dırarak tecavüzlerde bulunmaktadır. Fakat bu tip olaylardan sonra İngıl- terede tıpkı diğer Batılı ülkelerde , yer yerinden oynama- memlekette artık demokrasinin işle- miyeceği sonucunu çıkarmakta, ne juntalar kurulmakta, ne de miller, ertesi gün ihtilal olacağı korkusuna kapılmaktadır. İngilterede -tıpkı di- ger Batılı ülkelerde olduğu gibi so- rını almak isteyenler, bir şikâyeti olanlar, yazarlar, söylerler ve sokak- ta bağırırlar! Tabii, bu arada ölçüyü kaçıranları polis alır götürür. Her- kes, kendisinin de nümayiş yapma- sını gerektirecek bir sebep ortaya çıkıncaya kadar işinde gücündedir. A.B.D. İtham zinciri Bir müddetten beri Kennedy idare- in basın politikası bütün şim- çekleri üzerine çekmektedir; İtham- dost gazetecileri kayırmaktan tam bir kontrol kurmuştur, işine ge- len haberlerin en geniş şekilde ya- yılması için ne mümkünse yapmak- ta, duyulmasını istemediği haberlerin de basının eline geçmemesi için her çareye başvurmaktadır. Buna bir de ad bulunmuştur. "New Manage- ment". Yani, "Haber Yönetimi", Res- mi merciler; yapılan işin milli gü- venlik endişelerinin gerektirdiği | Öl- çüyü aşmadığını ve bunun da nor mal olduğunu öne sürmektedirler. Halbuki, aralarında New York Ti- mes'in gözde yasarları da bulunan oldukça kalabalık bir gazeteci grupu, Yeni İdarenin, hataları gizlemek ve yapılan işleri olduklarından obüyük gösterebilmek ve böylece Kennedy'- nin şahsi propagandasını yapabilmek için bu yola gittiği (kanaatindedir. Bunlar, siyasi hayatın temelinin ha- kikati söylemek ve sonucuna boyun eğmek kaidesine mi, yoksa yalan söy lemek ve istediğin sonucu elde etmek kaidesine mi dayandığını sormakta- dırlar. Bu çatışmada ismi en çok gecen ve bazılarına göre. yapılanların baş sorumlusu, Beyaz Sarayın Basın Söz- cüsü Pierre Salinger'dir. senede 21 bin dolar getiren Basın Sözcülüğü as- lında fevkalâde büyük güçlükleri o- tatmin ettiği görülmemiştir. Üstelik, en yorucu işlerden birisidir. Şu anda, yaşayan üç eski cumhurbaşkanı ol- duğu halde, eski Basın Sözcülerin- den sadece ikisi hayattadır. Aslında, gazetecilerin haberlerin yönetimi diye bahsettikleri şey, mo- dern devletlerin hepsinde ve Birle- şik Amerikanın bundan önceki ida- relerinde de çok şık başvurulan bir usuldür. Daha devletin ilk yıllarında George Washington, anayasanın tas- dik edilmeyeceğinden korktuğu için, (ilancılık - 1176) — 186 DÜNYADA OLUP BİTENLER Anayasa Konseyi üyelerinin basına haber vermemesini sağlamaya çalış- mıştı. Abraham Lincoln da, Cumhu- riyetçi Partinin seçimi kaybetmesine sebep olabileceği için, köleliğin ilga- sı kararını üç ay saklamıştı. bi Fisenhovver idaresi sırasında bun. benzer pek çok olay cereyan eimiş- ti. Zaten haber, yönetimi kavramı da ortaya atılmıştı. Eisenhower idaresi- nin talihsiz "U-2" olayı sırasında verdiği birbirini tutmaz haberler ise belki de bu konuda bulunabilecek en açıklayıcı örneklerdir. Batının derdi peki, bu yaygın tatbikata rağmen neden, simdi basın hürriyeti ko- nusunda kıyamet okoparılmaktadır? .Bunun oldukça tuhaf bir sebebi var- dır. Basın, Küba Ablukası kararı sı- rasında "atlatılmış" olmanın acısını çıkarmaktadır. Geçen Ekim ayı or- tasında Washington koyu bir sessiz- liğe bürünmüştü. Savunma Bakanlı- ğı, Kübada tecavüzi silâhlar bulun- duğu konusunda hiç bir şey bilmedi- ğini söylüyordu. Başkan, seçim tur runu yanda kesiyor, sebep olarak da, soğuk aldığını öne sürüyordu. Muha- birler, sorumlu hiç bir kimseden ne bir cevap, ne bir yorum alabiliyor- lardı. işte basın bu sıkıntılı hava 1- Cindeyken, Kennedy birdenbire,, bir akşam, o meşhur radyo konuşmasını yapıverdi. O günlerin heyecanı için- de basın, kendisine söylenen yalan- ların üzerinde pek durmadı. Fakat zaman geçtikçe ve heyecanlar durul- dukça tekrar bu meseleye dönüldü ve basın o günlerde kendisine oynanan oyunu hiç affetmedi. Haberlerin yönetimi endişesini ya- ratan bir diğer sebep de, Kennedy" nin gazetecilerle çok yakından ilgi- çağırır ve duyduğu memnuniyeti ifade eder. Durum ak- si olunca da tartışmaktan geri kal- maz. Bu yakın ilgi, gazetecileri ür- kütmektedir. Bu endişeyi haklı gösterecek baş- ka sebepler de vardır. Birleşik Ame- rikada idarenin basınla münaseibetle- rini düzenlemek üzere muayyen ku- rumlar görevlendirilmiştir. Bu , ku- rumlara Halkla Münasebetler servisi denilmektedir. Meselâ, Savunma Ba- kanlığında bu işle (görevlendirilmiş 00 memur vardır. Ayrıca, hükümet. Beyaz Saray dışında haber toplamak amacıyla 2500 kişi kullanmaktadır. AKİS /23