YURTTA OLUP BİTENLER dinle” tarzında * Sa- tınalma şubesi mülür muavınlcıın- den Zübeyde Tansık g cağı bir fikir kumbmmr" propagan- henüz kayıtların başlamndığı uüzey- Batı Anadolu —Elektrik İstihsal ve Tevzi Milessesesindeki genç mühen- dialerin mükavemet arzusunu kam- Çıladı. Bu müÜessesenin genç müÜhen- disleri “Ah. bizi yazmaya başlasalar da, onların tazyikleri karşısında ha- men;n zevkini çıkarsak” diye sabırsızlanıyorlardı. Adalet Masal dünyası (' eçen hafta, Ankaranın yağmur- S7 lar.yla hafifçe ıslandığı bir akşam üÜstü, Adakale soukağındaki İngiliz Kültür Heyeti binasındaa çoğu yaşlı kirmnselerden mürekkep bir kalubalı- gın toplandığı görülüyordu. Emsal- $iz kalkınma -veya alçalma- hare- ketlerirnden nasibini alan sokağın te- peseciklerini ve su dolu çukurlarını a- celeci adımlarla aşan bu insanlar Türk Hukuk Kurumu tarafından ter- tüplenen bir konferansa yetişmek için koşuyorlardı.. Bundan önceki ilmi toplantılarını daima sekiz on kişiyle yapmağa alışmış Kurum idarecileri bu tehacüm karşısında hayli şaşır- neş görünüyorlardı. Türk - İngiliz Kültür Derneğinin yardımıyla t2min edilen alt kattaki büyük sine- ma salonu bile gelenleri alacağa ben- Hademeler köşede u- tozlu Ve kirecli z bitmemişti- zemiyordu. cakta bulundukları binanın tanzimi henü te güçlük çekiyorlardı. ibi “Etiler O- Konferana, “İngiliz hâkimi ve İn- gilterede — mahkemelerin istiklâli” mevzuunda olacaktı. Siyasal Bilgiler akültesinde ders vermek Üzecre bir aydan beri Ankarada bulunan Canı- bridge Ümversıtesı profesörlerden Dr. H, R. Wade, Türk Hukuk hurunıunun ricasını reldetmemiş v? çok âlâka çekeceği umulan bu mev- zuda bir konferans vermeğe razı ol- muştu, Hakikaten ,“görülen lüzum Üze- rine" dokuz hâkimin daha Adalet Bakanlığı tarafından emekliye ayrıl- dığı güne rastlayan konferans, umul- duğundan da fazla âlâka çekmişti. İlânı gazetelerde okuyup da gelenle- re ilâveten, kendilerine davetiye gön- derilenlerin hemen hepsi oradaydı. Dinleyiciler arasında Temyiz Baş- savcısını, Temyiz Birinci Caza Daire- si Reisini, öbür Temyiz âzalarını, Ankara hâkimlerinin coğunu, savcı- ları, noterleri ve meşhur avukatları tanımak mümkündü. “Gö'ülen Hizıva üzerine” Temyiz âzalığından emekli- ye ayrılan hâk:mler -ve bu arada adın Temyiz âzası Melâhat Rııacan- dinleyiciler arasındaydı. Kurum Genel Sekreteri Münci Kapaninin İngilizce ve Türkçe ola- rak yaptığı güzel takdim konuşma- sından sonra, konferansçı söze baş- ladığı zaman hetkes dikkat kesilmiş- ti, İngilizden daha çok bir İskandi- navyalıyı andıran konferansçının sa- kın ifadesinde hiç de fevkal, ler söyleyen bir adam hali yok Halbuki dinleyiciler için Dr. Wa.de ln anlattıkları bır masal kadar tatlı ve “bilhassa bu memleketin insanları bakımından.- bir masal kadar inanıl- ması güç şeylerdi. Her kısmın tercü- mesinden sonra yükselen hayranlık ifadelerinin ve hayret “çık çık”ları- nın sayısı artıyordu Konferansçının anlattıklarına gö- re, bugünkü İngiliz cemiyetinde, iti- bar bakımından en yüksek mevkii, politikacılar, sanayiciler veya sanat- kârlar değil, hâkimler işgal etmek- tedir. Bu itibarın hakiki sebebini hâ- kımlerin kalitesinde ve mahkemele- lerde hâk.m katlık mesleğinde hayli uzun ve dü- rüst bir tecrübe seçirmiş olmak şart- tır. Drum, bu bakımdan., meselâ '['üıkıyadokı durumdan hayli farklı- tutumları pirinci | maktadır. Geçen haftaki “ üÜzum” hâdisesinde olduğu gibi, su- sup susup da emeklilik kararı aldık- tan sonra “bunda bir siyasi makqat bulunduğunu sanmıyorum ama e nasını da Dir türlü anlay: amalım" di- yen Celâ) Öztürk gibi hâkimler İn- gilterede yoktur. ngiltere, “görülen lüzum Üzerine” veya “emeklilik yaşı” dolayısıyla hâ- kimlerin işlerinden cıkarılabildikleri bir memleket değildir. 1700 yılından beri yerleşen ve kanunla da tesbit edilen bir geleneğe #göre, hâkimler hiçbir yaş tahdidi olmaksızın, isşte- dikleri kadar iş başında kalabilirler. Bu hususta kimse kendilerine iş bka- şından uzaklaşmaları icin emir ver:?- mez, Hattâ bugün yüksek mahke- HAFTANIN KARİKATÜRÜ