lediye binasının hemen önünde yer alan birkaç kişinin Bayarın da ko- nuşmasını arzu ettikleri görüldü. Ancak Belediye balkonuna — çıkan Bayar tam söze başlayacağında he- men yandaki minarelerden birinden yanık bir ezan sesi yükseldi. Bayar mikrofonun başında hüşü ile elleri- ni kavuşturdu ve ezan sona erince- ye kadar balkonun altında sıralanan Akhisarhları seyretti. Bu arada Men- deres de mazlum bir tavırla önünde uzanan insanlara bakıyordu. Çelikleşen sinirler enderes Akhisarda konuşurken bütün gözler Heybelinin sakin adamına çevrilmişti. Şiddetli itham- lar, şiddetli tehditler, idam sehpası lâfları acaba İsmet nonu üzerinde ne tesir bırakmıştı? C. P. Genel Başkanı yataktan kalktığında göğe baktı ve havanın yağmurlu olması karşısında canı sıkıldı. Yazdan bir gün daha geçiyordu ve kendisi de- nize giremiyordu. Sabah gazeteleri- ne kahvaltıda bir göz attı. Mutadı veçhile yıkanmış, traş olmuş ve gi- yinip sofraya oturmuştu. Biraz to- runuyla oynadı, onu sırtında gezdir- di, sonra içinde nikotini çeken bir madde bulunan siyah ağızlığına bir sigara takarak rahat koltuguna 0- turdu, gazetelerden birini açtı, M deresin konuşmasına dikkatle okudu Okuması bitince başını kaldırdı, bi- raz düşündü. Öğleye doğru partisinin Gençlik Kolundan bir Üniversite talebesi gel- di. Gençlik Kolu In(ınud P. nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla çıkaracakları bir broşür için yazı rica etmdş, İnönü de "sekiz, on sa- tırlık bir şey" vaad etmişti. Fakat genç talebe karşısında — otururken Genel Başkan, dizinin üzerine koy- duğu bir bloknotun tam yedi sayfa- sını doldurdu. Bu, Menderese ilk ce- Inonu o yazısında tehditlere maruz bırakılan C. H. P. nin hangi şartlar altında doğduğunu, kendisin- den ne beklendiğini anlatıyordu. Son- ra, partinin son inkılâbı olan 'De- mokrasi inkılâbına geçiyordu. Yazı, partinin kurulu yıldönümünde, 9 Eylül günü bütün gündelik gazete- lerde çıktı. Fakat bu, * Menderese cevabıydı D. P. Genel Başkanına şahsen İsmet İnönü de cevap verecekti: Nitekim gazetele- re Heybeliden telefon edilerek o gün saat altıda İnönünün bir basın top- lantısı yapacağı bildirildi. Köprüden 16.15'de kalkan vapur 17.30'da Heybeli iskelesine yanaştı- ğında içlerinde bir de hanım bulu- nan gene insanlar kafilesi neşe için- de İnönünün evının yolunu tuttu. Takvim o gün 7 Eylülü gösterdiğin- den baza kimseler 6/7 Eylül hâdise- sinin yıldönümü dolayısıyla — Adada bir şeylerin olmasından endişe etti- ler. Ama gelenler gazetecilerdi. İnö- nünün evinde, bir yaz evvel etrafın- da 'İşbirliği müzakereleri" nin ce- reyan etmiş olduğu uzun yemek ma- sasının başına yerleştiler. Biraz son- ra İnönü elinde kâğıtlarla geldi ve AKİS, 13 EYLÜL 1958 öğleden sonra hazırladığı cevabı ga- zetecilere yazdırttı. Cevabın gazete- lerde çıktığı gün memleketin bir çok yerindeki postahanelerden "İnönü Heybeliada" adresine telgraflar çe- kildi. Zira cevap, kelimenin tam ma- nasıyla "İnönüden beklenen cevap" oldu. Garp cephesi — kumandanının çizmeyi çektiğini hâlâ — anlamamış bulunanlar bile İnönünün Menderese mukabelesini — gördüklerinde — es Cumhurbaşkanının Demokrasiyi bu topraklar üzerinde yerleştirmek için. giriştiği harekette "1 numaralı mü- cahit" sıfatını yeniden — sırtladığını farkettiler. İnönünün cevabı yalnız C. . liler için değil, karınca ka- derınce aynı mücadelede rol alan herkes için kuvvet ilâçlarının en ha- lisi yerine geçti. Nitekim pazartesi günü C. H. P. nin Bursa