YURTTA OLUP BİTENLER, mesajını yayınladığından her geçen saat asilerin ümidini biraz daha kı- rıyordu. Bu sırada durdurulan bir AKİS muhabiri ile bir Harbiyeli a- rasında cereyan eden muhavere asi- ler kampındaki ruh haletini' göster- mek bakımından alâka çekicidir. "— 28. Tümen Size karsı hare- kete geçti. Artık teslim olsanız!" "— bize karşısı? Bütün ha- reket plânları 28. Tümende hazırlan- dı!" ledi?" sınıfının elebaşıları "— Ya, havadaki jetler? da size karşı değilmi?" Onlar — Ver silâhını bana, sana tek- rar inde edeceğim.. Harbiyeli silâhını uzattı. steni aldı, mekanizmasını çıkardı, Harbiyeliye geri verdi. Asilerden ço- gu böyle teslim oldular. Yarbay: "— Haydi evlâdım, arabaya bin ve olrlume dön" dedi. Hava, Kızılayda bir tek defa de- gişti. Harbiyeliler arasında 229. vi yade Alayının kendilerine yardım olmak üzere harekete geçtiği haberi yayıldı. Bunum üzerine asiler, sevinç içinde, havaya ateş ederek ve Har- biye Marşını söyleyerek Oo Bulvarda yürüyüşe geçtiler. Halbuki bu sıra- a, Genel Kurmayda hazırlanan plân Yarbay 21 Mayıs sabahı Ankara sokaklarında meraklılar ykusuz gecenin sabahı ”- Tabii değil! Hava Kuvvetleri bağlanmışdurumda. Uçanlar, bize karşı çıkayakları durdurmak için u- yuyorlar Halbuki bu sırada, General Nuri azerin komutasındaki 28. Tümen elikleri ateş mesafesine gelmişler- Bir Yarbay Harbiyeliye yaklaştı müşfik, adeta içi kan ağlayan bir tayla: Haydi aslanım, EN run.. di Vr silâhını bana!" dedi. Genç Harbiyeli silâhına “daha sıkı irildi: "— Hiç Harbiyeli silâhını yav- verir - Babacan Yarbay ısrar etti: AKİS/16 tatbik sahasına konulmak Üzereydi. Durum kontrol altında Gabaha karşı Genel Kurmay üç kol- dan inisyatifi ele aldı. 229. Piya- de Alayı derlenip toparlanmıştı. O- tim Birliği Harp Okulunu çevrelemek için harekete geçti. Yayın yapama- dıkları halde Radyoevini elinde bu- lunduran küçük grupa karşı Topçu Okulu birlikleri sevkedildi. Çubukta- ki alay da bu sırada geldi ve cadde- lerdeki perakendeleri toplamaya baş- ladı. Biraz sonra da göklerdeki jet- lerin adedi fazlalaştı. Bir kaç dakika geçti, Radyo ve hoparlörler Genel Kurmay Başkanı- nın son ihtarını duyurmaya başladı- lar. Eğer asiler yarım saat içinde tealim olmazlarsa oerdeki kuvvetler ve uçaklar ateş açacaklardı. Uçak- lar korkunç sesler çıkararak -F 100' ler- dalışlar (oyapıyorlardı. e Radyo, halkta bir telâş olmasın diye bunla- rın Genel Kurmayın emriyle uçmak- ta olduklarını bildirdi. Bu sırada Ba- lin otelin terasında bir amerikalı u- yaklara bakıyor ve söyle diyordu: B adar mehareti ömrüm- de görmedim ni gelen P 104'lerim test pi- lotu olan amerikalı havacıydı. Saat 5.30'da, hava ağarmaya baş- ladığında temizleme hareketi başla- dı. Muhafız Alayı, önünde tanklar, nefis bir muharebe nizamı içinde şeh- re indi. Alayın görünüşü son derece heybetliydi. Askerler, mümkün nis- betinde ateş etmeyeceklerdi. Süngü- lerini o takmışlardı. o Gelen (oMu- hafız Alayının karşısında Harbiyeli- ler okulları istikametinde kaçıştılar. Jetlerden korunmak için binaları iş- gal ediyorlardı. Emniyet Genel Mü- dürlüğü ile Tarım Bakanlığı binası- na ve Meclisin büyük merdivenleri; ne MR Ge ii ateş ediyor- lardı. Daha kametine bir si da rastgele ateşe başladılar. İşte jetle re, ateş açmaları için emir bu esna- da verildi. P 100'lerden biri pikeve geçti ve Harbiyelilerden silâhlı | bir grupun bulunduğu kalabalığı taradı. Bu sırada bir talihsizlik, Muhafız A- layının başında şehre inen Alay emir subayı Binbaşı Atillânın şehit düşme- sine yol açtı. Ateş kesiminde birden ortalık karıştı. Harbiyeliler dağıldı- lar ve ateşi kestiler. Jetler Talât Aydemirin- Oo karargâhını kurduğu Harp Okulunun üzerinde uçuyor ve karargâhı makineli tüfekle tarıyor- lardı. Aydemir bütün iradesini kaybet- ti. Yanında bulunan arkadaşlarına buhran geçirdiğini söyleyerek komo- ta mevkiini terketti. Bir defa daha, ateşe sürdüğü genç çocukları terke- diyordu. Tıpkı 22 Şubatta olduğu gi- bi asiler gene başsız kalmışlar ve Aydemirin sinirleri mukavemet et- memişti. Asi Albay, Turgut Alpagu ta kaçmayı teklif etti. Fakat Alpa- gut ve onunla birlikte bulunan Emin Arat bunu şerefszilik addederek red- dettiler. Her şey bittiğinde, Harp O- kulunda teslim olacaklardı. Her şe- yin bittiği anlaşılıyordu. Başlangıcın sonu (Gerçekten, bu sırada Ankara sokak- larında asileri toplama hareketi