13 Nisan 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

13 Nisan 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER li kabarıktır. Celâl Bayarın tahliye edildiği gün Kayserideki olayları ö- zel bir itinayla veren ve mesajını ay- nen basmak suretiyle Tedbirler Ka- nununa aykırı hareket eden 23 gaze- te aleyhinde takibata geçilmiştir. Bunlardan 4 ü Kayseride çıkmakta olan Hakimiyet, Ülker, Emel ve De- mokrat Nevşehir gazeteleridir İstan- bul, İzmir ve Ankarada çıkan Za- fer, Tasvir, Akşam, Dünya, Hareket, Yeni Sabah, Yeni İstanbul, Tercü- man (Son Havadis, Yani Asır, De- mokrat İzmir, Sabah Postası, Ada- let, Hüryol, Ege , Ekspres ve -Yeni Asır ogazeteleri (o hakkında da 38 sayılı Tedbirler Kanununa muhale- fetten takibata geçilmiştir. Ancak bunlardan Adalet, Hüryol, Ege Ekspres o ve i Asır gazete- leri Celâl Bayarın sözlerini ay- nen vermek suçunun yanı sıra, D.P. İktidarı ve Kayserideki siyasi omah- kümları medih suçuyla da itham adil inektedirler. Ayrıca İstanbulda çık- makta olan haftalık Yeni İstiklâl ga- zetesi hakkında Atatürk Kanununa muhalefet suçundan dâva açılmıştır. Basının yanı sıra, hakkında taki- bat açılan bir şahıs ta Celâl Bayarla birlikte gazetelerde poz poz resimle- ri yayınlanan D.P. eski Kayseri Mil- letvekili İbrahim Kirazoğlunun baba- sı Ahmet Kirazoğlu oldu. Kirazoğlu hakkında dikerleri gibi tedbirler Ka- nununa muhalefetten değil ama ge- ne aynı derecede ağır bir suçla. 2596 sayılı "Bazı Kisvelerin Giyilemiyece- ğine Dair Kanun" gereğince Türk Ce- za Kanununun 526.maddesin daya- nılarak dava açıldı. Bu arada ortaya çıkan bir husus ta Ahmet Kirazoğ- lunun iddia edildiği gibi şyh değil, alelade bir cami hatibi olduğudur. İSA ve MUSA Adalet Bakanlığında meseleler tek tek incelenirken savcıların her o- lay karşısında derhal tedbir aldıkla- rı ve gerekli takibata giriştikleri halde mahkemelerin daha yavaş ve çekingen hareket ettiği dikkati çek- ti.Celal Bayarın tahliyesini Oo mütea- kip YükekAdalet Divanı ile ilgili olarak söylediği sözlerde Ankara savcılığına suç unsuru görülmüş ve Sulh Ceza Mahkemesine başvurula- rak gıyabi tevkif istenmişti. Ancak Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Ali Mazhar sorgunun yapılmamış olma- sı gerekçesiyle savcılığın talebini ka- bul etmemiş, bunun üzerine Aslive ceza Mahkemesine yapılan itiraz da gene aynı gerekçeyle dinlenmiyen itlerin ayarın ika- metgâhının belirli olduğu ileri sürü- lerek reddedilmiştir. Bunlara benzer AKİS/10 A. Kemal Yörük Görev başına bir olay da A.P. Genel Merkezinin a- ranması meselesinde ortaya çıkmış, Sulh Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâki- mi Sabriye Artan arama kararını vermemiştir. Mahkemelerin biraz da olsa çe- kingen davranmasının ilk (sebebini Tedbirler Kanununun Anayasaya ay- kırı olup olmadığı hususunda doğan tereddüt teşkil etmektedir. e Ancak geçtiğimiz hafta içinde Anayasa Mahkemesinin verdiği iki karar bu tereddütleri tamamen, izale edecek niteliktedir. Bu kararlardan birincisi Tedbirler Kanununun Anayasaya ay kırı olmadığını, ikincisi ise Celâl Ba- yarın gerek tahliyesi, gerek yeniden Ankara o Hastahanesinde (ikamete mecbur edilmesi gibi o tasarrufların Anayasaya tamamen uygun o oldu- gunun belirtilmesidir. Böylece mev- cut tereddütler önlenecek adalet me- kanizmasının daha süratle çalışması temin edilmiştir. Çalışma İnsanlar konuşa konuşa... Çarşamba günü Millet (Meclisinin toplantısında (o fevkalâdelik (o ara- yanlar aradıklarını bulamayınca bir hayli şaşırdılar. Zira o gün, ogün- demde Sendikalar kanunuyla, Grev, Lokavt ve Toplu Sözleşme (kanun tasarıları vardı. Günlerdir patırdısı devam eden kanun tasarılarının el- değişiklikler yapılması- nı isteyen Türk-işi bazı gruplar des- tekliyecekti. Hükümetin bunun karşı- Rİ tutumu, belli ki karşı olacak Hal böyle olunca gürültülü ve eğ- EE bir oturum beklemek herkesin hakkıydı. Ama, zıiller kesilip yoklama yapıl- dıktan sonra umulduğu gibi olmadı. Aksine, salonda aşırı bir sessizlik, a- sın bir düzen, aşırı bir sükünet mev- cuttu. Partiler adına konuşan hatip- lere ne kimse müdahale etti» ne ses se- da çıkaran oldu. işler tıkır tıkır git- ti. Bütün bunların bir sebebi olması gerekir. Sebebi çok derine götüren- ler yanıldılar. Sadece ve sadece, bir karşılıklı oturup konuşma pek çok meseleyi halletmeğe kâfi gelmişti. O sabah, Türk-işe bağlı bazı sen- dika başkanları yanlarına Türk-iş Ge- nel Sekreterini de alarak Meclise gel- diler. Halil Tunç, Kerim Akyüz, Ba- hir Aksoy ve Feridun Şakirden müte- şekkil heyet bahiskonusu kanunlarla ilgili Komisyon sözcüsü Coşkun Kır- çayı ve Çalışma Bakanını bularak bir masaya oturdular. Türk-iş Genel Sek- reteri Halil Tunçla iki yetkilinin ara- sında sendika başkanları bulunuyor- du. Sendika başkanları aracılığı yapıp iki tarafı uzlaştırmak için bir gece ev- vel bu formülü bulmuşlar ve tatbik mevkiine koymuşlardı. Taraflar kanun tasarılarını yeni- den ele aldılar. Ağır ağır Türk-lişin tadilât taleplerini incelemeğe koyul- dular. Tartışmalar fazla hararetli ol- madı. İki taraf da fikrini izah etti. İd- diasının gerekçelerini söyledi. Vakit geçtikçe anlaşmalara, o uzlaşmalara varıldı. Çalışma Bakanı Ecevit ve söz- cü Kırca Türk-işin pek çok teklifin-. de iyi niyet gösterdiler ve kanun ta- sarısında bu değişikliklerin yapılma- sını uygun gördüklerini (o belirterek, notlarını aldılar. Alan ve satan mem- nun, masadan kalkıldı. istenilen-istenmiyen.. Küçük (o bir toplantı sonucunda tama- men olmasa bile bazı noktalarda varılan anlaşmanın evveli bir o hayli uzundur. Hükümetin hazırladığı ve Meclis Komisyonunda uzun müzake- relerden sonra tamamlanan tasarı Türkiye İşçi Sendikalarını sinesinde. toplayan en büyük teşekkülü memnun etmedi. Türk-iş kanun tasarıları ü- zerinde 320 sendika başkanının teşkil ettiği bir mecliste tartışma açtı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: