$ı kararın kendi seçim şansına do- kunan tarafıyla ilgiliydi. Bu endişe- sinde ne kadar haklı olduğu haf- tanın sonuna doğru herkes tarafın- dan anlaşıldı. 6 Kasım günü 50 milyondan faz- la amerikalı seçmen Senatodaki 39, Temsilciler Meclisindeki 435 sandal- ya ile 35 eyalet valiliği için sandık başına gitti. Demokratların her üç bölümde de ekseriyeti muhafaza edecekleri ümid ediliyordu. Başkan Kennedy seçmenlerden, programını yürütebil- mek için Kongreye mümkün olduğu kadar çok Demokrat göndermelerini istedi. Cumhuriyetçiler de her üç bö- lümde ilerlemeler o kaydedeceklerini ilân ettiler. Fakat Temsilciler Meclisin de çoğunluğu teşkil edemiyecekleri- ni de kabul ettiler. Onu sağlayabil- meleri için bu ara seçiminde Demok ratlardan 4 sandalya fazla gıkammlar ları gerekiyordu ki bu, güçtü Demokratlar, Eisenhower idaresi sırasındaki üç devre do dahil olmak üzere, son dört devrede Kongrede ço- gunluğu ellerinde obulundurmuşlar- dır. Şu sıradada Senatoda 36'ya karşı 64, Temsilciler Meclisinde 174 e karşı 263, Eyalet valiliklerinde 16 ya karşı 34 gibi bir üstünlükleri var dır. Seçime iştirak eden 53 aday için seçilip seçilmemek diye bir mesele söz konusu değildir. Karşılarında bir rakip bulunmayan bu talihli - daha doğrusu kuvvetli - adayların 2 tane si valiliklere, 1 tanesi Senatoya, 50 tanesi de Temsilciler Meclisine talip tir. Bunların bir tanesi Cumhuriyet- çi, gerisi Demokrattır. Zafer Kennedy'nin Seçime iştirak edenler arasında Baş- kan Kennedy'nin kardeşi Robert Kennedy ile, Cumhuriyetçi Partinin geçen seçimdeki Başkan adayı Ric- hard Nixon da bulunmaktadır. Ro- bert Kennedy seçimi büyük farkla önde götürerek kazanmıştır. Richard Nixon ise aynı şekilde önemli bir farkla Okaybetmiştir. Cumhuriyetçi Partinin bu kaybı ara seçimlerindeki bütün kayıplarından daha önemlidir. Kaliforniyada Demokrat Partiden seçimlere iştirak eden Mr. Miller ge- çirdiği bir uçak kazası neticesi, seçim ler başladıktan sonra öldü. Mr Mille rin seçimi kazandığı sonradan anla- şıldı. Böylece bir ara seçimi bitmeden yeni bir ana seçimi ihtiyacı ortaya çıktı. Demokrat Partinin bu seçimleri anlaşılmıştır. Kat'i sonucun bu istikamette önemli bir değişme yaratmıyacağı (o söylene- bilir AKİS/26 BİR ADAM TANITIYORUZ John Kennedy mokratik fikirlerle prensiplerin oldukça geniş bir tatbikata kavuş tuğu XX. yüzyıl aslında "sokaktaki adam"ın kendi kaderi üzerindeki ha- kimiyetini de büyük ölçüde kaybetti- ği bir devir olmuştur. Modern tek- niğin ikiye ayrılmış bir dünyada ida- re edenlerin eline verdiği imkânlar her türlü tahminin üstündedir. Tari- hin kaydettiği müstebitlerin hiçbirisi, bugünün demokrat liderleri kadar güç- lü ve o ölçüde tehlikeli olamamış- lardır. Bu bakımdan, Başkan Kennedy, dünya sakinleri adına intihar kararı verebilme inhisarına sahip iki kişiden birisi olarak, son olaylar dolayısıyla bir defa dahi dikkatleri üzerinde topladı. John Kennedy politikaya girmesinde şaşırtıcı hiç bir taraf bulunma- yan bir insandır. Çok zengin ve çok büyük bir ailenin çocuğudur. Aileden daha bir çok politikacı çıkmıştır. Kennedy iyi bir tahsil görmüştür. Bu- nunla beraber Başkanlık seçiminde aday olarak gösterilmesi pek çok kimse için tam bir sürpriz teşkil etti. Zira Başkanlık için zaruri sayılan tecrü- belerden hiç birisini geçirmemişti. Önemli bir eyaletin valisi değildi. Ka- binede hiç yer almamıştı. Hiç bir milli mesele onun ismi ile anılmıyordu. 50 veya 60 yaşına gelmemişti. Nihayet, protestan değildi. 40 yaşlarında, fazla tecrübesi olmayan katolik bir senatördü. Kennedy'nin adaylığı, Amerikanın milletlerarası mücadelede kayıp- lar vermekte olduğu kanaatinin yayılmaya başladığı devreye rastladı. Kennedy seçim kampanyasında bu mesele üzerinde önemle durdu. Ame- rikanın değişen dünya şartlarına ayak uydurması gerektiğini öne sürdü. Dünyanın çehresini değiştiren "On Barışçı İhtilal'den bahsetti. Az ge- lişmiş memleketlerin durumu bunlardan birisiydi. Amerikanın az gelişmiş memleketlerle omünasebetlerinin yeniden ve realist bir şekilde dü- zenlenmesi gerektiğini söyledi. Bunlar milletlerarası omünasebetlerde önemli değişmeler isteyen Amerikan seçmeni üzerinde çok etkili oldu. Seçimi kazanan Kennedy, iki yıldır seçim kampanyasında söyledik- lerini yerine getirmek imkanına sahiptir. Az gelişmiş ülkelere, hangi si- yasi rejim içinde yaşarlarsa yaşasınlar yardım yapmak kararında oldu- gunu açıklaması bu konuda önemli bir (o adımdır. Bununla beraber geçen yıl yapılan Küba çıkartması Amerikanın, gelişmemiş ülkelerle münase- betlerini akıllıca yürütmeye muvaffak olamadığını ortaya koymuştur. Son Küba olayları dolayısı ile Kennedy'nin aldığı abluka kararı onun soğuk harpte inisiyatifi başkalarına bırakmak niyetinde olmadığını o gös- termektedir. Fakat bu, tehlikeleri faydalarından az olmayan bir yoldur.