14 Mayıs 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

14 Mayıs 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

h İ SİNEMA nıiyordu. nitekim Arjantin de “Zaf- ra" yüzünden epeyce :uı'ültü çıkar- mıştı- Avusturya filmi “Die Halbh- zarte - Eva” ise sevircilere kötü bi.r gece geç.rtmekten bışka birşeye yu- ramad.. Festival idaresinin ktomny Sehıne der'in g imemesinden ürkerek progran değiştirmizlerini an.amak güçtü. Rolf Theele'nin filmi, vakıt iyi b.r s.nema eseri yapamı- yan Avusturya sınamacıl ğının hâlâ yerinde saydıfını göster vondu. Beşinci gün, ga© bir Yunanlı re- jisör olan Ardıvas — Lamhbhrinos'un “Matomeno iljovası ena . Kanlı şa- fak'ı ile başladı. Tamamiyie stüdyo dışında. sun derece faki malzeme ile ydana getirilen fi!lm, siyah - bcyaz fotoğraflarının güzelliği, Yu- nanistan manzaralarının göz alıcılı- ğ1ı, Yunan dans ve folklorunun us- talık]ı kunamlış yla d.kkati cekiyor- unan — mitolojisinin d2 karıştırıldığı modern bir hikâye çer- çevesinde, bir aşk ve Ölüm hikâyesi, seyirciyi sıkmıyacak yolda anlatıl- maktaydı Fransanın başarıs ynı gece, l—ranqa gnc sirema tenkidecisi François Truftfaut'mın ilk uzun f.lmi “Les 409 Coups - 400 darb2” ile, f>stivalin -'“Tepedeki da”dan sonra- ikinci büyük bzsariı- sını kazandı, Truffaut, Jules Renard - ın “Poll de Carotte .- Horozibiği”ni anadırır br hikâye cercev_sinde ken- d! cocukluk — hâtıralarına dayanan sağlam bir eser meyldana getirmişti. Büyüklerin kayıtsızlığının, anlayış- sızlığımın ve korkaklığının kurbanı olan Antoine'in hıkâyesı bir yandan bir dan gercek bır şahis ola Tsuffaut'nun kendi hayatını, klüsik sinema anlatımının çok def ışna c.karak anlat:yord F ın ge- cen.erde ölen büyük sıne.na tenkid- nire Bazin'n hatırasına su- I.es 400 Coups”, aynı zaman- comble- dikkati cekmekteydi. i Lucas Demare':n ce- «günü atlamış fa- Bt vine #ö) seansıma ayke festivatin altıncı Makild , Film. seker kamışı ekicileri üzerre sosyolojik bir vesika olmak hususiyetini gösteriyordu. Bu arada ziraat işcilerinin istismarı, bunun i- cin kullanılan usüller, ziraat işçile- rinin içinde bulundukları feci lar anlatılmaktaydı. Araya ask hikâyesi sıkıştırılmıştı. Oldukca didaktik mahiyette olan film, daha vati fotoğraflarının elizellifi ile baş- Wğe'l) ovanm vt nni Grgrisla Pyrelhra î“-rvj Aloon Pat Favea yetem TÜ <le katr zekei , #ENNEMÜN #ss)nom! a'ın maladlro satik davrenıe- Yasa temayiiti gözönlünde tutulursa hiç de fena bir netice sayılmazdı. Avnı günilün suvaresinde iki ba- sarılı film daha yer almaktaydı. Run'ardan birincisi. Macar refisörli Zoltan Fabri'nin “Anna”sıydı. “An- na”, ilk dünya savaşından sonra şehre gelip bir ailenin yanında hiz- metçilik vapan genç. kalbli bir köylü kızın — macerasını anlatıyordu, Son derece — kötümser bir havaya bürünmüş olan fumde, insan haysiyetirin &ayakıar altına alıncığı, mödern öir kölelik hüviyz- ti tas.yan “hzmetçil.k” müÜessesesi- kalsı. güzel ve iyi vam arabası” ile kazandıklarn başa- r.yı devanı ettiriyorlardı. Canlı . resim Ve h.lhassa kukla fi.m.er.nin en büyük — ustalarından bri olan Çek rejisörü Jiri Trnka'- rin Shakespeare'in piyesinden kuk- lalarla canlandırdığı “Bir yaz gece- si rüyası”, g.cemin ikinci büyük ba- şerisiydi. Trnka, CinemaScope'u, rengi ve Ücbovutlu sesi kullanarak, Shakespsare'in bu pori masalını sın dercoe uygun br hava içinde, yarı mizahi, yarı ciddi ve baştan sona br şiir dolu olarak — anlatıyordu. Trnke'nın önceki filmlerindekindan daha nülkemmelleştirilmiş olan kukR- la'ar, eti kemikli aktörlere taş çı- karacaık bir canlılıkla en kitçük mi- miklere kadar Shakespeare'in ilnlü katırıman'ar.nı temsil ediyor. Tro- jan'ın müziği buna ayrı bir güç ka- tıvordu, “Bir yaz gecegi" mükâfatlardan birini, meselâ ml’lkafatı knzanmasına hiç şaşma- mak Festıvnlm ılk haftası. H !'