di. Emir subayı gecikmedi. Ama ol. dan önce gelenler olmuştu: o Sunayı yakalayıp Harp Okuluna götürmek emrini alanlar! Bunlar Yarbay Ba ha Gökbilenin üzerine atladılar. AH katma indirilebilmişti. ler Orgenerali görmediler. Emir su bayını tartaklamaya (o çalışıyorlardı İki kişi idiler. Yarbay, yaver kordo nunun kopması pahasına ikisinin de hakkından geldi ve araba emi e le Genel Kurmaya hareket Sunayın evden ayrılmasından b kaç dakika sonra, ellerinde makine- li tabancalar bulunan dört Harbiydi daireyi bastılar. Kapıyı Bayan Su- nay açtı. Harbiyellier Genel Kurmay çeriye girdiler ve odaları başladılar. Orgenerali bulamayınca, söylenerek çıkıp gittiler İkinci Başkan ile Kuvvet Komu- tanlarının Genel Kurmaya gelişleri daha az maceralı oldu. Hava Kuv- vetlen Komutanı Korgeneral Tansel sivil elbiseyle vazife başına geçti, o- rada üniformasını giydi. Deniz Kuv- vetleri Komutanı Koramiral Uranın arabasına ise asiler ateş açtılar. Ara- ba yara aldı, fakat Komutan görevi- e yetişti. Kara Kuvvetleri Komuta- nı Korgeneral Keskiner ile | İkinci Başkan orgeneral Tağmaç da asileri yararak Genel Kurmaya geldiler. Böylece, harekâtın o başlamasın- dan sadece onbeş-yirmi dakika sonra taraflar karşı karşıya gelmiş bulu- nuyorlardı. Bulvarda bir adam O gün Talât Aydemir, son defa o- larak Kızılay Bulvarında görül- dü. Yanında, Turgut Alpagut vardı. İki 22 Şubatçı, adetleri veçhile bir aşağı, bir yukarı dolaşıyorlardı. Tam o sırada bir kadın gazete muhabiri kendilerini gördü ve yanlarına yak- laştı. Aydemir gazetecinin selamına mukabele ettikten sonra manalı ma- nalı: "— Haberler nasıl? Bir şeyler kulacınıza geldi mi " diye sordu Muhabir hiç bir mühim haber ol- madığını söyleyince — Emin misiniz? Hiç mi mühim hâdise yok?" diye ısrar etti Aldığı cevap menfi olunca gü- lümsedi nl halde yarın sabah beni muriaka bulun. Ama, nerede olursam olayım arayın. Her halde, mühim ha- berler alacaksınız..." dedi. Baha Gökbilen Vurunca devirdi Gazeteci, 22 Şubatçı Albayın ne demek istediğini-o an anlayamadı. Ama anladığında Aydemirin arzusu- nu yerine getirmesine imkân kalma- mıştı. Zira Aydemir yakalanıp tevkif edilmişti! 22 Şubatçı Albay, yaver-t hası durumundaki Oo Turgut Alpagutla o geceki harekâtı üzerinde son konuş- mayı yaptıktan sonra evine döndü. Orada, 22 Şubat günü sırtından çı- kardığı ve taşımaya artık hakkı ol- mayan üniformasını giydi, beline ta- bancasını taktı, yanına evrak çanta- sını aldı ve hazırlandı. Evi muhafa- za altında tutulduğu halde Talât Ay- Kulağa Küpe.. Ömür Adam! giyen. Alican Y.T.P, Kongre- , İnönünün boş sözlerle ortalığı “karıştırdığını söyledik- ten sonra -tabü, 20 - 21 Mayıs mi önce.,- şöyle demiş: imdi, başımızı iki eli- miz arasına alp düşünmen- yiz” Düşün aslanım, düşün ama başta akıl olmadıktan sonra o- nu iki el değil yirmiiki el ara- sına almışsın, ne çıkar ! YURTTA OLUP BİTENLER demirin nasıl ve hangi vasıtayla Harp idare ettiğidir. Hâdiseler, Aydemirin Harp Okulu ile teması muhafaza et- tiğini, orada kendisine ( bağlı köprübaşları bulundurduğunu, lemir değil, bazısı üniformalı, bazısı sivil bir çok 22 Şubatçı Harp Oku- lunda kurulan karargâha rahatça gelmişler ve orada harekete o katıl- mışlardır Harp Okulunda arp Okulunda harekât şöyle plân- landı: 22 Şubat hareketi sırasın- da Harp Okulunda bulunan, şimdi i- se subay sınıfına geçmiş ve Talât Aydemirle arkadaşlarının emri altı- na girmiş genç subay namzetleri a gece nöbet yerlerini ele ee di. Nitekim, geçirdiler de.. tanlarının okulda GnlümamaNi pa meklerine yağ sürdü. Harekete katıl- mayan subaylarını kolaylıkla tecrit ettiler Gece saat ona doğru heman yakında bulunan tank (okulundaki arkadaşlarıyla temas ederek orada da nöbet yerlerinin ele geçirilmiş bu- lunduğunu Oo öğrendiler. (o Harekâta tankları, orası verecekti. Bu sırada Talât Aydemir Harp in ko- muta mevkiine geçm Saat 11.30'a dol Talât Ayde- mirin idaresi altındaki kuvvetler şeh- re bir kaç yoldan akmağa başladı- lar. Harp Okulu öğrencilerinin okulu terketmeleri son derece dağınık ol- du. Subay sınıfı öğrencileri silâh de- polarını açarak arkadaşlarını kaldır- dılar ve "Harbiyelinin günü geldiği" ni söylediler. Öğrencilerden bir kıs- mı maceranın haberini, parolasını ve işaretini ancak orada öğrendiler. Pa- rola, meşhur "Harbiyeli aldanmaz" lâfıydı. Macerayı son dakikada öğre- nenler mavi manevra elbiselerini pi- jamalarının üstüne giydiler ve elle- rinde silâhlan, ellerinde mermileri yo la çıktılar. Başlarında bulunan en yüksek rütbeli subay üsteğmenlerdi.: Bir kol, Bahçelievler yoluyla Fad yoevi istikametinde ilerlemeye baş- ladı. Diğer bir kol işe GMC'lerle Ha- va Kuvvetleri Komutanlığı o üzerin- den Genel Kurmay Başkanlığı binası önüne geldi ve (arayı tuttu. Fakat kışlaya girmeleri kabil olmadı. Zira Kışla Komutanı tarafından o gerekli emniyet ll a ve kışla iyi savunuluyo n üzerine Harbiyellier bina amli ye- AKİS/9