YURTTA OLUP BİTENLER Sadık Perinçek Camilerden birine buyrun / fa Esat Kemal Aybar Koalisyon ortak- larından CHP nin üzerine bir gitmeyi denedi. Aybar, Bekata için Meclis so- ruşturması istedi (Bk. Hükümet) ve bunu Grupun tasvibiyle yaptı. Salı gü- nü YTP grupunda bu konu görüşüle- cekti. Ancak YIP idarecileri meseleyi evvelâ CHP nin içinde halletmesini, kendilerinin buna göre bir tavır takın- maları icap ettiğini büyük bir taktik olarak ortaya attılar. Grup bunun di- zerine gene iç meselelerine döndü. Hü- kümetle İlgilendi ve Hükümetteki ça- lışmaları İnceledi! YTP geride bıraktığımız o haftayı ardında ümit arıyacağı bir dağ bul- makla geçirdi. Ama dağ yanıp kül ol- mak üzereydi. Kiralar Dinmek bilmeyen dert Gi haftanın gazetelerini ellerine a- lanlar. bir tek konunun günün bü- tün olaylarını gölgede bırakırcasına ön plâna geldiğini gördüler : Bu, kira ko- nusunu düzenleyecek olan yeni kanun tasarısının hazırlandığına ve yakın- da Millet Meclisine getirilceğine dair olan haberdi... Gerçekten Anayasa Mahkemesinin, kuruluşundan hemen birkaç ay son- ra, büyük bir öncelikle, yurtta her türlü hak ve adalet konulan sanki çözümlenmiş, de iş bir tek kira konu- AKİS/14 suna kalmış gibi alelacele iptal edi- verdiği 6570 sayılı Kira Kanununun en önemli maddelerinin 26 Eylül 19J3 Perşembe gününden sonra yürürlükten kalkmasıyla durum cidden nazik ve karışık bir şekil alacaktır. İşte bu karışıklığı önlemek ve va- tandaşlar arasında çıkacağına hiç şüp- he bulunmayan sayısız anlaşmazlık- ları kısmen de olsa azaltmak üzere Hükümetin bir süredenberi yani bir ki- ra tasarısı üzerinde çalışmakta oldu- gu zaten biliniyordu. Mamafih Ana- yasa Mahkemesinin aldığı iptal kata- rının çok geç olarak - 31 Mayıs 1963 de - yani karardan tam 66 gün sonra, Resmi Gazetede (yayınlanması, bu yüzden Hükümet çalışmalarının geç başlaması, başlangıçta bizzat Hüküme- “liberalizm'in şampiyonlu- gunu yapanların çoğunlukta bulun- maları sebebiyle aşırı ve plâtonik ha- yâllere kapılarak, artık bu ülkede ki- raların bir daha tesbit edilmeyeceğini, her türlü kiranın ve kiralama işlem- lerinin tamamiyle serbest bırakılaca- gım sanıp sevinen, hattâ günlük ga- zetelere verdikleri demeçlerde Herifi giderek işi, bazı iddialarda bulunma- ğa kadar vardıranlar da görüldü. Ö- zellikle bunlardan birisi. "Gayrimen- kul tasarrufunu sınırlarken, bu sınırın Demir Perde sınırına kadar genişle- mesini rıza gösteremeyiz.' Anlaşılacağı gibi, bina sahipleri ko- nuyu "liberalizm" ve "sosyalizm" doktrinlerine dayayarak, o yönden ki- ra tesbitini ve mevcut kısıtlamaları lar olarak tanıtmağa çalışmaktaydı- lar. Kiracı durumunda olan ve zaten "ağzı var ama, dili yok" denecek ka- dar savunmasız Ve Savunucusuz, ÇOğU dar gelirli, hattâ fakir vatandaşlar ise olayları ürkek gözlerle izlemekteydiler. Nihayet bütün bu çalışmaların geçti- gimiz hafta bir tasarı şeklinde sonuç- landırıldığını ve "pek yakında" Mil- let Meclisinin önüne konulacağını Ö- zel Komisyon Başkanı İzmir Millet- vekili Mustafa Uyar açıkladı. Böylece bina sahiplerinin ohayâlleri bir anda suya düşmekle beraber kiracıların da içersine kurt düşmüş oldu. Özetle söy- lemek gerekirse. Uyarın demeci ne İsa yi, ne de Musayı memnun etti. Hayret verici açıklama K emisyon Başkanı oMustafa Uyarın açıklaması neden bu kadar tepki ya- ratmıştı? Birinci sebep, söylenen şeyle- rin, tasarı kabul edildiği takdirde pra tik hiçbir fayda sağlamıyacağı, üste- lik Sulh Hukuk Mahkemelerini o boşye re işgal etmekle kalmayarak, vatan- daşlar arasında "ev sahibi" ve "kira- cı" şeklindeki gruplaşmayı (o kısa bir sürede - tasarıda bu, 2 aydan ibaret- Kiralık bir ev "Ateş doludur tutma yanarsın"