ıl iki “tren"- m:ş köylül hatini anlatınaktaydı. rında, son derece güc şartlar içinde, riyle başlıyan çiftleri, ayrılan çiftleri, ö- lümleri ve doğumları son derece ta- bii bir anlatışla perdeye aktarıyor- duü. 30 yaşında ve ilk uzun filmini ceviren Bulajıc baştan sona kadar r trenın içinde geçcen bu filmde kullanılması son de>rece güc o'an C- nemaScops'u da gşaşılacak'bir usta- dalği ikâyesine tâtok etmiştir. Bul- Yarların “Strene . Yıldızlar"ı ise, yi- ne bir tren volculuğunu, fakat bu sefer Auschwitz toplama — kampına gönderilen Yahudilerin ğunu anlatıyordu. Fest.valin yedinci güründe bir başka kahraman daha vardı, ama kend'si ortada görünmiyen bu kah- ıam"nm macerası epsy beklenmedik v esrevan ett. Kahraman Maosar t'in ask'mı unutmak V00 e Gp .»" iğen Pömlağy feci yolculu- Prrvüka I”ı Bi â T ver n V. S Siyin vof- sör Victor Sto'of refisörl'üğünde ha- zır'attığı “Passbort for the World - Dünya pasavortu”, festivalde müsa- baka dısı gösterilecekti Herkes fil- min büyük bir kalabamk toplıyaca- #ini sanıyordu. Halbuki film, kücük “Olympia” sinemasında sadece res- mi şahsiyetler. sinema sahipleri ve gazeteciler önünde gösterildi. Town- * bilinmeksi- send, söz verdiği halde gelmemizsti. Sinemanın tenhalığını buna — hamle- denler oldu. an film, bek- lendiği kadar kdtn de çıkmadı. brinden çok farklı kültür ve melde- n yeatlere menaup insanların Yaşayış- lazı, Merakla Seyredilecek sahneler- de toplannuıstı. Pek'enmiyen jest estivalin en beklenmedik hâdise- si, ikinci haftanın başında oldu. Heık.s festivade göÖslerilecek i1K Sovyet Hmim bekliyordu, kat f inı güsterilmedi. Lunun sebebi, Rusların festivallerde sık sık göster- d.kieri ahnganhklardaıı bıı dekıldl Fransızların 1lk seçim komıtesi do masına rağmen, Fransız Hariciyesi buna engel olmuş, f.lm ancak müsa- baka dışı olarak Cannes'a yollanmış- tı. Sebep, filmde atom bombası yiyen Hiroshima'dan sahneler bulunmasıy- dı, Yaşıyan dokünianter — filmcilerin en biüyükleri arasında bulunan R-8- na's bu çeşit yasaklamalara alışıktı. Afrkadaki müstemlekeciliğe çatan “Les staturs meurent auıssi - Heykel- ler de öÖlür”, bazı kesintiler venıilma- sına boyun eğmediği İ0on 1903 ten beri Fransada gösterilmiyordu. Al- nan toplama kamplarındaki vahşeti zbsteren “Nuit et Brouillard . Gece 1 makamların bırcok enge'leriyle karşılaşmıştı. Şimdi ılk uzun hikâyeli fitlmi olan “Hiroshim Mon Amour” da yine züclüklerle kasşılaşıyordu. Fransız-Tapon ko - yer arın. festivalde sağladılar Haftaymıın neticesi " estivalin dokuzuncu günü sona everken 18 filmin gösteri!mesi ta- , Daha geride 14 film gösterilmesini vardı. tavm bu yılki festiva'in gecen yı!kiy- le kıyaslanmıyacak kadar kaliteli ol- duğunu ortaya — kKoyuyordu. Daha smdiden büyük mükâfata namzet vardı: "Teped ki oda”, arbe” Trnka'nın “Bir vaz r'cw-qi rUvaqı . mükâfat alacağı şüp- rm>ven ese“lerderdi. Simore # b 60rAt av” 4 'Zarlama" e A İW k kekk ovuncu mükâfatlarına şimdilik en kuvvetli namzettiler. Fakat daha “Dapedeki geride Tais — Punuel'in “Nazarin"i (Meksika). Japonyvadan “Beyaz ba- TkeoN”, İtalyadan “Şehirdeki cahen- nem” vardı. Bu sonuncu filmdeki Gi- ulietta Masina-ile Anne Magnani, Sİ- mone Siğgnoret'nin rakibi olabilirler- d -- * AKİS, 15 MAYIS £ BV 4 t P

Bu sayıdan diğer sayfalar: