bize neler verebileceğini kestirmek kimse için bir problem değildir. Ümit ço- cuklarda, onların niyetlerinde ve bir şeyler, öğrenme heveslerindedir. hakemler, antrenörler, tek hekim ve tek masör- den kurulu, sayısı 40'a varan' bir ida- reci kadrosu sevk ve idare ediyordu. Bu, ortalama bir hesapla, iki buçuk sporcuya bir idareci demekti. Napoli seyahati Devlet kesesine 500 bin liranın üstünde bir yüke mal- olmuştu. Bu arada meselâ Toto mü- dürüne tercümanlık etmek için kendi hesabına çıktığı Avrupa Oo gezisinden çağırılan tesisler (Dairesi Mühendisi Fehmi Dinçere ödendiği (o söylenen 4-5 bin liralık telafi ödeneğinin oüs- tünde bile durmayı kimse aklına ge- tirmiyordu. Oyunların tarihi A kdeniz Oyunlarının ilki İskenderi- yede kutlanmıştı, Bu yıllarda türk sporunun altın evrini (yaşıyorduk. Güreş minderlerini dünyaya eden sporcularımız serbest 8 ağırlığında 8 altın madalya alma- lar — Gemici, Sarıbacak. B. Şit. Yü- ce, Büke. Atlı. Can, Dişiçürük — at- letlerimiz ise maratonda, üç adımda birinci — Aytan, Altıok —, 1900 - 2000 ve ciritte ikinci — Önel, Koçak, Zira- man —, 110-3000 engelli uzun, gül- lede - Batman, Özcan, Akgün, Tu- ran — ve 4 x 400 de üçüncü olmuş- rdı. Oyunların ikincisi Temmuz 1935 de Barselonada tertiplendi. Türkiye bu- Atletizm Gre- ko-romende 6 birincilik — Bilek Da- ğıstanlı, Doğan, Büke Baştimur- 1 üçüncülük — Yüce — almışlardı. Atletlerden Koçak 800 ve 1500 de 0'- rinci, aynı 1500 de Önel ikinci. 5000 de Çoşgül ikinci, maraton ve yüksekte il çüncülük almıştık. Kürekte ise tek çiftede Tonguç dördüncü olabilmiş- ti. MI. Akdeniz Oyunları 1959 oEki- minde Beyrutta kutlandı. Bunlara da hayli kalabalık gitmiştik. Basketbolde, voleybolda, güreşte atletizmde, boks- da, eskrimde, bisiklette, o atıcılıkta, futbolda ve halterde kendimizi dene- miştik. Ancak başarı sadece güreşte olmuş, 13 altın madalyanın o birini Fahir Özgüler 400 engellide okazan- mıştı. Yüksek oatlamada o Şahiner, boksta Birol ve Vural ikinci, o voleybol ve futbol takımlarımız da ikinci ol- muşlardı Ne umduk, ne bulduk? peğişmez turistlerin başçektiği (o ka- file yola çıkarken Napoli ooyunla- rının neticeleri hakkında pek de li- mitli şeyler hayal etmeğe (kimsenin yüreği elvermedi. Bunda, cümlece ma- lâm olan bugünkü kıvamımız kadar, sorumlu kişilerin giderayak verdik- leri demeçlerin de rolü vardı. Kafile başkanı bir tamim (yayın- lamıştı. Bu tamimde, sportif netice- AKİS/33