m istiyordu. Kennedy'ye göre o barış kâğıt üzerinde değil, insanların kalbin- di kurulabilirdi ve gerçek gevşemeyi sağlayabilmek oiçin büyük devletler her alanda iyi niyetli olduklarını or- taya koymalıydılar. İki devin her alanda işbirliği yap- maya istekli (olduklarını gösterme için Başkan Kennedy, Birleşik Dev- letlerle Sovyetler Birliğinin aya ortak bir öncü yollamasını öneriyordu. Ken- nedy'ye göre, her iki devletin ilim a- damları da aya ilk insan yollamak şerefini kendilerine ayırmak için sa- yısız gayret ve para harcıyorlardı. Bu gayret ve masrafları birleştirmek hem daha önce aya ulaşmayı sağlayacak, hem de milletlerarası işbirliğinin par- lak bir örneği olacaktı. Sonra bütün dünyadaki salgın hastalıkların önlen- mesi, için bir merkez kurulmalı, sağ- lık bilgi ve hizmetlerinin o yayılması sağlanmalı, nesli tükenmek üzere olan hayvanların ve ormanların korunması için ortak bir program hazırlanmalı, meteorolojik bilgi sağlamak amacıyla ortak bir o "yapma uydular" düzeni yapılmalıydı. Gromikonun, konuşmasında sö- mürgecilik meselesi üzerinde durma- sına karşılık Kennedy de ırk ayırımı konusuna değinmek zorunluğu duydu. Amerika içindeki Siyah-Beyaz ayırımı meselesinin Amerikanın siyah devlet- lerle olan münasebetlerini incitmeme- si için her türlü ırk ayırımına karşı olduğunu söyledi ve Birleşik Devletle- rin bu meseleyi kısa zamanda çözme- ye kararlı olduğunu belirtti. başka Batı Almanya liderlerini gev- şeklik havasım baltalamakla suçlayan Gromikoyu da cevaplandırarak, Ame- rikanın milletlerink endi kaderlerine hakim olmaları ilkesine bağlı olduğu- nu, bu bakımdan alman halkının en kısa zamanda birleştiğini (görmekten memnun olacağını söyledi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulun- da yaptıkları konuşmalara o bakılırsa, dünya görüşleri ve amaçları birbirin- den çok değişik olmakla beraber, hem Gromikonun, hem de Başkan Ken- nedy'nin milletlerarası gerginliği azalt- mak istedikleri, hiç değilse çoğaltmak- tan kaçındıkları açıkça görülmektedir. Nükleer denemeleri yasaklayan Mos- kova anlaşmasıyla başlayan bu gev- şeklik havası ne kadar sürecek, nereye ulaşacaktır? Bunu şimdiden kestirme- ye imkân yoktur. Bazı yorumculara göre, Komünist Çinle Moskovanın a- rası açılmaya devam ettikçe Sovyet- ler Birliğiyle Batılılar arasında yeni bazı anlaşma noktalan bulunması beklenebilir. Fakat birbirlerini ürküt- memeye o kadar dikkat etmelerine rağmen, gerek Gromikonun, gerekse Kennedy'nin konuşmalarında Alman- yanın durumuna değinmeden geçeme- meleri, Birleşik Devletlerle Sovyetler Birliğinin oObu meselede birbirlerine hiçbir tavlı verepek durumda olmadık- larım açıkça ortaya koymuştur. Av- rupanın ortasındaki bu çıban gideril- medikçe, iki tarafın devamlı ve etkili bir uzlaşmaya varması beklenmemeli- dir. Ayni şekilde son yıllarda ortaya bir de Kübanın durumu çıkmıştır. Bu- gün aya ortak yolculuk etmekten söz açanlar, yarın Castro yüzünden bu yolculuğu çok geri bir tarihe bırakır- larsa, buna kimse şaşmamalıdır. RADYO Idare Yılan hikâyesi Bis defalar ele alınan, tasarısı hazırlanan ve Türkiye Büyük Mil- let Meclisine gönderilen "Radyo ve Te- levizyon Kanunu" bu sefer artık çı- kaçağa benzemektedir. Bundan önce çeşitli sebeplerden ötürü geri bırakı- lan tasarı, iki hafta önce T.B.M.M.de komisyonlardan ogeçmiş (bulunuyor. Pek yakında, belki de bugünlerde Mil- let Meclisinde tasarı üzerinde görüşül- meye başlanacaktır. Radyo ve Televizyon Kanun Tasa- rısı üzerinde T.B.M.M'de çalışmalar ilerledikçe Ankara ve İstanbulun ge- rekli yerlerinde de kulis faaliyeti ya- vaş yavaş başlamakta ve adıgeçen ka- nunun kabulünden sonra yapılacak tâyinler için şimdiden zemin hazır- lanmaktadır. Ancak, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun ilk genel müdürünün kim olacağını şimdiden söylemek mümkün değildir. Tabii, di- ğer kadrolar da henüz tesbit edilme- miştir. Genel Müdür adayı olarak bir iki kişinin ismi radyo çevrelerin- de dolaşmakta ise de, henüz kesin bir şey söylemek için vakit çok erkendir. Fakat sıfatlar ve kadrolar daha belli olmamakla beraber, bazı kimseleri için şimdiden çeşitli dayanak nokta- lan kurulmaktadır. Bu dayanak nok- talarının başında, Ankara Radyosu- nun bugünkü kötü durumunu bir ta- kım dış sebeplerle hoş göstermeye ça- lışmak ve böylece, kanun çıktıktan sonra, yapılacak o tenkitleri hafiflet- me yoluna gitmek vardır. Bugün rad- yoda sık sık rastlanan veya duyulan hataların, aksaklıkların, eksikliklerin, düzensizliğin ve (o programsızlığın se- bepleri, idarecilere göre, memleketin içinde bulunduğu şartlardır. Yine aynı şahıslara göre bu, kendileri için büyük şanssızlıktır. Hiç bir iş yapılamıyor- sa, Sırf bu sebeptendir. Artık kimsenin yutmıyacağı bu göz boyayan-mazereti ileri sürenler, ken- dilerinden oönceki idarecileri (o şanslı, bulmakta, onların kendileri gibi ten- kit edilmediğini etrafa yaymaktadır- lar. Oldu da bitti, maşallah! slında, memleketin içinde bulun- duğu şartlan mazeret olarak ileri sürmek ve Radyonun iyi bir duruma gelememesinin sebeplerini bu şartlara bağlamak yeterli bir savunma olmak- tan uzaktır. Gerçi bugün Ankara Rad- AKİS/21