YURTTA OLUP BİTENLER ! Önümüzdeki perşembo günü grup bu tedbirleri inceliyecekti. Grvu B u hafta başında Ankara siyasi çevrelerini en çakı meşgul eden meşele, ştddet tedbirlerini şiddetlen- önümüzdeki perşe £Ünü i huekd edeceğiydi. AKİS'in bir haf. tadaır. D. P, kültalerinde devam eden çalışmaları, bu me insanı hiç de ivimserliğe sevkeımîyordu Ömer Lüyü Erzurumluoğlunun etrafında toplanan ufak bir grup son hâdiseler- den İcieı!erı Bakanı mesul tutuluyor- du. ağızlarını acçmak, İcişleri Ba.kanmu sua| so fırsatını bu- lamyyacaklarını tecrübeyle — biliyor- lardı. Mütedil olduğu — sanılan İzzet Akçalın bile ne söylemek istediği an- laşılıyordu. Hele Ticaret Bakanlığı adaylarından Necmettin Önder mu- halefete veryansın ediyordu. Beyfendinin geçen Salı İstanbulda Yerdiğn Crauabun fevkalâda toplantıya çağrılınası emri Üzerine İnönü ile ay- ni trende gelen milletvekillerinin ço- Çarsam Grup toplantısından e ki “kabahat bizim” kanaatlerini değiş tirmişlerdi. İnönünün Feyzioğlu ve Beyazıt ile birlikte yemek yedlg'l rna- sanın — bitişiğinde oturan Sabri dilek ve Sadi Pekin fik. ıermi drmşth'nılşe benziyorlardı. Babri Dilek eski arkadaşı Feyz!oğ- hına takılmış ve sonunda bir Beller- sinde C.H.P. nin yavtığı bütün işler mıdpnydi Geziden önce merkezden teşkulâta gönderilen tamimler bunu apaçık gösteriyordu. C.H.P. mendle- kette asayişi bozmak, vatandaşı işin- de yorlardı, hatta ihtilâl gıkartmak isti- yorlardı. Bütün bunlar D.P. yi yıprat- n düşürmek ve m sâdece vazifesini yapıyordu. İ Belki bu izah bir cok milletvekili- fi tatmihne kâfi gelmiyecekti. Am D. P. Genel Başkanının . fikirler! de aynı olduğunu kat'iyetle bîlıyor— Eşsiz bir hitabet kudretine sa- sözlerin de, i zır olunca, kolayca cazibesine kapılı- Yordu; Menderesin ' fikirleri P. Genel Başkanına göre, Mu- hıleret Toplantı ve Gösteri YÜ- Wü leri Kanununu beğenmese dahi rıa)et etmek zorundadır.. Aslında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Ka- nunu 1956 da cıkmıştır. 19857 de mil- let D. P. yi tekrar işbaşına geürd'l- mne göre, bu kanunu çıkara k yı de tasvip etmiş demektir. W(uhıe- fet nasıl oluyor da, seçim :,oluyla tasvip edilen bu kanunu ciğn me kalkabiliyor ? Bü düpedtiz aec'mlen neticesine razı olmamak, kanuna kar- - w & 5 .’ .ı şı gelmek, memleketi anarvıye sü- tüklemek —demektir. P. nasıl oluyor da kanun dışı harekeuere kal- kışabıl..yor’ Bu k İs- et Paşanın marifetidir. Iıme( Pa: şl diye kadar olan tutumunun hiye itibariyle tek parti, tek Şef ta- rarlısıdır. Mazisi bunu açıkca göster- mektedir. O Terakkiperver- Parti- nin varlığına 2-3 ay zor dayanabil- miştir. İstiklâl —Mahkemelerinin ku- rulmasına, Takrirf Sükün Kanunu- nun çıkarılmasına o ön ayak olmuştur. Serbest Parti tecrübesinin yapılma- e zorla insanın şimdi ortaya demokrasi mü- dafij olarak çıkmasına imkân ve ih- timal yoktur. Gayesi demokrasiyi ba- hane ederek, iktidara — gecmektir. Milletin D. P. yi tutmasına, s>vmesi- ne dayanamamaktadır. Yaşı da ke- male ermiş olduğundan, ömrünün ve- fa etmiyeceğini hesaba katarak, ik- tidarı bir an önce, seçimlere zorla- mak istemektedir. Alınan krediler kullanılmadan, iktisadi vaziyet istik- rar kazanmadan önce, D. P. yı ve o- nun taraftarlarını işbaşından uzak- la—,ıurma.k gayesini gütmektedir. n icin de şiddej politikasını denemekte—iır Şiddet politikasını be- nutuklarında de- . işine geldiği için böyle hareket etmektedir, Meselenin bir de başka tarafı vardır. İamet Paşayı çi çıkar- tan diğer bir mesele