B azan dönüp te geçmişe baktığım aman, hayatımın bilhassa son ikibuçuk yılı ikibuçuk asır uzun görünür. Memleketin maruz kaldığı sosyal âfetler içinde olup bi- tenleri, kazanıldın ve (o kaybedilenleri düşünürüm. Vatan toprakları sık sık kara bulutlarla örtüldü, korku- lu günler yaşanıldı. Bugün hamdol- sun, Türkiyemizin daha demokratik esâslarla (kuruluşunun çabası içinde, geleceğe daha ümitli ve daha ra- hat bakabiliyoruz. Kalbinde bütün öm- rünce bu milletin bir hiz- metkârı olmaktan başka bir şey yaşatmamış, ih- tilâli, vadedilen fikriya- tına inanarak destekle- miş ve sonunda bu fikri- yattan inhiraf edilince bunun ıstırabını ta yüre- ğinde duymuş binlerce insandan biri olarak bu satırları yazıyorum... Bir iddiam olmadığı için is- mimin açıklanmasına lü- zum yok. Beni, (benim gi- bi olan binlerce evladından biri kabul edin. Bizler, nuşmayanlarız. oMemle- kete hizmet ederken fert lerin başına çok şeyler gelir. Kimi çok şey ka- topyekün ulaşılan neti- cedir. Biz de ulaşılan neti ceyi şahsi bilançoların dışında mütalâa ediyor ve bu çorbada bir kaşık tuzu olmanın verdiği zevki ye- ter bir karşılık kabul ederek iç hu- menfaatları tanışmanın, memleket çapında bir faydası olacağına inan- mıyorum. Memleketin, bugün için- de bulunduğu şartlarda, o herkesin kendi indi ölçülerini kullanarak hak kikatlar çıkacak ve kader, AKİS/18 ortaya BİR VESİKAMIZ çin herkesi layık olduğu yere koyacak, haksız kazançlar ve kayıplar hayat denilen bu ilâhi yolculukta geçmişi tamir edecek şekilde ayarlanacaktır. S on ikibuçuk yıl içinde memleket- te olanların şahıslar seviyesinde tartışılmasından daha mühim olan husus bunların memleket çapında tahlillerini yapmak, sebeplerini bul- mak, bunlardan dersler çıkarmak Harbiyeliler ve sancak Onlara öyle dememişlerdi.. milleti uyarmak ve vattan semaları- nın tekrar kara bulutlarla örtülme- Geçmiş hadiseleri yalnız oOkendi okahramanlıklarımızı anlatmak için ele almak, hikâyeler uydurmak, tamamen aksi yolda iken netice başka türlü olunca hadiseleri tahrif ederek «Bu neticeyi ben işte böyle sağladım» diye herkesi kandır- maya çalışmak, "Filan kazandı, ben kaybettim» diye menfi cereyanlara alet olmak kimseyi olduğundan baş- ka bir şey yapmayacak, hattâ bu sini önlemektir. VAR yaptık Bir Eski İhtilâlci gibi kimseler bugünki seviyelerini dahi muhafaza oedemeyeceklerdir. Ben, bir noktayı açıklamak isti- yorum. Bir 27 Mayıs hareketi olmuştur. Bunun hakkında her yerde, her se- viyede değişik mütalâalar o söyleni- yor : «27 Mayıs hedefine mıştır", "27 Mayısın gayesi kuk etmemiştir", "27 Mayıs iyi plân- lanmış, fakat arkası dü- şünülmemiştir", "27 Ma- yısın fikriyatı olmadığı için sonu iyi gelmemiş- tir" gibi.. oOlanlar ve söylenenlerle 27 Mayıs bir oçorbaya odönmüş- tür. 27 Mayısın, onun ba- sit tatbikçileri olan bi- zim gibiler tarafından değil, ehlince, ilim ve tarih açısından vukufla tahlil edilmesi gerektiği- ne bütün kalbimle ina- nıyorum. 27 Mayısı zırlayan sebepler, di midir, sosyal ha gerilerde midir, gerek sivil ve gerekse asker aydınlarımızda (o demok- ratik nizama uygun kül- tür ve terbiye kifayetsiz- liği mi vardır gibi birçok sualler iyi etüd edilmeli ve bunlardan gelecek için milli dersler çıkarıl- malıdır. Ama 27 Mayısın bir fikriyatı olmadığını iddianın ne gerçekle ve ne de in- safla en ufak alakası mevcuttur. 27 Mayıs bir fikriyata sahip olarak ger- çekleştirilmiştir. Zaten ailesi nasıl düşünülebilir ki? Bir ihtilale iştirak edeceksiniz, fakat «Peki, sonra ne olacak» sualini sor- mayacaksın»! Bunu (düşünenler Türk Silâhlı Kuvvetlerini ve onların mensuplarını hiç otanımayanlardır. Bu sual ihtilâlden bahsedildiği o ilk dakikada sorulmuş ve cevabı Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından mak-