YURTTA OLUP BİTENLER Burada da ayni şeyi yapmam, sizin muhtemel bir tecavüze uğramanıza mâni olmak içindir. Madem israr edi- yorsunuz, çıkın. Ancak gemimi iske- leye yanaştırmam, motorlarla çıkın. Fakat size şunu tavsiye ederim : Satın teker teker dolaşma cesaretini göster- meyin! Şansınız açık, tanrı yardımcı- nız olsun." Sahilde biriken kalabalık arasında derin bir infial uyandıran kaptanın bu konuşmasından sonra, oAkropolise yanaşan motorlarla Kuşadasına çıkan frensiz, italyan ve ispanyol turistler, otobüslerle Efes ve Meryemanaya gide- rek gecenin saat 23'üne kadar gezdiler. Dönüşlerinde de kendilerini yolcu e- den Türk resmi makamlarına, gör- dükleri misafirperverlik ve ilgiden do- layı teşekkür etmekten kendilerini a- lamadılar. Türk düşmanı olduğunu sözleri ve hareketiyle ispat eden yunanlı kap- tanın iki gün zarfında İzmir ve Kuşa- dasında oynadığı ve nefret uyandıran oyun iki perde ile de kalmadı. Kuşa- dasına demirledikten sonra, liman il- gilileri, kaptana, türk kara sularında bulunduğunu ve Beynelmilel Denizci- lik kanun ve kaidelerine ogöre türk bayrağı çekmesini hatırlattılar. Fakat Akropolisin kaptanı (oEvangelos buna da riayet etmedi ve gemisine türk bayrağı çekmemekle ısrar etti. Yunan gemisi gece saat 24 sıralarında Kuş- adasından ayrıldıktan sonra hazırla- nan bir rapor, Türk resmi makamları- na gönderildi. İki memleket arasında diplomatik temaslara yol açan ve emirle Kuşa- dasına gönderilen yunanlı kaptanın bu türk düşmanlığı ve türk turizmini bal- talama gayretleri karşısında, yunanlı dostlarımızın verecekleri cevap ise me- rakla beklenilmektedir. Akisinbuy Azısın damlili... E' Partisi yetkili organlarının kur- duğu "Suistimallerle Mücadele Ko- misyonu"nun henüz kurulmadığı id- dia ediliyor ve Millet Partisinin yap- tığı dürüst ve vatanseverce muhalefet kötülenmek isteniyor. Bu iddia ve kö- tülemelere cevabımız aşağıdadır: " — 15/9/963 tarihli ve 62 sayılı basın bültenimizde de açıklandığı üze- AKİS/18 re, Partimiz programında yer alan ve her türlü suistimallerle o mücadeleyi milli bir vazife sayan hükmün icapla- rını sistemli ve devamlı bir şekilde yerine getirmek üzere, yedi Senatör ve (o Milletvekilinden mürekkep bir "Suistimallerle Mücadele Komisyonu" kurulmuştur. Bültenin basına veriliş tarihinden evvel kurulmuş olan bu komisyonu kurulmamış göstermeye çalışan Akis'in iddiası hilâf-ı hakikattir. 2 — Millet Partisi, oAnayasanın ve İçtüzüğün tesbit ettiği esaslar da- iresinde kendisine düşen murakabe va- zifesini yapmaktadır. Anayasa'nın ve İçtüzüğün, gösterdiği bu yollan, mo- lası geçmiş metodlar olarak Akis'in vasıflandırması, o Partimize bir takım isnadlar yapması; ifa ettiğimiz mura- kabenin muvaffakiyetli ve tesirli ol- duğunun bir delili olarak kabul edil- melidir. Millet Partisi (odaima -hakikatleri söylemiş ve hakikatlerin ortaya çık- ması için' çalışmıştır. Kimseye isnatta bulunmamıştır. Bizim, için mühim olan, Akis'in ve onun gibi düşünenlerin değil, mille- tin vereceği