boş oy sahipleridir ki sandığa birer beyaz kâğıt atmışlar, üzerlerine i- simlerini o yazmamışlardır. o Millet Meclisinden sonra Senatoca da kabul edilen metin ertesi sabah saat 10'da Çankaya Köşküne, Yüksek Tasdike gönderildi. Cemal Gürsel o tasarıyı 16'da imzaladı. Hadiseleri saati sa- atine takip edenler bir tereddüt ge- çinmediler değil. Ama Gürselin, met- ni reddi bahis konusu bile değildi. Eski M.B.K. ile eski Başkanları o noktada ayrıldılar. Kanun, imzalan- dıktan sonra yeniden Meclise geldi ve oradan matbaaya gönderildi. Bu kalı kanunun yeri boş bırakılmıştı. Boş taraf hemen dolduruldu. Gazete saat 19.55'te baskıya girdi. Gazete baskıdan çıktığında, af- Ragıp Gümüşpala Af tüccarı fın bütün formaliteleri (otamamlan- mıştı. Bir gün sonra -takvim hesa- bıyla- tahliyeler başladı. Kayseride bayram ye bunlar cereyan ederken, daha Millet Meclisinin Hükümet Tasarısını kabul etmesi üzerine ka- fileler Kayseriye hareket etmeye başladı. Çıkanların ekserisi orada Bu- lunuyorlardı. Oteller çabucak doldu. ma, eskisinin aksine, yüzler gülü- yor ve hayır duaları ediliyordu. Yüz- lerin güldüğü tek yer Kayseri olma- dı. Nerede, çıkacak mahküm ailesi varsa orada neşe hakimiyetini yürüt- tü, geçmiş unutuldu. Evlerde, çeşitli hâdiseler cere- yan etti. Bir akşam bir genç Kız, arkadaşıyla beraber evinin kapısın- dan girdiğinde, anne ve ağabey. L Haftanın İçinden Madalyonun Öbür Yüzü Metin TOKER .smet İnönü bir defa daha, karakteristik vasfı olan cesaretini İlsömermiş ve af kördüğümünü kılıç darbesiyle kesip atmıştır. Bu yüzden memleket içinde ve dışında sağladığı itibarın haddi ve o hesabı yoktur, Mükemmel. İsmet İnönünün bu, tek karakteristik vasfı değildir. İsmet İnönü böyle cesareti siyaset alanında veya belirli hadiseler seviyesinde hep gösteriyor. Koalisyon ortağı partilerin af konusunda gerçekten ziyade vehme dayanan endişelerinin neticesi olan ve hayal ettikleri (faydaları kendilerine getirmeyeceği muhakkak tavizkâr davranma gayretlerini o yenmiş, onları A.P. veya M.P. gibi sorumsuz teşekküllerle bahtsız va- rıştan o alıkoymuştur. Her tehlikeli anın belirdiğinde, 22 Şubattan 900 gösterilere, o kuvvetle vaziyet almıştır. Politik manevralarının çıkma- za sürüklendiği hallerde o duruma çare bulmuştur. Türkiyenin önünde, bütün bu hadiselerin çok üstünde Büyük Dava- lar yatıyor. Büyük Davaların çözüm yolunun hoplamak, zıplamak kal- kınma usulleri olmadığı artık aklı başında herkes tarafından o anlaşıl- mıştır. Çok tecrübe, istifadeli dersler yerine geçmiştir. Hükümet Başka- nının "Benim yaptığım işlerin hiç birinin üzerinden yaldız akmaz. On- ların faydaları sonradan görülür. Benim kaderim budur" sözünün bir esaslı temele dayandığı da sessiz sedasız, kendi kendine açılan, açıl- ma yolunu tutan iş alemiyle sabittir. Bu konuda hiç bir gürültü kopa- rılmadı, zafer şarkısı söylenmedi. Ama bir an geldi ki, kulakların şikâ- yet akisleriyle dolup taşdığı bir sırada, aaa, piyasanın canlandığı görül- dü. Bir başka an gelecek ki, "Kalkmalım.. Kalkmalım.." derken kalkın- manın tam içine girmişiz! Ancak, siyaset alanındaki gelişmelerle belirli hadiseler planındaki davranışlar bir adamın tek başına vaziyet almasıyla halledilebilecek tabiattadır. Madalyonun öteki yüzüne dönülünce bir Hükümetin, bir partiler yelpazesinin tutumu, hadiseleri değerlendirme kudreti, gerçek- leri anlamada ve manalandırmada göstereceği meharet bahis konusudur. İnönü, af meselesindeki cesareti memleketin ekonomik ve sosyal dava- larının çözümünde gösterdiği takdirde taktik başarıları o stratejik ba- şarıyla taçlanacak, ama o sahada aynı enerjiyi kullanmaması halinde bütün yaptıkları pirinç tanesi üzerine koca âyet sığdıran adamın hari- kulade -ve boş- marifetinin ötesinde değer taşımayacaktır. Hükümet, bugün kendisinden lüzumu kadar vergi almadığı için şi- kâyet edip bunu kampanya teması yapanların yarın Hükümet bu ver- gileri aldığında "Allah razı olsun" diyeceklerini ümit ediyorsa (o hayal içinde bulunuyor demektir. Orkestra şefi derhal türkünün notasını de- giştirecek ve "Bu kadar vergi olur mu? Bu fakir millete yüklenen bu ne yük! Hükümet bütün cebimizdekini alıyor. Öldük, bittik, mahvol- duk.." havası çalınmaya başlayacaktır. Başbakan Hükümet ortaklarına, protokoldeki aftan ne bir karış fazlasını, ne bir karış eksiğini yapmanın zarar değil hepsine şeref, itibar -ve yarın oy- getireceğini, aksi hiç bir adımı atmayacağını hangi cesaretli tavırla söylemişse, bilhassa vergi- lendirme bahsinde eş tutuma şiddetle -ve acilen- muhtaçtır. İlk denemede haklı çıkmış olması, ikinci denemeyi kolaylaştıracak- tır. İyi işleyen koalisyonlar, bu vasıfları devam ettikçe kolay bozulmazlar. 7/AKİS