S P Futbol Mucize değil rışamba günü Mithatpaşa arena- Çin 11 boğa, başları önlerine eğik, binlerce kişinin tazahürat yap- tığı Il matadoru gıptayla seyreder rek çıkıyordu. Polonya şampiyon ta- kımının Il oyuncusunun gözlerinin kısıklığı, dudaklarındaki üzüntü kıv- rımları ve içlerindeki hırs sadece bir noktanın iyice bilinmemesinden doğu- yordu. Polonya Şampiyonu Bytom, Şampiyon Klüpler turnuvasının o 2. turunda Galatasaray karşısında o 4-1 lik neticeyi kabullenirken yeni bir şey öğreniyordu: Galatasarayın en az kendileri kadar büyük futbol ooyna- yabildiğini, en az kendileri klasında bir takım olduğunu ve kendi o saha- sında aşılması imkânsız engellerden biriyle karşılaştıklarını... Polonyanın şampiyon takımını ve antrenörünü bu derece şaşırtan ba- sit, son derece basit bir omeseledir. Üstelik bu şaşkınlığın doğurduğu so- nuç, tıpatıp Türk sporunda uzun za- mandan beri kesilip atılamayan bir paranın benzeridir. Bytom yönetici- leri, Galatasarayı sadece kâğıt üze- ninde tanımakla, kulaklarına geldi- ği gibi öğrenmekle yetinmişler, bun- dan dolayı da emektar Mithatpaşa stadını elemle terketmişlerdir. Karşı tarafını gücünü, futbolunu, oyun tar- zını ve elemanlarının durumunu ince- lemeğe, tahkik etmeğe, bu konuda fikir edinmeğe en ufak gayret sarfet- miyen Polonya şampiyonu, durumu OKUYOR AKİS — 619 AKİS/40 O R acı gerçekle karşı karşıya kaldık- tan sonra anlıyabilmiştir. Bu şark- kari bir düşüncenin tabii sonucu ol- muştur. Gariptir, Galatasaray meneceri Kı- ıç, Bytom'u seyretmek için Vanşova- ya gitmeğe hazırlandığında bazı yüz- lerde beliren manalı tebessümlere, ilk karşılaşma gereken cevabı miştir. Sonucun böylesine Vere memnun Gündüz Kılıç Zaferin hazırlayıcısı edici tecellisi, Bytom hakkında en de rin bilgiye sahip, Bytom'u elinin içi gibi bilen iki Galatasaraylı idareci- nin - Gündüz Kılıç ve Coşkun Özarı- büyük emekleri karşılığıdır. Gündüz Kılıcın bu konuda Varşovaya kadar yapacağı yorucu seyahati göze al- ması -sonunda türlü sebeplerle gide- memiştir-, doğacak sonucun ilk değil, ama yapılması gereken ameliyelerin- den birisidir. Menecer Kılıç, bir tak- tisyen olarak, Şampiyon Klüpler tur- nuvasına Galatasarayı kusursuz ha- zırlamıştır denecek kadar başarı sağ- lamıştır. KÖŞEDEN Kiralıklar Yiri Yönetmeliğin futbolcu ( kirala- ma ile ilgili maddesi Kasım ayı boyunca işleyecektir. Buna göre, bir kulübün o mevsim içinde resmi mü- sabakalarına iştirak ettirilmemiş fut- bolcusunu herhangi bir kulüp kira- layabilecektir. Bu, hizmetinden fay- dalanılmayan değerin overimlendiril- mesi demektir. Tatbikatın futbol piyasasında hangi ölçüde bir hareket yarataca- ğı kestirilemese de, kira transferinin Futbola hayır getireceği söylenebilir. Profesyonel transferlerine hakim olan amilleri bulmak için âlim olma- ga ihtiyaç yoktur. Sebepler yüzdedir. Hiç bir kulüp, lâf olsun diye ağırlı- gınca para sayıp futbolcu transf?r etmez. Aklı başında hiç bir futbolcu da bütün bir mevsim yedekte yak- mak için transfere razı olmaz. İşin anlaşılması güç tarafı, gençlik gücü ve marifeti satın alınmış bir şöhre- tin unutulma duvarının arkasına iti- livermesi keyfiyetidir. Bizim kulüplerimizin, rakiplerin alabileceği toplayacakla- rına inanmak müşküldür. Öyle olan- ca, kullanılmayacak transferlerin se- bebini ölçüdeki o isabetsizliğe (o bağla- mak icabedecektir. Transfer Okonuşulurken o kulüp- lerde kimlerin söz sahibi olduğu hi- kâyesi karışıktır. İdare heyetleri, re- isler, antrenörler, teknik menecerler, hatta eskiler lâfa karışırlar, anlaşır- lar da, bakarsınız delikanlının kulüp formasını sırtına geçirdiğinin o ferda- sında havayı değiştirirler; binbir rek- lâm içinde satın alınmış futbolcuya takımda yer bulunmaz olur. Profes- yonel, serbest rekabet piyasasına dö- külmüş kişidir. Menfaati, yüksek fi- yat bulmak ve tutunmaktır. Bunun yolu fizik imkânlarım, ustalığını, ye- rine yakışma kabiliyetini korumaya çalışmaktan ibarettir ve bu, o sport- mence bir davranıştır. Profesyonellerin, yerlerini okoru- mak için kullandıkları çeşitli ousüller vardır. Bunlardan biri adam öldür- me tekniği ve taktiğidir. Yeni yıldız ortaya çıkınca kendisini idmanlarda, küçük maçlarda öyle zorlarlar, öyle- sine harcarlar ki, iyi niyetli idareci bile aldandığına inanıp yıldızı perde arkasına çekiverir. Bu tutum futbola da, futbolcuya da zararlıdır. Futbolcu kiralamanın, sıkça görünmeye başlayan "adam harcama" illetine deva olmasını di leriz. Vildan Aşir SAVAŞIR