SİNEMA Ade'de bulur. Bu andan itibaren, iki eski arkadaş arasındaki köklü dostluk, birdenbire yıkılır ve tuzla buz olur. La Rocca'nın karısı, Ade'nin de kız- kardeşinin mezarı başında (ayrılırlar ve bir daha birbirlerini görmemek üze- re her biri bir yana gider. Jean Becker adında biri.. can Becker'in "Un Nommâ La Roc- ca - Parmaklıklar (oArasında" ilk filmidir. Bu itibarla ilk filmini yapan her rejisör gibi, Oo ufak-tefek sinema kusurları olacaktır ve vardır da Fa- kat bu kusurları acemiliğin Oo verdiği buruk, bir tad taşımaktadır ve yer yer ustalarda bile rastlanmayan bir güzel- liğe erişir. Becker'in Yeni Dalgacılar- la tek bağışık yanı. gözüpekliği ve a- taklığıdır. Üslüp olarak daha çok Ro- bert Aldrich biçimciliğini osürdürmek- tedir. Becker'in biçimciliği (Okuru bir tekniğe dayanmıyor. Tam tersi, Bec- ker, biçimi öz ve duyarlıkla bir arada pürütme çabasındadır. Bu çabasında tanı bir başarıya ulaşabiliyor mu? Ha- yır. Bazan biçim uğruna duvarlığı, ba- can da beriki için ikinciyi harcayıp geçmekten çekinmiyor. AKİS/32 "Parmaklıklar Arasında"nın sine- matografik tersliği, obazı bilinen ku- ralların hiçe sayılmış olması, seyirci- ye hikâye anlatımı içinde noktalama işaretlerinin verilmemesi, normal bir sinema seyircisi için filmi- güç anla- şılır bir duruma sokuyor. Becker, bü- tün bunları gereksiz bulmuş olabilir. Ama yığınlar için Km sanatların bir kolu olan sinemada rejisör, çoğun- luk yerine aydınlar azınlığı için film yapmaya kalktığı an, filmi yerine ken- di terse düşüyor demektir. Genç sine- macı Becker'in durumu budur. Gele- cekte ne olup ne biteceği de ikinci fil- mindeki- tutumunun ne olacağına bağ- lıdır. "Sonsuz Şarkı" Ünü besteci Chopin'in hayat hikâ- yesini anlatan "A Song To Remem- ber - Unutulmaz Şarkı", o gösterildiği ülkelerde umulmadık bir ilgiyle karşı- lanmış ve rejisörü oOCharles Vidor'ı Hollywood'lu rejisörler (arasında bi- rinci plâna çıkarmıştı. Tabii bu birin- ci plâna çıkış, "iş filmleri yapma" ko- nusundaydı ye nâçar kalıp yanılma so- nucu Hemingway'in "A Farewell To Arms- Silâhlara Veda'yı Vidor'a ema- net eden yapımcı Selznick, filmi, Vi- dorın nasıl yüzüne gözüne bulaştır- dığını görmüş ve yıkılmıştı. “Song Without End - Sonsuz Şar- kı" yine bir ünlü bestecinin, List'in ha- yat hikâyesini işlemektedir. Rejisör, bu tür filmlerde bilirkişi sayılan Charles Vidor'dur. Chopin filmi "A Song To Remember - Unutulmaz Şarkı" nın il- gi görme nedenleri arasında, aslında bestecinin hayat hikâyesinin çok renk- li oluşu ve seçilen müziklerin de son derece yumuşak ve "popüler" olmala- rındaki isabetten o öteye geçmiyordu. "Song without Bud-Sonsuz Şarkı"- nın kahramanı List'in ise, bu kadar ilginç bir hayat hikâyesi yoktur. Üs- telik, seçilen müzikler de seyirci ço- gunluğu için hayli ağır parçalardır ve senaryocu da List'in besteciliği yerine "İcracı'lığı üzerinde durmuştur. Piya- nonun bu usta çalıcısı, önceleri bir kontese (Genevieve Page) tutulur. Pa ris dışına kaçar kontesten çocukları olur. Fakat uçarı List (Dirk Bogarda) bir konser arasında rusyalı bir obaş- ka kadına, bir prensese (Capucine) tu- tulacak, ardısıra diyar diyar geçecek ve sonunda prenses uğruna herşeyini feda edecektir. Hikâye, bir yerden sonra İki- ka- dın arasında kalmış bir erkeğin tut- kularım ve davranışlarını işler görü- nüyorsa da, müzik yönünün gereksiz hamallığı karşısında bundan da vaz- geçiliyor ve (o "Song Without Bnd- Sonsuz Şafta" bir yerden sonra kon- ser filmi -haline geliyor. Rejisör Charles Vidor filmi bitir- meden Öldüğünden, geri kalanı Geor- ge Cukor sürdürmüştür. Fakat, arada keskin çizgili bir ayrım yoktur. Oyun- culardan Dirk Bogarde, müzikçi List'- ten başka herşeydir. Daha çok hır- çın, kavgacı, isyankâr bir "günümüz insanı"na yaklaşan bir kişiliği can- landırmaktadır. Kontesteki Genevi- eve Page, filmin en başarılı kadın o- yuncusudur dense yeridir.. - Capucine soğuk, tutkusuz - hele askı için Papa- lara ve Çarlara kadar çıkıp kafa tu- tan bir kadın yerine-, ruhsuz, düm- düz bir oyunla isteneni verememekte- dir. Başarısız oyuncular üstesinde, en baştaki Bogarde'den sonra (oMattita Hunt ve Ivan Desny sırayı tamamla- maktadırlar.