YURTTA OLUP BİTENLER li kabarıktır. Celâl Bayarın tahliye edildiği gün Kayserideki olayları ö- zel bir itinayla veren ve mesajını ay- nen basmak suretiyle Tedbirler Ka- nununa aykırı hareket eden 23 gaze- te aleyhinde takibata geçilmiştir. Bunlardan 4 ü Kayseride çıkmakta olan Hakimiyet, Ülker, Emel ve De- mokrat Nevşehir gazeteleridir İstan- bul, İzmir ve Ankarada çıkan Za- fer, Tasvir, Akşam, Dünya, Hareket, Yeni Sabah, Yeni İstanbul, Tercü- man (Son Havadis, Yani Asır, De- mokrat İzmir, Sabah Postası, Ada- let, Hüryol, Ege , Ekspres ve -Yeni Asır ogazeteleri (o hakkında da 38 sayılı Tedbirler Kanununa muhale- fetten takibata geçilmiştir. Ancak bunlardan Adalet, Hüryol, Ege Ekspres o ve i Asır gazete- leri Celâl Bayarın sözlerini ay- nen vermek suçunun yanı sıra, D.P. İktidarı ve Kayserideki siyasi omah- kümları medih suçuyla da itham adil inektedirler. Ayrıca İstanbulda çık- makta olan haftalık Yeni İstiklâl ga- zetesi hakkında Atatürk Kanununa muhalefet suçundan dâva açılmıştır. Basının yanı sıra, hakkında taki- bat açılan bir şahıs ta Celâl Bayarla birlikte gazetelerde poz poz resimle- ri yayınlanan D.P. eski Kayseri Mil- letvekili İbrahim Kirazoğlunun baba- sı Ahmet Kirazoğlu oldu. Kirazoğlu hakkında dikerleri gibi tedbirler Ka- nununa muhalefetten değil ama ge- ne aynı derecede ağır bir suçla. 2596 sayılı "Bazı Kisvelerin Giyilemiyece- ğine Dair Kanun" gereğince Türk Ce- za Kanununun 526.maddesin daya- nılarak dava açıldı. Bu arada ortaya çıkan bir husus ta Ahmet Kirazoğ- lunun iddia edildiği gibi şyh değil, alelade bir cami hatibi olduğudur. İSA ve MUSA Adalet Bakanlığında meseleler tek tek incelenirken savcıların her o- lay karşısında derhal tedbir aldıkla- rı ve gerekli takibata giriştikleri halde mahkemelerin daha yavaş ve çekingen hareket ettiği dikkati çek- ti.Celal Bayarın tahliyesini Oo mütea- kip YükekAdalet Divanı ile ilgili olarak söylediği sözlerde Ankara savcılığına suç unsuru görülmüş ve Sulh Ceza Mahkemesine başvurula- rak gıyabi tevkif istenmişti. Ancak Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Ali Mazhar sorgunun yapılmamış olma- sı gerekçesiyle savcılığın talebini ka- bul etmemiş, bunun üzerine Aslive ceza Mahkemesine yapılan itiraz da gene aynı gerekçeyle dinlenmiyen itlerin ayarın ika- metgâhının belirli olduğu ileri sürü- lerek reddedilmiştir. Bunlara benzer AKİS/10 A. Kemal Yörük Görev başına bir olay da A.P. Genel Merkezinin a- ranması meselesinde ortaya çıkmış, Sulh Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâki- mi Sabriye Artan arama kararını vermemiştir. Mahkemelerin biraz da olsa çe- kingen davranmasının ilk (sebebini Tedbirler Kanununun Anayasaya ay- kırı olup olmadığı hususunda doğan tereddüt teşkil etmektedir. e Ancak geçtiğimiz hafta içinde Anayasa Mahkemesinin verdiği iki karar bu tereddütleri tamamen, izale edecek niteliktedir. Bu kararlardan birincisi Tedbirler Kanununun Anayasaya ay kırı olmadığını, ikincisi ise Celâl Ba- yarın gerek tahliyesi, gerek yeniden Ankara o Hastahanesinde (ikamete mecbur edilmesi gibi o tasarrufların Anayasaya tamamen uygun o oldu- gunun belirtilmesidir. Böylece mev- cut tereddütler önlenecek adalet me- kanizmasının daha süratle çalışması temin edilmiştir. Çalışma İnsanlar konuşa konuşa... Çarşamba günü Millet (Meclisinin toplantısında (o fevkalâdelik (o ara- yanlar aradıklarını bulamayınca bir hayli şaşırdılar. Zira o gün, ogün- demde Sendikalar kanunuyla, Grev, Lokavt ve Toplu Sözleşme (kanun tasarıları vardı. Günlerdir patırdısı devam eden kanun tasarılarının el- değişiklikler yapılması- nı isteyen Türk-işi bazı gruplar des- tekliyecekti. Hükümetin bunun karşı- Rİ tutumu, belli ki karşı olacak Hal böyle olunca gürültülü ve eğ- EE bir oturum beklemek herkesin hakkıydı. Ama, zıiller kesilip yoklama yapıl- dıktan sonra umulduğu gibi olmadı. Aksine, salonda aşırı bir sessizlik, a- sın bir düzen, aşırı bir sükünet mev- cuttu. Partiler adına konuşan hatip- lere ne kimse müdahale etti» ne ses se- da çıkaran oldu. işler tıkır tıkır git- ti. Bütün bunların bir sebebi olması gerekir. Sebebi çok derine götüren- ler yanıldılar. Sadece ve sadece, bir karşılıklı oturup konuşma pek çok meseleyi halletmeğe kâfi gelmişti. O sabah, Türk-işe bağlı bazı sen- dika başkanları yanlarına Türk-iş Ge- nel Sekreterini de alarak Meclise gel- diler. Halil Tunç, Kerim Akyüz, Ba- hir Aksoy ve Feridun Şakirden müte- şekkil heyet bahiskonusu kanunlarla ilgili Komisyon sözcüsü Coşkun Kır- çayı ve Çalışma Bakanını bularak bir masaya oturdular. Türk-iş Genel Sek- reteri Halil Tunçla iki yetkilinin ara- sında sendika başkanları bulunuyor- du. Sendika başkanları aracılığı yapıp iki tarafı uzlaştırmak için bir gece ev- vel bu formülü bulmuşlar ve tatbik mevkiine koymuşlardı. Taraflar kanun tasarılarını yeni- den ele aldılar. Ağır ağır Türk-lişin tadilât taleplerini incelemeğe koyul- dular. Tartışmalar fazla hararetli ol- madı. İki taraf da fikrini izah etti. İd- diasının gerekçelerini söyledi. Vakit geçtikçe anlaşmalara, o uzlaşmalara varıldı. Çalışma Bakanı Ecevit ve söz- cü Kırca Türk-işin pek çok teklifin-. de iyi niyet gösterdiler ve kanun ta- sarısında bu değişikliklerin yapılma- sını uygun gördüklerini (o belirterek, notlarını aldılar. Alan ve satan mem- nun, masadan kalkıldı. istenilen-istenmiyen.. Küçük (o bir toplantı sonucunda tama- men olmasa bile bazı noktalarda varılan anlaşmanın evveli bir o hayli uzundur. Hükümetin hazırladığı ve Meclis Komisyonunda uzun müzake- relerden sonra tamamlanan tasarı Türkiye İşçi Sendikalarını sinesinde. toplayan en büyük teşekkülü memnun etmedi. Türk-iş kanun tasarıları ü- zerinde 320 sendika başkanının teşkil ettiği bir mecliste tartışma açtı.