ka yere çekmek, başka oyun bul- mak en iyi yoldur. Yanlış bir zihniyet 1Z çocuk kız gibi, oğlan çocuk » oğlan gibi büyütülmelidir, fakat bunda da fazla ileri gitmemeliğir. Kadın » erkek eşitliği cinsiyet far- kını tanımamak şeklinde kabul e dilirse, çocuklar ilerde mutlu bir yu va kuramazlar. Kadın, erkek gibi meslek veya iş hayatına hazırlana” caktır ama, kadın gibi giyinmekten, ölçülü, iyi şekilde süslenmekten “as kınmamalı, ilâki güreş edip erkek arkadaşını yenmek iddiasını o besle“ memelidir, Oğlan çocuğun evine yar* dımcı olması, evdekilerle arkadaşlık edip onlarla gezmesi de kız çocuk halleri almasına sebep (olmamalı dır. Oğlan çocuğu, gerekirse, arkadaş” larıyla döğüşmesini de becermelidir. Ama yalnız süslenen kızlar veya yalnız kuvvet gösterisine, erkeklik numaralarına özenen oğlan çocuklar, çağımızın insanları olamazlar, eksik” tirler. Bu eksiklikler, bir takım cin- si bozukluklarla da kendisini göste“ recektir, Annelerin dikkat edecekle- ri en önemli bir nokta da, cinsi hak- lar bakımından, kız ve oğlan çocuk- lara eşit muamelede (bulunmaktır. Oğlan çocuklarına şaka yollu kız peşkeş çeken anneler, ya yollarda sarkıntılık etmeyi kendilerme hak ve bir erkeklik vasfı bilen çocuklar yetiştirirler, ya de küçük yaştan on- lara bir ürkeklik, kadına karşı kor- ku, yaklaşamama hissi aşılamış olur- lar, Kız çocuklarına bu konuda yapı” lan korkutucu ikazlar da onları cin si soğukluğa götürebilir veya onla"- da aşağılık duygusunun uyanmasına yol açabilir. Konu artık dokunul- mazlığını kaybetmiştir ama, yersiz sakalara gelmiyecek kadar da ciddi ve önemlidir, . Moda Tuzu biberi. Modanın, esası yanında bir de (Ce ferruatı vardır kj bu, coğu zaman, işin tuzu biberidir ve kadınları bir hiçle modaya uyma imkânına kavuş” turur, İşte bunlardan birkaçı : Pom- ponlar modadır. Bir yün şapkanmn tepesine, bir örgü eşarpın iki yanına, yakaya kürkten, yünden, fötrden, tweed kumaşından pomponlar yapa bilirsiniz, TwWeed'den, mantonun ku maşından yapılmış çocukvâri külâh- lar, şapkalar, örgü, kürk ve kumaş kalpaklar, türbanlar, fötr şapkala*- dan çok daha fazladır ve soğuk Kış günlerinde pratik olacağından da başı eşarpla örtme âdetini ortadan kaldıracaktır, Siyah * beyaz yanyana veya beraber, zevkle kullanılmakta- dır, Örgü şeklinde birbirine geçirile- rek sarılan siyah ve beyaz sıralı AKİS, i Ekim 1963 şe A .. A oy © Rüzgâr gibi geçmese.. Jale CANDAN (Geride bıraktığımız hafta içinde, Ankarada en çok konuşulan meseleler. den biri de “cinsi eğitim” meselesi oldu. İstatistik bilginin yetersiz- liğine rağmen herkes, “zorla ırza geçme” olaylarının arttığına inan” yordu. Gazeteler veryansın ettiler, Kadınlar harekete geçtiler. Tabii Se- natör Sıtkı Ulayın hazırladığı ve zorla ırza tecavüz suçuna idam ceza” sı isteyen kanun teklifi, Ankara Radyosunda bir açık oturumda tartışıl- dı, Bütün bu tartışmalar sonunda, idam cezası isteyenlerle istemeyenler bir noktada birleştiler: Büyüklerin de küçüklerin de cinsi eğitimden ge- çirilmesi zarureti.. Öyle zannediyorum ki, büyük fırtmadan yanımıza ka- lacak kâr da budur, Gerçi bu noktada kolayca birleşenler meseleye ko- layca bir çözüm yolu bulmaktan çok uzaktırlar, Çünkü cinsi eğitimi yalnız başına yürür bir dâva gibi görmek ve yalnız başına yürütmek gerçekten de imkânsızdır, Meselâ, köyün bu konuda da düvası bambaş- kadır. Orada kızı ya satın almak, ya da kaçırmak