yoruz tabii. Fakat asıl önemli olan, mânevi kazancımızdır." Kulüp liderleri haftaca bir gün kulüp başkan ve koordinatörleri ile toplanmakta ve haftanın olaylarını konuşmakta, direktif almaktadırlar- Kulüpler, okul yaşındaki ve okul ya- şından küçük çocuklar içindir. Ço- cuklar her ay, 1-1,5 lira arasında de- ğişen sembolik bir aidat ödemektedir. ler. Moda Ayakkabı derdi Türkiyede önemli birçok derdin ya” nında bir de ayakkabı derdi var- dır. e Geçimi güçleştiren iki önemli faktörden biri kiraların yüksekliği, di- geri ayakkabıların fiyatıdır. Ekonomik bakımdan dengeli toplumlarda kira- lar, özellikle ayakkabı fiyatları, asga- ri kazanç güçlerini oaşmamaktadır. Bizde ise kiralar, genel olarak kazan- cin yarısından fazlasını alıp götür- mektedir. Dengeli toplumlarda sağ- lam ve iyi bir ayakabı kazancın elli veya altmışta biriyle elde edilirken» bizde bazen bu kazancın üçte biri, nihayet onda biriyle bir çift ayakka- bı alınabilmektedir. Orta halli aile- lerin yıkımına, aylık bütçedeki ayak- kabı masrafı sebep olmaktadır. İstanbul Ünivarritesi İktisat Fa- kültesi İşletme İktisadı o Araştırma Bürosu tarafından yurdumuzda ilk defa olarak kadın ayakkabıları hak- kında bir anket düzenlenmiştir- Ev kadınlarına yedi grupta sorulacak o- lan soruların cevabı tahminen iki ay içinde sonuca bağlanacak ve böylece kadınların hangi ayakkabılara iltifat ettikleri, bilimsel usüllerle meydana çıkarılmış olacaktır. Araştırma Büro- sunun amacı, tüketicinin piyasada ne cins mal aradığını tespit etmek ,ve üretimi bu yola yöneltmektir. Fakat şurasını da unutmamak gerekir ki. ailenin istediği, aile bütçesinin kal- dırdığı tip ayakkabı ile gönlün iste- diği, herkesin beğendiği, moda ayak» kabı arasında bocalama olacak ve böyle bir anket kendi amacına ulaş- makla beraber, ekonomik bakımdan büyük birşey ifade etmiyecektir. Ekonomik bir dâva A vakkabı derdi, o herşeyden önce ekonomik bir derttir. Bunu iki yol- dan ele almak gerekir : Fiyatları ve özellikle kaliteyi kontrol, ailede sağ- lam ve ucuz ayakkabı kullanma zih- niyetinin yerleşmesi için telkin... Bu ikinci faktörün birinciyi de etkileye- ceği muhakkaktır. Çünkü Oo ayakka- bı 'bir ihtiyaç, vazgeçilmez bir ihtiyaç maddesidir. Aylığını ücretini, hafta- lığını alan vatandaş bakkala uğra- madan, cüzdanının şişkinliğine göre bir ayakkabıcı dükkânına veya pa- sajlardaki, köşebaşlarındakl (o ayakka- bı işportacılarına koşar. Aybaşların- da bu işportacıların yanına sokulmak bile meseledir, öylesine kalabalık olur. Bu bakımdan, birçok ayakkabıcılar satışlarım bir yandan da bu isporta- cılarda yürütürlerç Bu sayede hem halkın mecburen önem verdiği "ucuz- luk" psikolojisinden faydalanır, dük- kânda ayni fiyata sattıkları malları işportada daha çabuk tüketirler, hem de bazen, fiyatları düşürmek yoluna gider, fakat mağazadaki "kibar müş- teri" yi gene aynı fiyatlarla tutarlar- KADIN — MODA Kısacası, mağazanın -İtibarım korur- lar!.. İlgili makamların, ayakkabı fiyat- larını, (o kaliteyi kontrol meselesini muhakkak surette ele almaları gerek- mektedir- "Çok ucuz" damgası ile 60 - 65 liraya satılan bir ayakkabının bir saat içinde yırtıldığı ve 120 veya 130 liraya satılan bir "kibar" ayak- kabının da aynı akıbete uğradığı çok defa görülmektedir. Ayakkabıyı geri çevirdiğinizde, işportacı dudak bü- küp, "ucuz mal, ağabey" diye maze- ret beyan etmektedir. Şık mağazanın sahibi ise, size kibarca, iyi bir tamir- ci salık verip, işçilerden şikâyet et- mekte ve iş ahlâkının fazlasıyla bo- zulduğundan, zararına (çalıştığından dert yanmaktadır. Tabii müşteri de, "kibar" olduğu için, fazla konuşma- dan tamircinin yolunu boylamakta- dır- AKİS/33