çarpıcı bir bayağılık” nümunesiydi. Demokrat İngilterenin, kaldıran İran olmamalıydı. New . Statesman, bun- dan sonra İrandaki rejim Üzerinde duruyor ve Şah hakkında çok a tddlalarda bulunuyordu. Ne tesadüf, Şahın İngilterede bu- Jlunduğu günlerde çıkan — sayısında, İran idarecilerinden çok daha fazıa antikomünist meşhur U. S. New and World Report'da İran hakkmda endişe uyandırıcı bir makale neşre- diliyordu, Ntuhabirleı'lmn İranda u- zun tetki en sonra hazırladıkları yazısında Ss. s, şunları bikdi- riyordu: “Iraktaki kadar patlama- ya hazır bir ihtilâl havası n ve kredi şeklinde yaptığı muazzam yardıma en, b memleketin Batı tamftarı hükümeti istikrardan mahrumdur..” görünüyor. Ne ayaklanma var, ne de hükümet aleyhtan nümayişler... Fakat Sokaklar bu sükünet aldatıcıdır.” Filhakika İran hükümet adamla- rı böyle iddiaları şiddetle redd t- mektelirler, “bu Öörüşlerin ifadesi anlılıklarını — kay- betmektedirler. Saray sözcüsü Şeca- geçerken senelik bir mülesse rece sağlamdır” demektedirler ama, İrandan dönen Batılı — müşahitlerin hemen hepsi, 34 yıl evvel eski hâne- danı devirerek işbaşına gelen Peh- levt hânedanının dürüumuünün — pek sağlam olmadığı kanaatındadırlar. Batılıları da en cok endişelendiren sivil ve yüzler- bulunduran Amerika, mevcut rejimi Kkuvvetlen- dirmek icin elinden geleni yapmak- tadır. Ama bir taraftan da varın bu v“zden tıpkı olduğu gibi rikan aleyhtarı” bir idarenin lşbaşına gelmesinden endişededir. Bu sebeple İranla çok daha fazla anga- je olmayı ihtiyatlı bir hareket say- mamaktadır. Eski bitaraf dıs politi- kasını terkeden İran idarecileri ise, Batının İranda tamamiyle angaje ol- masım temine calışmaktadırlar. Hol- .. KEn 3 n z - dan doğruya elde edem tere vasıtasıyla temine çalışmakta- dır. bu arada, “2500 senelik ma- Şah, zisi olan Kraliyet”e bir veliaht ve- recek kraliçe adayını aramayı ihmal etmemektedir. Bekâ lere alıcı gözü AKİS, 14 MAYIS 1959 r prensesg- yle bakmasının sebe- . Monakolu Faruk Şimdi de beleşçiler kralı! u güzel başlara İran krnlıcesi tucımn yakışıp yakışmıyac gını şünmekten cok- bu M nako Vatandaş Faruk < ski Mısır Krali, Faruk, bu hafta 4 başında bir akşam Üstü. trenle Paristen gelen bir dostunu karşıla- mak Üzere Monte Car!o garına geldi- ği zaman, ilk defa olarak giriş bi leti lmak zorunda bırakılmadı. Peronun fazla kalabalıklaşımnaması için karşı- layıcılardan alınan elli franklık bi- let ücreti, Monako vatandaşları için mçecburf değildi ve Kral Faruk da “ikı günlük vatandaş' sıfatıvla tur- nikeden elini kolunu sallıyarak geçti. Memleketindeki hükümet dai besi Üzerine kapağı Napoliye atan şişman ral o zamandan beri hep Mısır pa- saportuyla dolaşıyordu. Fakat, Mon- te Carlo'ya yerleşmeğe iyice karar verdikten sonra, aranın vatandaşı ol- mamaktan doğacak bazı mahzurla- rın çabuk farkına vardı. Prens Rai- nier'nin tebaası oldutu takdirde, hiç Vergi vermiyece Bu kumar rinde çalışacak olsa Monako vatan- daş'ığı gayesinde daha kolayca iş h- lJabilecek, yabancı rakiplerine huku- ken tercih edilecekti. Monako vatandaşı olmak pek ko- lay bir şey değildi ve uzun merasi- me tâbiydi. Bu yüzden, devamlı 21.000 kışılık nüfusu bulunan şehir- de ancak 2.800 kişi Monako vat: şıydı ve yıld ancak on-oniki kiune vatandaşlık veriliyordu. Tabif, Faruk eski ens Rainer'ye müracaat etti. Zaten dünya görüşle- DÜNYADA OLUP BİTENLER ri de bir birlerine çok uyan bu iki adam uzun zamandanberi cok mkı anbaptılar. Hattâ, Prens R evlenmesinden önce, ZI î.u.şterek maceraları bile olmuştu. Monako hü- kümdarı, vatansız ralın - ricasını hemen yerine getirdi ve yeni hüviyet cüzdanında kullanılan tâbirle. “Prens Fuad Faruk Hazretleri' Monako va- tandaşlığına fermanla kabul edildi. A, B. D. Karaborsacının peşinden merikan hükümeti tarafından es- zetelerin sütunlarında görülen bu a- dam, vaktiyle Ankaradaki Amcrıkan Büyükelçiliğinde çalışıyordu. Ataşeliğinin muhasibi dunumındaydı ve bu yüzden dolar etrafm dönen larını gayet iyi öÖğ- Ataşelik masraflan için cek bozdurmak icabettikce, kurnaz Roberson bunları bankalara götürüp 280'd bozduracak yerde karabor- sada satmn,yı cok daha kârlı bulmuş- tu, Böylece, dalar başına, o zamanın mütevazı ölcüleriyle iki veya Üç lira ka.zam)ordu yakalandığı — zaman, şimdıkı karşılıklı veya tek taraflı artdlaşmalara dayanan — usül'er - rürlükte değildi ye karaborsacı Türk makamlarının elinden kurtulmak im- kânını bulamamıştı. vazım subayı Üç yıllık hapis cezasını Türk mahke- melerlnde çektıktan ve hayli ağır bir n sonra, gerbest bırakmr bırakılmaz bu defa da Ame- rikan Hava Kuvvetleri tarafından tevkif edilmişti. Roberson'un silâhlı kuvvetler mensuhuü olarak askeri malhikemeye verilmesi ve ayrıca ce- za'andırılması lâzım geliyordu. Fa- kat kurnaz karüborsacı, tuttuğu ma- hir avukatlar savyesinde, sucun ispat edildiği andan itıbaren tardedilmiş olması J1âzım geldiğini ve ÇAayrıca cezalandırılamıyacağını ileri sürmüştü. Oradaki askeri mah- menin gevşekliğinden de istifade müş ve ortadan yokolmu. n hafta verilen hüküm, Ro- berson' un bu müyatkârlğırm hiç de beş olmadığın: - V. zam subzı) .n'n ıği paraların as nd yükelciliğine ait olduğunu Vddıa eden hükümet bu iddiasını mahkemeye de kabul ettirmiş ve paraların geri alın- ması için ilâm çıkarmıştır. Fakat, kurnaz tilki ortada olmadığına gö- re, Amerikan hazinesinin icra yo- uyla elde edebileceği para — 15.000 dolardan ibaret kalacaktır,