İŞ ALEMİ Piyasa İmtihan! nkarada, zılay oMeydanında A gençler e başladıkları za- man ve bilhassa bu nümayişler İs tanbula sıçradığında bir endişe yü- rekleri kapladı. Endişe, "Sade oVa- tandaş"ın endişesi oldu. Dolmuşlar- da, tren kompartımanlarında, lerarası sefer (oyapan kahvelerde ve nihayet aile toplantı- larında bu konu konuşuldu. Konuşan- lar, hangi cepheden olursa olsun, gü- rültü çıkaranlara kızdılar. Bir kıs- i. Bir başka kısmı "Ama ötekiler de hak ettiler" fikrini savundu. Tutu- lan taraf hangisi olursa olsun, konuş- malar aynı tarzda bitti: "— Yahu, tam işler açılmıştı. Çalışan adam para kazanmak imka- nını bulmuştu. Bir canlılık başlamış, piyasa kıpırdamış, hatta hız alma yo- lunu tutmuştu. Sırası mıydı, bunun? Haydi, şimdi her şey yeniden altüst olacak.." Hadiselerin durulduğu ve sükü- netin avdet ettiği bu hafta "Sade Va- tandaşlar"ı bir sürpriz -ama bu se- fer tatlısı; zira "sade vatandaş"iar daha ziyade sürprizin tadsızına alış- mışlardır- bekliyordu: Piyasa aldır- madı bile.. Haftanın ortasında | İs- tanbulun, Suftanhamamında iş gören bir tüccarı kendisiyle bu konu gö- BŞ nd güldü ve: Biz artık kös dinlemişiz, beyi" dedi. Bir başka, ama çok daha büyük a iş adamı ise şu hikâyeyi anlat- "— Adam, binanın dokuzuncu katından düşmüş. Hiç bir şey olma- i sonra, duğu onuncu kattan düştüğünde ise bir dehşet içinde haber vermişle — Seninki, onuncu kattan düştü! Ahbap gülm — Boş ver.. maz!." Sonra ilave etti: — İşt e biz, ciddi piyasa, o va- ziyetteyiz." Çanlar ne zaman çaldı? piyasada esaslı panik, yani halkın bankalara koşup parasını e si ve bütün siparişleri iptal edi son yıllarda üç hadisede göze çarptı: — Kore krizi 22/AKİS aliş Bir şey ol- — Irak krizi — İhtilal krizi İhtilalden sonra çekingenlik, ö- teki hallerdekinin aksine, yıllarca devam etti. Ama, 22 Şubat bile fazla bir telaşa yol açmadı. Zaten piyasa 22 Şubatın farkına varıncaya kadar sergüzeştçiler tasfiye edilip rafa kal- dırılmışlardı. Başkentte merkezi bu- lunan büyük milli bankalardan bi- rinin Umum Müdürü gülerek şöyle dedi : "— Umumiyetle, endişe hissetti- gimiz anlarda tedbirlerimizi alırız. Lüzum dahi görmedik. Daha ihti- yatlı arkadaşlarımızdan bazıları ted- birlerini aldılar. Bugün Türkiyede bir mali panik bahis konusu bile de- yol açan punca tecrübeden sonra, bunların hepsi nizam ve otoritenin zaferiyle sonuçlanınca gözlerin açıl- mış olmasıdır. Şimdi böyle hallerde "Öldük! Bittik! Nereye gidiyoruz?" feryatları yerine o "Canım, bir şey lmaz.." inancı ağır basmakta ve dengeyi bozmamaktadır. Beklenen tedbirler ma, gündelik hadiselerle tedirgin Abolmak huyunu terketmiş bulunan iş aleminde Hükümetin vaad ettiği halde hala bir türlü getirmediği ted- birler fren rollerine devam etmekte- dirler. Bunların başında, icra ve if- lâs Kanununun namuslu iş adamı için handikap teşkil edip dürüst ol- mayanlara prim tanıyan hükümleri gelmektedir. Bu, Başbakana bundan Son günlerde bir banka veznesi Sinek avlıyor ğildir. Zira her ciddi banka bütün ih- timalleri karşılayacak (odurumdadır. Ama biz haklı çıktık. Onlar da geniş nefes aldılar." İşlerde bir "nefes borusu tıkanık- lığı"nın görülmemesinin bir önemli sebebi vardır. Hız, bir kere alınmış- tır. Ufak tereddütler, bunu durdura- cak kuvvetten mahrumdur. Zira iş âlemi öyle bir âlemdir ki geç hare- kete geçer, geç durur. (o Başlanmış teşebbüsler sekteye uğratılmamıştır. Hatta yeni alışverişler ve yeni sipa- rişler olmuştur İkinci bir sebep, seçimlerden sonra geçirilen ve her seferinde "Öldük! Bit tik! Nereye gidiyoruz?" feryatlarına aylar ve aylar önce, İstanbula gidip iş alemiyle temas ettiğinde ifade e- dilmişti. O yandan bu yana geçen za- man küçümsenecek bir zaman değil- dir. Doğrusu istenilirse Hükümet, bu konuda bürokrasinin parlak bir ör- neğini vermiştir. Bunun yanında ser- maye piyasasının kurulması, Doğu- nun kalkınması için o bölgedeki ya- tırımlara başka mevzuat tatbiki çe- şidinden işler de beklemektedir. Pi- yasayı, bu sıralarda rahatsız eden ve işlerin daha da çok açılmasını en- gelleyen hususlar spektaküler ohadi- selerden ziyade bunlardır. Hüküme- tin piyasaya borçlarını tasfiyede gösterdiği çabukluk, devlet dairele-