YURTTA OLUP BİTENLER çen A.P. li birkaç milletvekili oldu. A.P. liler birbirlerinin yüzüne bakıp aralarında: "— İyi ama, neden Alicana soru- yorlar? Onun bu işle ilgisi nedir? Ta- yini İsmet Paşa yapmıyacak mı?" dediler A.P. li milletvekilleri, o grubun yanından o uzaklaşırken o Başbakan durumu i- Yardımcısı gazetecilere zah ediy ordu: — İnönü, Koalisyon ortağı ola- rak bize iki isim verdi. Dr. İbrahim Öktem ile Hıfzı Oğuz Bekata! Biz kendisine iki şahıs için de bir eki zımla olmadığını belirttik. Y.T.P. Ökteme de, Bekataya da bir © ete 8i yoktur. Her ikisi de bu işi yapa- bilecek, idare edebilecek o ehliyette- dirler C.H.P, çevrelerinde ise Feyzioğ- lu ve etrafındakiler Öktemi, Genel Merkeze karşı olanlar Bekatayı tuttu- lar. A.P. liler de İçişleri Bakanlığı için Ankara Senatörünü -Bekata- Bursa milletvekiline -Öktem- naza- ran daha az partizan bulduklarını bil- dirdiler. Bütün bunların birleşmesi, Başbakan nezdinde kefeyi teklifi yap- tığı ilk aday lehine eğdi. Haftanın ortasında, oBekatanın tayini bu suretle çıktı. Bekatadan açı- lan yere, teselli mükâfatı olarak İb- rahim Öktemin de gelmesi kabildir, bir "genç adam'"ın da.. İkinci ihtima- lin gerçekleşmesi halinde bu daha esaslı mevkiler için bir deneme ma- hiyeti taşıyacaktır. Politikacılar Dırdırdan gına B” gün, haşmetli CHP.nin resmi organı Ulusun telefonu çaldı. Te- lefona gazetenin emektar musahhihi Hakkı Hoca cevap verdi. Hattın ö- teki tarafında, Başyazar Yakup Kad- ri Karaosmanoğlu vardı. Karaosman- oğlu: — Hakkı Hoca, ben kaç gündür evden çıkamadım. Senin kulağın de- variyet ne? Başmakalemi yacazağım da.." dedi. İyi yürekli Hakkı Hoca, her sa- tın partiyi ilzam eden yazının yaza- rına C.H.P. nin politikasını izah etti. Ama hadise duyulduğunda, o küçük çapta bir kıyamet koptu. Ulus Allah- lıktı ama, yok bu kadarı da fazlay- dı. Bir başka gün, bir şoför Başya- zarın yazısını getirdi, yazı işleri mü- dürüne verdi. Sonra, taksinin fatura- sını uzattı. Yazı işleri müdürü rakka- 12/AKİS ma baktı. Rakam fazla kabarık ge eldi. — Oğlum, sen buraya nereden geldin? Yakup Kadri bey Özdemir Caddesinde GENEL, Oradan burası bu kadar tutar mı Şoför Gr şüphe edildiği ze- habı iinde sinirli, itiraz etti: Doğrudan doğruya ogelmiş değilim, abi! Evvela kolacıya uğra- dım. Oradan gömlekleri aldım. Göm- lekleri götürüp MAS otobüslerine bı- raktım. Kayseriye, Burhan Belgeye gidiyor. Buraya, ondan sonra gel- dim." Yazı işleri müdürü gülümseye- rek adamın ücretini verdi. Ama bu hadise de, hayli şiddetli tepkileri yol açtı. Ulus çiftlikti ama, yok bu kada- rı da fazlaydı. Gına getiren adam Yyekır Kadri Karaosmanoğlu Ulu- sun oBaşyazarlığını ounutulmaz in Cahit Yalçından tevarüs et- i. Ama daha işin başında, bir hay- rülkalef olmadığını belli etti. Türki- yenin en iyi romancısıydı. Ama en iyi romancıların mutlaka en iyi baş- yazar olmaları diye bir okaidenin bulunmadığını kısa zamanda ispat etti. Hiç kimseyle temasta değildi, hadiseleri günlerle geriden takip e- diyordu, partinin politikası hakkında hiç bir fikri yoktu. Fakat C.H.P. de kimsenin kim- seye yüzü tutmaz. O bakımdan bü- Burhan Belge Karakedi yük romancıya başyazarlıktan vaz- geçmesini söyleyebilecek tek kul çıkmadı. Görevi Genel Başkan Ge- nel Sekretere, Genel Sekreter Genel Başkana attı, Karaosmanoğlu da ta- nesi 100 liradan -ayda 3 bin lira e- der- yazmakta devam etti. Ama vak- ta ki potlar kırılmaya, parti müşkil durumda kalmaya, Hakkı Hoca ve hemen her gün tekrarlanan şoför hikâyeleri kulaktan kulağa yayılma- ya başlandı bütün cesaret ele alındı ve üstada "Şey! Acaba siz iç sayfa- lara zaman zaman hatıralar yazsa- nız olmaz mı? Hani, bizim okuyucu- lar sizin kaleminizden onu tercih e- deceklerdir de.." diye çıtlatıldı. Büyük üstad bir süre o işi yap- tı. Bu arada başyazıları konmuyor, başka ve imzasız makaleler yayın- lanıyordu. Yakup Kadri oKaraosmanoğlu- nun bütün bu devrede bir derdi da- Belgenin kardeşiydi. kalemşörü 15 yıla mahküm edilmiş- ti.. Leman Karaosmanoğlu onun mut- laka tahliyesini istiyordu. Ağlıyor- du, sızlıyordu, baş eti yiyordu. Tabii elinin altında daimi olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu bulunduğun- dan azabı o çekti. Kısmi af çıkınca, büyük mancı için durum dayanılmaz aldı. Bir yandan evin içi, taraftan evin dışı. Nihayet kalemi yakaladı ve istifayı bastı. C.H.P. Atatürk ilkelerinden ta- viz verdiği için partisini terkediyor- du! Ama bir tek gaf yaptı. Başken- tin açıkgöz muhabirlerinin sıkıştır- masına maruz kalınca büyük dev- rimci af konusundaki görüşünü a- çıkladı: Toptan af istiyordu. Her halde talihsiz C.H.P. bunu çıkartmamakla -yani Burhan Belge- yi çıkartmamakla- Atatürk ilkeleri- ne ihanet etmişti! Vergiler Altın yumurta Mi Bakanı Ferit Melen güle- rek: "— Nerelerden, ne kadar vergi alınacağına dair bir şey söylemem. İlerde polemik konusu oluyor. Zara- rı bize dokunuyor bunların. Üstelik Vergi Reform Komisyonuna tesir et- mek gibi bir durum da hasıl olabi- lir. Müsaade edin, Hükümetin tasa- rıları kabulünden sonra bunu açık- lıyayım" dedi.