gerekiyor. Gelenek- ler ekonomik faktörlerle birleşmiş, bir kördüğüm olmuştur. Kasaba ve küçük şehirlerimizde, yanlış anlaşılmış, yanlış anlatılmış din telâkkileri, değil bilime ve yeni anlayışa, hattâ insafa ve sağduyuya karşı da kör ve sağırdır. Büyük şehirlerimizde durum daha da karışık görünüyor: Kadın - erkek münasebetlerini ve bütün cinsi meseleleri bambaşka yön” lerden değerlendiren değişik yapıda halk toplulukları buralarda âdeta kucak kucağa yaşama! ırlar. Bunlar arasında bir standart cinsi €- gitim anlayışı kurmak ancak moral ve ekonomik kalkınmayı içine alan toplum kalkınması ile, zamanla mümkündür. Ne var ki hiç olmazsa küçük çevrelerde, halk eğitimi, ruh sağlığı merkezler; ve özellikle okul kanalı ile hemen işe başlamak, bir standart cinsi eğitim dâvasının ilk tohumlarını atmak da mümkündür, Ankarada bir kole- jin yaptığı gibi, kız - erkek karışık öğretim sistemine geçmek belki düşünülebilecek kolay çârelerden biridir. Okullarda kız ve erkek çocukların beraberce katılabilecekleri s0s- yal faaliyetler de şarttır. Faaliyetler yaz aylarında da devam ettiril- meli ve pratik, basit çâreler düşünülerek her okul, yazın, bir çocuk ve gençlik klübu haline getirilmelidir. Beraber çalışıp beraber eğlenme- sini öğrenen çocuklar hayata daha güzel, daha rahat ve tatmin edil miş şekilde hazırlanacaklardır. Kız çocuğun yalnızca bir “dişi” olarak yetişme kompleksinden ve erkek çocuğun kıza yalnızca bir “dişi” gö- zü ile bakma zaafından kurtulması ancak birbirlerini daha yakından tanıyıp arkadaşlık etmekle mümkün olacaktır, Kız - erkek, kadın - er” kek münasebetlerinde yersiz bir baskı ve insafsız yasaklar, hiç şüphe yok ki bugüne kadar yalnız yüz kızartıcı tecavüz olayları üzerinde de- gil, aynı zamanda toplumun huzurunu my ve sonucu itibariyle kadın kaklarını baltalayan, kadını, sokağa ©o zaman muhafızla çıkma durumuna düşüren ufak tefek ik olaylar, üzerinde de kötü bir Tol oynamıştır. Cinsi eğitime önce büyüklerden, anne ve babadan, öğretmenden başlamak da şarttır, Konferanslar, öğretici filmler ve özellikle güzel özetlenmiş, iyi hazırlanmış küçük broşür ve cep kitapları bu konuda çok aydınlatıcı olacaktır. Şu sırada elimde minimini bir broşür var. Bir kadın derneği - Kadınlar Dayanışma Birliği İstanbul Merkezi - ta- rafından yayınlanmış, olan bu broşür, anne çocuklarının cinsiyet konusu ile ilgili problemlerini aydınlatmak üzere verilmiş seri korferanslardan . özetlenmiştir. Meselâ bu kitapçık ire sanat içinde kolaylıkla okunmaktadır. Cebe, çantaya girecek, her taşınacak kadar küçüktür. Bu tip komprime bilgiler, iyi verildiği Zal umudun üstünde faydalı olur, ilgi toplar. Çünkü bunlarda herkes kendi meselele- rini bulur, | Bir cinsi eğitim metelesinin böylece, önemle ortaya atılması gerçek- . ten iyi olmuştur ama, rüzgâr gibi geçmese... j inciler, zebra gibi siyah - beyaz çiz- gili kürk veya kürk taklidi ceketler, blüzlar, yakası beyaz kürk taklidi kumaşla kaplı şık bir belden kot manzarası veren, beli kumaş sıtılmış, yeni, kemerle sıkılmış, yakası şal biçimi kürkle £ “calışan kadın tipine uygun süs” prensibi pek tutulmus” sıkmalı siyah dra * trençkot Paris i'büyük terzilerin defilelerinde ger* çekten ilgi toplamıştır. En ağır İf pekli gece mantosuna bir sade trenç- tur, Böylece, en ağır, pırıltılı kumaş ları erkekvâri bir kupla sadeleştir- mek de o nispette göz almakta” dır. 21