sahibi olduğu için kendisini asıl rahat ettirecek alternatifi görmemiş ve bü- tün şanını, şerefini yitirmiştir-, onun Von Papen'lerin, Gene- lerin eşini bulmak kabildir. Politikacı lar onların hepsine kulaklarını O tı- kayıp asıl dertlerin üzerine eğildiler mi, millete elle tutulan rülen iyileşmeyi hissettirdiler mi, si- e sosyal sırtlarının yere gelmesinin oOimkânı yoktur. Almanyada bu yolu, unutulmaz Ste- resmann tutmuştur. Ama kader, onun devamlı başarı kazanmasına imkan bırakmamıştır. Askerlikte de durum aynıdır. Mükemmel muharebe planı yaparsınız. Bir tek faktör vardır ki, ona hakim Olmanız imkansızdır: Şans faktörü Bir beklenmedik hadise olur, bütün tertip bozulur, şartlar de- gişir ve plan başarısızlığa uğrar. Steresmann'ın politikası bu çeşit bir kazanın akıbetini sineye manyayı şiddetle çarpmıştır. Steresmann Almanyası, o mesut ve bahtiyar, işleri tıkırında Alman- ya bir an için hatırlanmalıdır. Hitler silinmiştir. Nazilik silinmiştir. Mela- net ölçeklerinin, bataklık güllerinin hepsi solmuştur. Neden ? Yaşama, ne- es alma imkanları kalmamıştır da ondan.. İşsizlere iş bulunmuştur, refa- hın yolu tutulmuştur, bunların neti- cesi vatandaş ceplerinde görülmeye başlamıştır. O halde Hitlerin izinden kim gidecektir? Almanyada işin başından beri de- mokratik düzen tez, bunun aleyhin- deki görüşler antitez olmuştur. Tez- "iş olduğu" süre antitez pire mış silinme yolunu tutmuştur. An- cak o yönde şüpheler tereddütler be- lirdiği zamandır ki Almanyanın sağ- lam kuwvetleri "Lanet olsun! O sis- tem yürümüyor, demek. Demokrasi olmadı. Al baştan!" diye heyecanlan- makta, ipin ucunu kaçırmakta, kafa- sıyla değil kalbiyle düşünmeye, ha- diseleri tartmaya başlamışlardır. Halbuki eğer tehlikeli günlerde bir Meclis ekseriyeti Weimar Cumhuriye- tinin Reichstag'ında belirmiş olsaydı, politikacılar sorumluluklarını oyük- lenselerdi, bilmem kaç yıl sonra ya- pılması gereken seçimleri düşünecek yerde Almanyada bir daha seçim yapı lıp yapılmayacağını hesaba katsalardı alınanların da, dünyanın da pek çok 1s TARİH Muhteşem Hitler ...ve zavallı Almanya tırabı çekilmezdi. Ama e birbirine girince, Steresmann'ın fah Politikası karşısında süngüsü ri şenler süngülerini yeniden bilemişler ve onu, memleketi felâkete götüren- lerin emrine vermekten kendilerini kurtaramamışlardır. Şakacıktan.. Hi ömrünün büyük kısmında iddiye alınmamıştır. Hattâ Şan- sölyelik makamına geçip oturduğun- da, herkes onu parmaklarının ucun- da oynatabileceğini hayal etmiştir. Hitler hep bir şaka gibi görülmüş- tür. Tâ, tecrit kampları ve S. S. zul- mü gözleri açıncaya kadar.. Zaten Hitlerin kaderine o bakım- dan bir Yanlışlıklar Komedisi demek kabildir. Demokratik düzeni ve onun hükümetlerini alaşağı etmek için uğ- raşanlar kopacak kıyametin kendile- rini iktidara getireceği hayali içinde ortalığı karıştırmışlardır. Herkes san mıştır ki doğacak met ve cezir ha- reketinde kendisi kıyıya yaklaşacak, kendisinden başka herkesi sular alıp götürecektir. Hitlere para veren zen- ginler, ona mani olmayan Ordu, bir- a kuyusunu kazan politikacı- r . tın aldıkları inancıyla o bıyıkaltından gülmüşlerdir. Aslına bakılırsa, kud- kaderini teşkil etmiştir. Bu, çirilen kudret o hırkasının ne "Sihirli bir kisve olduğunun hesaba katılma- masının neticesidir. Milletlerin hayatında, bazen "ko- lektif çılgınlık" halleri oluyor. Hitler gelmeyebilirdi. Geldi. Hitler devirile- bilirdi. Devrilmedi. Bizim "Basiret " dediğimiz hâdise alman pertici ve şaşırtıcı oldu. o Toplumlarda "kolektif çılgın- lık'ı önlemekle görevli kuvvetler bu çılgınlığın kendisine kapılıp tozkopa- ran fırtınasınn girdabına girdiler mi gözgözü görmüyor ve her şey "kim vurdu" ya gidiyor. Hitler o Macerasının verdiği ibret dersi budur. 19/AKİS