YURTTA tinmek zorunda kaldılar. Tank oku- lundan aldıkları beş tanktan ikisi o" rada kaldı, üç, tanesi Radyoevini zap- tetmek üzere Bahçelievler yolundan gelen ikiyüz kişilik dağınık kuvvetle Meclis önüne, Kızılaya ve Sıhhiyeye gitti. Hiç ateş teati edilmeden Radyo- evi zaptedilip te yayın başladığında Talât Aydemir kendisine bütün istik- ballerin en parlağının açıldığından e- i. Aydemirin nazırlıkları arkadaşları, vurucu kuvvet olarak Harp Okulu öğren- el.erini kullanmayı tasarlamakla be- raber kendilerine karşı çıkacağını sandıkları birlikler konusunda da ted- Ankaradaki birler almışlardı. bazı kurslara kendi adamlarını getirmeye muvaffak olmuşlardı. (Bu subaylar, Başkentte emirleri altındaydı. o Bun- lardan başka, bazı kıtalarda üsteğ- menle- temin edilmişti. Bunlar, bü- yük kıtaları parçalamak ve dağıtmak görevini üzerlerine aldılar. Meselâ 229. Alayın bazı bölükleri o gec deta kaçırıldılar. Bu bölüklerdeki bir subay alarm verdi, bir bahane uydu- bölüğü alarak çıktı. Bazı başka (birliklere birlik subayı olmayan ya- bancı subaylar giderek aynı aldatma- «aya başvurdular. Muhafız Alayının -süvari birlikleri bir ara o yoldan âsi- lerin emri altına girdi. Fakat durum anlaşılınca bunlar tekrar kıtalarına Idöndüler. Harekât sırasında birlikle- rin içinde, bilerek asilerden yana va- AKİS/10 OLUP BİTENLER. ziyet alan çıkmadı. Talât Aydemir kendisinden o ka- dar emindi ki, Harp Okulu öğrencile- riyle Radyoevini işgal edip te ismini okutur okutmaz herkesin kendisine katılacağını, bütün Türk Silâhlı Kuv- vetlerinin kendi emri altına girece- ğini sanıyordu. Daha ilk tebliğde is- mini okutturmasının bir sebebi obu- dur. Talât Aydemir, 27 Mayıs hakkın- da bir yazı serisi hazırlamakta olan Akşam gazetesinin bir o muhabirine bundan sadece bir hafta kadar önce Türkiyedeki tek kuvetli adamın ken- disi olduğunu ifade etmiştir. Bu me- | Necdet UMRE İzifh Tansel - Ali Keskiner Baş hedefleri galomani, harekâtın her bakımdan perişan bir hareket olmasına yol aç- mış, hiç bir şansı bulunmayan teşeb- büse öyle girişilmiştir. Ama Talât Aydemirin ilk tebliğ- de ismini okutturmasının bir ikinci sebebi daha vardır. Aydemir, bir başkasının çıkıp avı elinden kapma- sından daima endişe etmiştir. Bu yüz- den, hareketin kendi adıyla damga- lanmasını istemiştir. Aydemire kapı- lanlar da, asi Albaydan daha fasla idealist değildirler. Aydemir bunların hepsine rütbe ve makam vaad etmiş, kendilerini askeri kaymakam ve vali yapacağını bildirmiş, derhal oyüzba- şılıklarının verileceğini o söylemiştir. Hareket başarı kazandığı takdirde, İhtilâl Konseyi Talât Aydemirin ken- disine Orgenerallik payesi verecek- ti ve bu suretle 22 Şubatçı Albay bü- tün ordu kademelerinin hukuken de üstünde mevki sahibi olacaktı. Kısa bir süre içinde İhtilâl Konseyi sivil lenden müteşekkil bir heyet kurarak onun arkasından memleketi idare ve ihya- edecekti. Siviller, her sınıf ve si- yasi temayülden "Aradığını bulama- mış adamlar"dır. Fakat bunlardan hangisinin 20-21 Mayıs hareketin- den haberdar bulunduğunu, devam e- den tahkikat gösterecektir. Aydemir, daha sonra açıkça memleketin basma geçmeyi tasarlamaktaydı. Fakat kısa zaman içinde, evdeki hesabin pek çarşıya uymadığı görül- dü. El değiştiren radyo Eer radyoda okunan tebliğde Talât Aydemirin adı bulunmasaydı, bel- ki zihinlerde bir kısa süre bir iri şıklık doğabilecekti. Fakat bu ad, şin bir soytarılık olduğunu derhal or- taya koydu. Nitekim tebliği duyan- lardan Ankara Garnizon Komutanlı- ğı Kurmay Başkanı Kurmay Yarbay Ali Elverdi yanına bir kaç adam ala- rak derhal Radyoevine gitti. Bu sı- rada Radyoevinde bir başka komedi cereyan etmekteydi. Binayı ele geçirmiş bulunan üsteğ- men ve Harp Okulu öğrencileri şaş- kındılar. Saat 00.57'e kadar muhtelif aralarla İhtilâl Beyannamesini oku- muşlardı. Saat 24'ten biraz sonra, es- ki spikerlerden ve unutulmaz Dr.