Orgeneral Cevdet Sunay İnadı kıramadı Türkiye, A? arayanın yl bütün arzusu en Hindis silah VEREMNEYESE LİN i üzülerek TE ladı. Iş bilirlik Beton kaktüsler zun müddetten beri İstanbulun en güzel sahil yolundan geçenler. Boğaza bakan geniş ve li bir yapı iskeletinde in-cinin top oynadı- ğını göçmektedirler. İstanbullular bu taçtan yapılı meyvanın olgunlaşma- sını daha pek uzun zaman bekleye- ceklerdir. Meyva, bir ahlat armudu- nu imrendirecek yavaşlıkla olgunlaş- makta ısrar etmektedir. İstanbulun bu en güzel sahilinde, en güzel yo- lunun kenarında olgunlaşması — bek- lenen taş meyva, Emekli Sandığının inşasını üzerine aldığı Tarabya Ote- lidir. Bir başka taş bitki, Ankaralı- ların meraklı nazarları arasında ye- şermeğe o çalışmaktadır. e Başkentin Kavaklıdereye çıkan meşhur asfal- tının bir köşesinde hergün biraz da- ha olgunlaşabilmek için adeta (o be- tonlar kendi kendilerini zorlamakta- dır. Bu tohuma kaçmış lahana mi- sali bina da Başkentin medarı ifti- harı, Ankara Otelinin tamamlanma- mış halidir. İzmirde, Eskişehirde ve gene İs- tanbulda betonları dahi sıkıntıya so- kan böyle birkaç inşaata daha rast- lamak mümkündür. İzmirlilerin bi- tişini büyük bir özlemle bekledikle- ri İzmir Oteli, Eskişehirlilerin önün- den geçerken «Şu bitse de, ne ola- cak görsek» dedikleri Otogarı, sene- lerdir İstanbullu bir kısım (halkın altından geçtikleri Hilton otelinin ilâve inşaatı ve gene Ankaralıların Hürriyet Meydanında (o Kızılay mey- danı - bakmadan geçemedikleri gök- delen bunlardan birer örnektir. Bu iri beton kaktüslerin herbi- Ayıld Mösbur Bizim Radyoda methedi- lenler,türk milletine "örnek ya- zar", "örmek gazete", "örnek der- gi", "örnek aydın", "örnek i- der" diye gösterilenler bu met- hiyeler gazete sütunlarına geçince ayıldılar. Şimdi bunlardan birinin, Bizim Radyoya arizasını dinleyi- niz: "Eğer bu radyoyu idare edenler (...) telkinlerinin türk halkı üstünde ve kendi savundukları fikirler ve o sis- temler lehine hayırlı tesirler (o yap- makta olduklarını sanıyorlarsa, te- min edelim ki çok aldanıyorlar. Çünkü bu çocukca telkinler, evvelâ türk halkının ve bu halkın, hattâ telkine en müsait sayılan sınıfları- nın da psikolojik yapılarına, manevi şahsiyetlerine aykırı düşmektedir. (..) neşriyat hem yersiz, hem de za rarlıdır. Hattâ bu gibi garip yayın- ların, bizzat propaganda denilen işin tekniği ile de çalıştığını ve (...) bu garip çalışmaları ile propaganda ye- rine ancak bir takım bocalamalar içinde yüzdüğünü bilinmelidir. Yaptık- larının kendilerine bir faydaları ol- madığı gibi güya tuttukları şahıs- lar ve dergiler için de lüzumsuz, yer- siz ve zararlı bir gayret olduğunu bilmeleri icap eder. Türkiyeden gönderilen bu işaret üzerine Bizim Radyonun bugünlerde "yayın taktiği" ni değiştirmesi sürp işareti sevgilisi- nin unuttuğu iki husus vardır. Birin- cisi, metihler radyonun anatomisi hu sütunlarda teşrih olunduktan sonra zarar vermeye başlamıştır. Zira Bi- zim Radyonun, öyle sanıldığı kadar saf ellerde bulunmadığını bilmek için dâhi olmaya lüzum yoktur. Bi- zim Radyo sadece tahrik organı de- ğildir, aynı zamanda yol da göster- mekte ve daha önemlisi cesaret ver- rinin, birer küçük hikâyesi mevcut- tur. Beherinin müşterek tarafı baş- landığı ve taahhüt eden müteahhit fir ma tarafından bitirilmesi gereken tarihlerde tamamlanabilme imkânı- na sahip olamamasıdır. Hemen hep- si için sebep tektir. İnşaatlar ihti- lâli müteakip yapılan ihbarlar do- layısıyla bir takım hesap ve kitap- ılar' mektedir. O methedilen sevgililer, hep birer örnektir. "Bakınız" denil- mektedir, "bizim, aranızda kimleri- miz var!" Ama, şimdi bunlar açığa vuruluverince, türk toplumundan hak ettikleri notu almışlardır. Endi- şenin kaynağı budur. İtibarsızlık, iç kuvvetlerin tesirini sıfıra indir- miştir. İkincisi, Bizim Radyonun yeni "yayın taktiği" de gene bu sütunlar- da, teşrih masasına yatırılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olma- sın. Adamlar, ellerinden gelen mari- rifeti yapacaklar ve biz türkler, ar- mut devşireceğiz! Bu, hayaldir. Ye- ni taktik ne, olursa olsun, ona para- lel Türkiyede gelişen davranışlar hiç kimsenin gözünden kaçmayacaktır. Komünist için ideal düşman, ka- fatascıdır. Karşısına kafatascı çıktı mı, komünist bayram eder. Zira ka- fatasçının (o itibarsızlığı komünisti otomatik olarak sevimli yapacaktır. Düşünmek lazımdır, karşısında bir Peyami Sefa, bir Gökhan Evliyaoğ- lu bulunan cereyan... Aman yarabbi, sadece bu isimler o cereyanı çok ay- dın nezdinde sempatik kılmaz mı? Zaten bu yüzden değil midir ki Tür- kiyede komünizme hizmet babında heykeli dikilecek adam Nazım Hik- met değil, kafatascının ta kendisi- ir?. kuzey ikliminin sevgilileri thet- inciri berbat edi- imdi, feryat ediyorlar: Am meyin, bir çuval yordunuz! ümide kapılmasınlar, yakalarını bırakmak, Türkiyede en solun solu dejenere etmesine müsaa de etmek niyetinde değiliz. Kafatas- cıyla komünist bu memleketin sağ- am kuvvetleri nazarında ayni ose- petin meyvaları olarak hüküm gi- yeceklerdir. Zaten, o kampta patlak veren telâş da bu yüzden değil midir? AKİS/15