lerin yer yer bozulmuş olduğunu an- ladılar. Aras Genel Kurmay Başka- nına gördüklerini anlattı. Orgeneral, Aydemirin söylediği gibi, telsizle emirler vermesini rica etti. O sırada henüz Genel Müdürlük kur- tarılmış değildi. Aras Genel Kurma- yın telsizleriyle işe başladı ve yur- etmemişti. Sonra diğer iller çorap söküğü gibi aktılar ve hemen hepsi aynı şeyleri söylediler. evinin karşısındaki frensiz kız lise- sinin duvarları dibinde (o gizlendiler. Geceyarısın biraz geçerken, Ankara Radyosunun zaptedildiği sıralarda bi- naya hücum ettiler. Ancak nöbetçi- ler kendilerine ateşle mukabele etti- ler. Buna rağmen gruptan bazıları i- çeri girebildiler. Fakat durumu ha- ber alan 1. Ordu emniyet kuvvetleri süratle müdahalede bulundular. Asi- ler hiç bir yayın yapamadan ele ge- çirildiler. 1. Ordu Komutanı Refik Yılmaz hepsini derhal hapsettirdi, duruma süratle hâkim oldu, Radyo- ya yayın yapması için emir verdi ve Ankara Radyosunun Harbiyeliler e- linde olduğu veya sustuğu (o sırada g erçek durumu kendi imzasıyla mem YURTTA OLUP BİTENLER Ankarada çarpışma (Genel Kurmay, Ankarada Muhafız Alayının iki bölüğünü ilk başta harekete geçirdi. Bir bölük Kızılaya inerek Çankaya yolunu tıkadı. Bun- larla Harbiyeliler arasında, (Bulvar Palasın önünde şiddetli ateş teatisi yapıldı. Ancak Muhafız Alayının su- bayları erlerine gençler üzerine değil, havaya ateş edilmesi talimatını ver- mişlerdi. Bu yüzden Harbiyeliler çok şımarıklık ettiler. Kendilerine oateş edilmeyeceği kanaati cüretlerini art- tırıyordu; Aslında, çok kan dökülme- si göze alındığı takdirde Ankarayı bir baştan ötekine. Muhafız Alayıyla temizlemek işten bile değildi. Ama Başbakan ve Genel Kurmaydaki yük- Ankara sokaklarında Harbiyelilerin toplanışını seyreden halk Bir de 27 Mayısı düşünün! İstanbuldaki teşebbüs  silerin bütün yurtta, Ankara dı- şında bir teşebbüse giriştikleri tek yer İstanbul oldu. Aydemirin İs- tanbulda hemen hiç adamı yoktu. "Yiğit", sadece Bâbıâlide kendisine bir kaç kafa dengi manyak bulmuş- tu. Aydemirin, 22 Şubat tecrübesin- den sonra İstanbuldan fazla bir ü- midi de mevcut değildi. Onun için, elindeki bir kaç adamı Radyoevini zaptetmeye memur etti. Ama orada işler, Ankaradaki kadar kolay olma- dı. Üniforma giymiş bir kaç 22 Şu- batçı ve bir kaç subay geceyarısına doğru .Harbiyeye geldiler ve Radyo- lekete bildirdi. Bütün Silâhlı Kuvvet- ler Anayasa nizamına bağlı olarak Hükümetin emrindeydiier, Gerçekten de durum buydu. An- karada Genel Kurmay Başkam üç or- dunun başı ile konuştu ve onların e adı. Tural 3. Orduyu, Yıl- yu alarm vaziyetine ge- Tulga Sivasta bulunuyordu. O da oradan aynı tedbirleri aldı. Daha sonra bütün birlikler, kendti Ordu Komutanlıklanyla irtibat kuranlar o vasıtayla, diğerleri bizzat Genel Kur- maya sadakatlerini bildirdiler. Kara, Deniz, Hava ve Jandarma Kuvvet- leri tam ve kesin olarak Hükümetin emrindeydıler. tirdi. sek komutanlar asilere merhametsiz davranmaya bir lüzum hissetmediler Gün ağarıncaya kadar bir mehil ta nıdılar. Muhafizı Alayının ikinci bir bölüğü ise Başbakan İsmet İnönünün evini emniyet altına aldı. e Sabaha yaklaşmakta olduğu bir sırada şeh- rin Bakanlıklar ile Ulus arası Har biyelilerin, Bakanlıklar ile Çankaya arası ise Hükümet kuvvetlerinin kod trolundaydı. Harp Okulu öğrencileri şaşkındı lar ve panik halindeydiler. Zaman za man otomobilleri durduruyorlar ve radyoyu dinleyip durum hakkında bir bilgi edinmeye çalışıyorlardı, Rad yo sadece Genel Kurmay Başkannın AKİS/15