de, Türkiyenin diğer memleketlerle iyi münasebet- lJer kurmuş olmasıdır. Endonezya Cumhurbaşkanı geliyor. Yunan Baş- bakanı ve Diışişleri Bakanı geliyor. Türkiyenin itibarı her yerde artmak- tadır. İsmet Paşa bunu cekememek- tedir. Hatta Ege taarruzu namı al- tında yapılan seyahat, Türk . Yunan dostluğunu rahnedar etmek Üzere tertiplenmiştir. Dokuz yıllık tatbikat göstermiştir ki D.P., C. H. P. ye tahammlll ve üsımaha eylemış devrı sâbık ya- ratmamıştır, Halbı SF gez- diği dolaştığı yerde devri snbık ya- ratacağını gsöylemektedir. D. P. ye tahammlil göstermeyen aslında C. H P, dir, Her hareketiyle kamın dı- $1 hareket etmeyi şinr edinmiş bu pâiti için bazı kayıt ve nizamlar koymak mzımdır Basın da körükö- rüne C. H. P. nin peşinden gitmek- tedir. Onun hıı.kkmda da tedhır)er aİ- mak gerektir. D. P. vkiyede de- mokrasiyi kuran partidir. Demokra- sinin âşığı ve gönüllüsüdür Alacağı (edbırler demokruıyı bozmak icın mlamak icidir. Şu taş hıkâyesim de fn.zla mübalâfa ediyor- lar. İnönüyü sevmiyen C. H. P. lile- r'n ciçekler icine tag koyup atma- dıklan ne malüm? P demokrasiyi tanzim mıksadıy)a a'ace.ğı tedbırler basait seylerdir. Bir İstikl Mahkemeleri Kanunu, bir Takrh"x SURun Kanunu değildir. Gaye, — birbirine tahammül etmesini bilen demokratik milessese- lerin, siyasi partilerin memlekette yer!eşmesimn temirtdir. ; İ D. P. Meclis Grupu, demok- toplanacaktır. Kremlin bile en ha.kıkı demokrasiyi kendilerinin kurduklarını iddia et- mekten vazgemnediklerme göre, alı- nacak tedbirlerin mâhiyı ne olür- sa olsun, re]lmîn adı demokmıı olea- rak kalacakt CF P. Tahkikat haftası (Kapaktaki politikacı) B u haftanın başında Pazartesi gü- nü Büyük Mecliste, —Muhalefete ayrılan sol taraftaki sıralar dolu, sağ taraftakj —sıralar ise bir hayli ten- ha idi. Bütün gözler bir adama, Hü— dike çevirikti. Zira Muhalefete ayrı- lan sıralarda oturanlar ayağa kalk- mışlar, armaklarıyla Dr. Namık Gediki gös'eriyorlar ve çok r tâ- birlerle bir ağızdan ona hitap ediyor- lardı. Sağ tarafta oturanlar hâdiseyi biraz hayretle, fakat büyük bi sizlikle takip ediyorlardı. Nail Geveci gibi nâdir birkaç kişi, Muhalefete mukabeleye gayret edi- gayret K a kargı rkı söylemek kabilinden dağ'ılı gidiyordu. Meclisin dinleyictlere ay- rılan undan D. P vekil- Jeri “kaderlerine boyun eğmdş blr e- kalliyet” gibi görünüyordu. Hakika- ten D, P. gafil avlanmıştı. Saat 15 de tarihi salonda 150 den fazla C. H. P. li yer aldığı halde D. P. sıra- Jarı âdeta bomboştu. Nitekim Pa- zartesi günü, Meclisteki D. P. mil- letvekili sayısı, ancak Muhalefet sa- lonu terkedince ekseriyet haline ge- lebildi Salona toplu bir halde giren C H, P. milletvekilleri arasında en f yecanlı ve en sabırsızı Nüvit Yetkın- di. Mutedil mizaclı tanınan C, Meclis Grubu Başbakanvekili, yok- lama devam ederken söz istedi. Riya- set Divanına da bir tezkere yollıya- rak gündem hakkında söz istediğini bildirdi. Yetkin, sanki her türlü iç- tizük kaidesi cığnenerek kendisine ordu. Herhalde binleştirıdığı C, H, P. Meclis Grubu skanvekili her ihtimale karşı ha- zırlıklı olmanın lüzumuna inamyor- du, Fakat Riyaset mevkiindeki Agâh Eromn ilk sözü “gündem hakkında” konuşmak isteyen Yetkine verdi. C. H. P. Meclis Grubu Başkanvekili son derece samimi ve dokunaklı bir 8e8- le icim boşaltmaya “'başladı. Sanki kürsüde vyıllanmış bir politikacı de- Kil de, dertli bir vatandaş konuşu- yordu: Tahkikat önergeleri ne ol- muştu? .C, H, P. bu dönemde 7 tah- AKİS, 15 MAYIS 1959 S