24 Ağustos 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

24 Ağustos 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL HAYAT Prenses Süreyya İstanbulda Hilton önünde "Allah önce bahirlerinin zilleriyle çınladı. Verilen haber, Beyoğlu muhabirlerinin gün- lerce Maximillan Schell'in ağzından haberini alamadıkları eski İran İm- paroteriçesi Süreyyanın İstanbul gel- diğini bildiriyordu. Bu haber üzerine Beyoğlu muhabirleri soluğu Hilton o- telinin kapısında aldılar. O sırada Sü- reyya, yaranda Maximlllian Schell'in kızkardeşi olduğu halde, eski bir taksi ile Hiltona geldi. Hiltonun kapısında gazete (o fotoğrafçılarına ve muhabirleri görünce' Süreyya o sa- gırdı ve şoföre, derhal geri dönmesini emretti. Böylece gazetecilerle Prenses arasında beş-on dakika süren bir ko- valamaca başladı. Süreyyanın taksisi Açıkhava Tiyatrosu önünde bir iki tur attıktan sonra tekrar Hiltona döndü. Fakat Süreyya (gazetecilerin elinden kurtulamadı. Kapıda Sürey- yanın fotoğrafını çekmek isteyen ga- zetecilere Maimillian Scbell'in sekre- teri Miss İnge bazı yakışıksız muame- lelerde hulundu. Bu, sonradan cere- yan edecek olan üzücü hadiselerin başlangıcını teşkil etti. Süreyya Hil- tonun asansörü ile Maximillişn Schell' in daha önceden ayırdığı 337-339 nu- maralı köse dairesine giderken fo- toğrafçılardan birkaçı da Oo asansöre daldılar. Süreyyanın, fotoğrafçıların elinden kurtulup dairesine (o çekil- AKİS/20 kıskançlığı yarattı!" mesi on dakika kadar sürdü. Bu sırada, tenis oynamakta olan Maximlllian Schell de da- iresine gelmiş ve Süreyya ile buluş- muştu. Gazeteciler gene tatmin ola- madıklarından, bu defa Maximillian Schell'in dairesinin kapısında obekle- meye başladılar. Maximillian o Schell, elinde tenis raketi olduğu halde dışarı çıktı ve gazetecilerle görüştü. Kendi- sinin bir kıza âşık Olduğunu yazan Hür- riyet muhabirine benzettiği (Milliyet muhabiri ile de kısa süren bir müna- kaşa yaptı. Ama sonra, durumu kavra- yınca kendisinden özür diledi. Kapının önünde gazeteciler, Maximilllan'dan, Prenses Süreyyanın kendileriyle (o gö- rüşmesini rica ettiler. Bu görüşmeyi temin edeceğini söyleyen Maximillian Schell, gazetecilerden aşağıda obekle- melerini rica etti. Nitekim çok geç- meden — saat 19,30 da — önce Maxt- millian Schell, arkadan da roff'da gazetecilerle görüştüler. önce roofa gelen Maximillian Schell, gazetecilere : "—İtalyan gazetecilerinden odaha iyi olduğunuzu gösterin" diyerek, Sü- reyyayı fazla sıkıştırmamalarını rica etti. Gerçekten Süreyya, fotoğrafçılara istedikleri gibi poz verdi. Daha önce makyajsız ve çok yorgun olduğu için gazetecilerden kaçtığı da böylece Öğ- renilmiş oldu. Süreyya gazetecilere İs- tanbula on gün için dinlenmeye o ve bu arada Maximillian ile bir senaryo üzerinde görüşmeyi' geldiğini açıkla- dı. Bu kısa süren toplantıdan sonra gazetecilerin hepsi dağıldı. Yemek yerine, karakol! çe ile Maximillian Schell, roof taki toplantıdan sonra artık gaze- tecilerin elinden kurtulduklarına ina- nıyor ve kendilerini çok rahat hisse- diyorlardı. Bu rahatlığın tesiriyle Ma- ximlilian ,Scheli sevgilisi Süreyya ile larına gelmiyen bir hâdise oldu ve ge- ceyi karakolda geçirdiler. Süreyya, Maximillian ve kızkardeşi Hiltondan bir taksiye atlayıp Boğaza yollandıkları lirada, kendilerim oHil- tonda gizlice takip etmekte olan Hür- riyetin foto muhabirinin o kiraladığı ikinci bir taksi de arkalarından geli- yordu. Maximillian Arnavutköy oya- kınlarına kadar, takip edildiğinin hiç farkında değildi. Ancak ikide bir ya- nıp sönen ve flâş ışığına benzeyen ışık dikkatini çekiyordu. Nitekim dönüp baktığında, kendilerini eden takside tanıdık bir çehrenin eği- lip saklandığını gördü. Önce aldırma- dı, yoluna devam etti. Bu arada kolu- nu Süreyyanın zuna atmış, iki sevgili birbirlerine iyice yaklaşmışlar- dı. Bir ara Süreyyanın omuzundan tek- rar arkaya bakan Maxlmillian Schell, Hürriyet muhabirini gördü ve hemen arabasını durdurdu. İşte bundan son- radır ki bütün dünya basınına yayı- lan müessif olaylar başladı. Schell'in hızla kendi arabasına doğru geldiğini gören Özkan Şahin, kapısını kilitlemiş- ti. Özkanın kapısının kilitli olduğunu gören aktör, şöförün kapısından tak- siye hücum etti ve Özkanın elinden mücadeledir Karşılıklı yumruklar atıldı, çağırıldı. Münakaşaya Maximillian'ın kız kardeşi de gelmişti, o da kavgaya karıştı. Halk, olay yerine toplandı. Fa- kat hiç kimse, müessif olayı bastırmak için bir gayret göstermiyor, o misafir artist ile gazeteci kendi aralarında dö- vüşüyorlardı. Sonunda taraflar ayrıl- dılar ve herkes, kendi otomobiline bin- di. Bu sırada Özkan Şahin, bütün ba- sın alemince bilinen ocentilmenliğine yakışmayan bir hareket yaptı: Olayı, mesleğin bir cilvesi deyip kapatmak varken, bir inzibat eri vasıtasıyla mi- safir aktörün ve Süreyyanın otomobi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: