YURTTA OLUP BİTENLER Müfrit omilletvekillerine (o gelince, Bilgiç ve arkadaşları Paşanın çanta- da keklik olduğunu ve Büyük Kong- rede kendi emellerine hizmet edece- ğini bildiklerinden fazla endişeye düşmediler. Zira Ertuğrul Akça şim- dilik Pala Paşanın akıl hocalığını ya- pıyor ve muvaffak da oluyordu. Ni- tekim Apaydının ihracında, Akçanın tesiri son derece büyük oklu. Çeşitli temayüller rumun bu hali alması A. P. ileri ir "Basübadelmevt" ilacı arama- ya sevketti. Bazı mutedil milletvekilleri (o ve senatörler yeniden "Hükümete katıl- a"ya doğru bir eğilim (gösterdiler. Bunların sloganı "A. P. çoğunluğu temsil eden bir partidir" oldu. Ma- demki Parlamentoda A. P.nin bu sayıda temsilcisi vardır, öyleyse Hü- kümete ortak olma hakkı diğerlerine nazaran - C.H. P. nin dışındakiler- en fazla A. P ye ait bulunmak ge- rekir. Senatoda, Muğla Senatörü Mu- alla Akarca ve arkadaşları, A P. den mey bazı b ler bu "lerin kulisini yaptılar. İşi daha başka cepheden o gören, bugünkü Koalisyonunu (değiştirmek için İsmet Paşanın hiç bir sebebi bu- lunmadığını farkedenler A. P. nin hiç değilse değerli bir Muhalefet Par- tisi haline getirilmesi çaresini partide geniş çapta bir hakimiyet kurmada buldular. Bunu Büyük Kongreyle te- min edebileceklerine inandıklarından, bu yönde çalıştılar. Ama doğrusu, fazla ümit var da görünmediler. Gö- rünmeğe, yürekleri elvermedi. Ge- ne de ihzari çalışmalar yapmaktan geri kalmadılar. Pazartesi (akşamı Mehdi Mıhçıoğlunun evinde bir top- lantı yapıldı. - Toplantıya Nuri Ba- yar, Selahattin Güven, Ahmet Topa- loğlu, Şevket Bulatoğlu, Zeki (o Yağ- murdereli ve bazı genç milletvekilleri katıldılar. Bu grup ne yapıp yapıp bir Genel Başkan bulma ve parti- yi ehliyetsiz ellerden kurtarma çâre- lerini görüştüler. Aralarında bir ko- misyon kurdular ve başkanlığına To- paloğlunu getirdiler. Bilgiç ve grubuna gelince, onlar meseleyi osatıhta halletmeyi kolay buldular. Daha fazla derine gitmeden Grup üzerindeki hakimiyetlerini de- vam ettirmekle, işi başarmış olacak- larını sandılar. Bunun çâresi olarak da eskiden daha sıkı birbirine sarıl- mayı buldular. Ayrıca Meclis Başkan Vekilliklerinden boş olanına beheme- AKİS/14 hal kendi adamlarından birisini seç- tirmeyi, erişilmesi gereken ilk hedef bellediler. Nitekim Bozbeylinin seçi- miyle o hedefe ulaştılar. Büyük Kongre günü geldiğinde o taraf Gü- müşpalayı destekliyecektir. Dış Sular durulur hafta Ankara, dış politika bakı- mından son iki haftaya nazaran yumuşak bir iklim içinde yaşadı. Ger- çi başkentliler Dışişleri Bakanı Feri- dun Cemal Erkini gene sabahlan bir diplomat için alışılmamış saatte -sa- at dokuzda- 0013 numaralı büyük, fa- kat külüstür Cadillac'ı içinde Dışişle- ri Bakanlığının yolunu tutmuş gördü- ler ama, Dışişleri Bakanlığında öyle büyük telif olmadı. Erkinin hafta için de yaptığı en önemli konuşma, Ame- rika Büyük Elçisiyle yaptığı konuş- ma oldu Dışişleri Bakanı ve Hare şüphesiz Kübadan da bahsettiler. An- cak konuşmanın daha can alacak kıs- mını, Amerikanın bir süredir savsak- ladığı askeri yardımın teferruatı teş- kil etti. Tabii iç politikadaki huzur suzluklar, Türk Silâhlı Kuvvetleri ta rafından "Maydanoz Dere Otu" diye alaya alınan uydurma M.D.O. — Mil- li Devrim Ordusu, istikrarsız o görü- nüş ve savsaklamada rol oynamıştır ama, şimdi fazla telâşlı (oAmerikalı- lar da. Türkiyede ihtilâl opsikozunun tamamiyle kaybolmuş olduğunu gör- Politika Feridun Cemal Erkin O da bu işi anlamalı düklerine göre işe dört elle sarılmak zamanı gelmiştir. Hele, hudutlarımız civarında maların manevraları çevir- diklerinin bilindiği, bir sırada.. Bu konuşmalarda Ankarayı mem- nun eden taraf, Türkiyenin devamlılığı münakaşasız kabul edilen bir hükümet tarafından idare edildiğini dostları- mızın nihayet anlamış olmalarıdır. Hergün ihtilal bekleyenlerin hergün yanılmaları, nihayet oamerikalıları uyandırmıştır. Galiba şimdi Ankarada bunu bekleyen yabancı olarak, meş- hur bir ingiliz gazetesinin karavanacı muhabiri ile onun pek şirin eşinden başkası kalmamıştır! Gelişme, Türki yenin dış münasebetlerinde şüphesiz müsbet tesir yapacaktır. Hindistandan gelen ses üba konusunda Türkiyenin tutumu dostun ve düşmanın malümu olup her çeşit hayal ortadan kalktığında, Hindistan tarafından o yapılmış olan bir silah yardımı talebi başkentin dış politika konusu haline geldi. Hindis- tan. Başbakan İsmet İnonüye müra- caatla acilen dağ toplarına ihtiyacı bulunduğunu bildirdi ve bunların ko- münist tecavüzüne karşı memleketin korunması için elzem olduğunu hatır- lattı. İnönü, halden anlayan bir adam tavrıyla, elden gelen her şeyin yapıl- masına taraftar bulunduğunu belirtti ve bir yandan Erkin, diğer taraftan Sunayla görüştü, Sunay, silahların ve rilebileceğini söyledi. Erkin, CEN- TO'yu hatırlattı. Nitekim talebin du- yulmasıyla birlikte Pakistanın Anka- radaki eski asker Büyük Elçisi Rabb'- ın da sesi yükseldi. Pakistan, Hindis- tanın bu silahları Keşmir ihtilafında Pakistan aleyhinde kullanmasından korkuyordu. Pakistanın o tepkisi (ogeldiğinde, CENTO'nun Karaçideki Genel may Başkanları toplantısına mak üzere nen endişelerini izaleye çalışmak gö- revi de verildi. (Erkin ise burada, lılar ısrar vaktiyle bir belirli noktaya kara saplanmış olduğu gibi pakistan- lılar da ufuklarını i i miri her şeyin üstünde tutuyorlar-