teşkilâtı İsmet İnönü Sinirlerim yoktur! Menderese bir telgraf çekerek "Kah- raman İnönü" nün verdiği — cevabı bütün kalbleriyle tasvip — ettiklerini bildirdi ama Somuncuoğlunun radyo- ları Menderese gelen telgrafları okumak âdetlerine Tağm ne- dense bunu okumadı! İnönü cevabında, tehditleri evve- lâ şoyle elının tersiyle bir itiverdi. C. nel Başkanı "Doğrudur, dıyordu, bazan sokak serserileri meş- ru hükümetlere karşı ayaklanmaya kalkışırlar, ama bir başka türlü ih- tilâl daha vardır, o ihtilâli — insan hakları dışında iktidar sürmek sev- dasına kapılan siyaset — serserileri zorla meydana — getirirler". sehpalarına gelince, İnönü onlar bir memlekette kurulunca nasıl işleye- ceğini hiç kı msenin — bilemeyeceğini hatırlattı. "1958 Türkiyesinde teh- ditlerden korkacak siyaset adamının OLUP BİTENLER bulunmadıgı nı söylemekten de ge- ri kalmadı. Türkiyede artık, sadece lâtin harflerini bilen bir nesıl vardı. Yeni bir Türk cemiyeti ortaya çık- mıştı. Eski politikacılar bunu unut- mazlarsa iyi yaparlardı. Lâtin harf- leriyle yazılmış beyanatın bu kısmı- nı okurken İnönü alaylı tarzda gü- lümsüyordu. Fakat Mumhalefet lideri bir defa daha-yurtta huzurun nereden geçti- ğini İktidarın başına gösterdi. Boş lâflar terkedilmeliydi. Bir defa bun- lara şahsen kendisi pabuç bıraka- cak insan değildi. Ondan sonra, o kor. kulan ihtilâl -ki, memlekete sadece felâket getirirdi- ancak başka çare kalmazsa vuku bulurdu Halbuki ça- reler vardı. D. n bir basiretli politikacı — çıkabilir ve huzursuzluk sebeplerini pek âlâ ortadan kaldıra- bilirdi. İnönü Muhalefetin istekleriııi sıraladı: Adalet istiklâli, Basın hür riyeti, Seçım emnıyetı Bunları sag— lamak D yi u kadar zor geliyordu, Inonu anlamıyordu YURTTA Kifayetsiz cevap nönünün şiddetle, fakat sükünetle Ivazıyet alması bu haftanın başın- üyüklerinin seyahat prog- ramlarında değişiklik yaptı. Mende- » Bayar ve refakatindekilerle bir- lıkte pazartesi günü doğruca İstan- bula geçti ve Floryada — toplanıldı. Toplantıda sadece iki Bakan, Dr. Gedik ile onun yeni rakibi Server Somuncuoğlu bulunuyordu Server den transfer olduğu için "C. P. işleri müte- hassısı" olarak bılınıyor ve İnönünün hareketlerine o sıfatla teşhisler ko- yuyordu. e o teşhisler üze- rine polıtıka bina edıyordu' Florya- da İnönüye bir "ilk cevap" hazırlan- dı. A. A. tarafından neşredilen bu cevabın başına konan not Havadis başyazarı tarafından Menderese İnö- nünün son beyanatı hakkında ne dü- şundugunun sorulduğunu, Mendere- sin de aşağıdaki cevabı verdiğini bil- diriyordu. Metin hazırlandıktan son- ra Havadis başyazarı Mümtaz Faik Fenike Menderese bir sual sormuş olduğu haber verildi. Mümtaz Faik Fenik de buna pek sevindi. FFakat Genel Başkanın cevabını okuyan De- mokratlar Havadis başyazarı gibi sevinmediler, zira cevap son derece kifayetsizdi. Menderes insan hakları dışında iktidar sürmek hevesine İnö- nünün kapıldığını ve bu düsturu mil- letın ıradesı karşısında korkup eğil- olduğ üne — kadar tatbık ettığını ıddıa ediyordu. İyi ya, nönü bununla ancak iftihar edebı- lirdi. Demek ki bir siyaset serserisi değildi ve milletlerin ne zaman iİis- yan edeceklerini pek âlâ anlamıştı. Üstelik, o sistemi bizzat yaratmadı- ğı, sistemi devraldığına göre üstelik bir inkılâp yapmış olduğunu da Men- deres kabul etmiş oluyordu. Somuncuoğlu Salı gunu İnönü, Menderesin bu "ilk cevap ına bir cevap verip ver- meyeceği sorulduğunda evvelâ "değ- mez" dedi. Fakat gazetecilerin 1s- 9