hükümdür. Millet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili ÖMER ZEKAİ DORMAN Plânlama Bir maceranın sona Ygefianın ortasında çarşamba günü Devlet Plânlama Dairesinden basın konferansı haberi verildiğinde, gazete- cileri bir düşüncedir aldı. Düşüncenin sebebi biraz da meraktır. Zira birkaç gündür türlü söylentiler dolaşmaktay- dı. Bir söylentiye göre Bakanlar Ku- rulu ile Plânlama Dairesi arasındaki anlaşmazlık (o giderilmişti. Bir başka söylenti anlaşmazlığın had o safhaya geldiği. Plâncıların ayrılmak Oo üzere bulunduğu şeklindeydi. Toplantıda doğrusu yüzler o biraz güldü. Plâncılar bazı teknik meselele- ri ortaya koyuyorlar ve . Hükümete bazı konularda tercih hakkı tanıyorlar di. Böylece aradaki buzların çözüldüğü anlaşılmaktaydı. Ancak bir Hükümet üyesinin, Maliye Bakanı Melenin bu toplantıdan fazlasıyla memnun kala- cağı söylenemez. Plânlama Dairesi Müsteşarı Müez- zinoğlunun tertiplediği basın toplantı- sında teknisyenler 1963 uygulama plânı ile 1964 uygulama plânında bazı nok- talara temasla yetindiler. Esasen Hü kümet üyelernden birçoğuyla bu konu- larda anlaşmazlık halindeydiler. Teknisyenlerin derdi denk bir büt- çedir. Plânın tatbikatıyla ilgili yatı- rımları kısıtlamadan, böylece & 7 kal kınma hızını temin etmek, ama gelirle gideri de birbirine denk hale sokmak istemektedirler. İç finansmanın belirli açığının kapanmasında sayısız fayda gören teknisyenler bunun evvelâ dı yardımla büyük çapta ilişkisi oldu- gunu tesbit ettiler. Ancak, dış yardı- mı temin edecek devletlerin obütün uzmanlarının dillerinde "evvelâ ke diniz bulun" sloganı dolaşmaktaydı. Bunun dışında, iç finansmanın te- min edilememesi halinde . kalkınma hızından bazı fedakârlıklar yapılmak gerekecektir. Bunu önlemek için tek- nisyenler icra kuvvetine bazı tavsiye- lerde bulunmaktadırlar. Teknisyenler evvelâ 96 3 bir tasar- rufla 1963 yılı uygulama plânında do- gacak açığın kapanmıyacağı kanısın- dadırlar. Yaptıkları hesaplar (obunu göstermektedir. Bu bakımdan geç ka- ınmış olmasına rağmen tasarrutun arttırılması gerekmekte ve 1963 yılının açığının hiç değilse asgariye indirilme- si gerekmektedir. 1964 uygulama plânının icap ettir- diği yatırımlar dolayısıyla bütçede ha- sıl olacak açık ise, teknisyenlerin he- saplarına göre 950 milyon liradır. Bu- nun kapatılması için birkaç türlü yol vardır. Hükümet bunlardan istediğini tercih etmekte elbette ki serbesttir. Teknisyenler herşeyden evvel cart giderlerle büyük çapta bir tasarruf ya- pılmasını tavsiye etmektedirler. Devle- tin cari giderlerinin iyi kontrolü mese- lenin hallinde büyük rol oynıyacaktır. Bir başka yol Devletin ( İktisadi Devlet Teşebbüslerine yardımı kesmesidir. Bu müesseselerin (açığını kapama gayreti artık bir tarafa bıra- kılmalıdır. Devlet Teşebbüsleri kendi yağlarıyla kavrulacak hale gelmelidir. Bunun dışında bir yol daha vardır: Ba zı maddelere zam yapmak, vasıtalı ver gilerle açığı kapamak... Bir nal mevcuttur. Şimdi iş, üç nalla bir ata kalmıştır