yacaktı. Öyle ya şişman Lebitle ba- kımlı Tunca yanyana yürürlerse ve o sırada alkış koparsa kimin alkış- landığı nasıl anlaşılacaktı"’ Ama bu karar duyulur duyulmaz ün İ- çinde, İzmirde kulaktan kulaga bir parola dolaştı: Siyasi parti temsilci- leri geçerken halk "Yaşasın C.H.P." diye bağıracaktı. Tek çare kalıyordu: Siyasi parti temsilcilerine geçit resminde — yer vermemek! Aldığı direktif — üzerine vali bu emri verdi Yalnız, bir hu- sus anlaşıl adı: nin İzmirde hemen bütün taraftarlarını be tiğini gizlemeye çalışmanın ne fay- dası vardır? Zira bunun gizlenmesi taraftarları İiade — etmeyecekti ki.. Bilakis, vaziyetin açıkça gözler önü- ne serılmesı daha iyi olmaz mıyd1'7 Ama anlaşılan bir sene önce seçim- lerin D. P. tarafından — kazanıldığı İzmirde bir sene sonra — sokakları "Ya,.. Ya Ya. Şa.. Şa.. Şa.. İsmet — B r-r 1 Paşa çok yaşa"” avazelerinin doldur- ması nazik — kulakların hiç hoşuna gitmeyecekti. Basın Göktürk II u hafta içinde Adnan Menderese Brastlayanlar Başbakanın yanında üzun boylu, kıvırcık saçlı, yüzü asla gülmeyen lçışl ri Bakanı Dr. Na- mık Gediki bazan gördüler, görmedıler ama kısa boylu, şişman, açık renk kravat takmaktan hoşla- nan, düz saçlı, bıyıklı bir yeni si- mayı daıma orada buldular. Bir çok D. i bu zatın kim olduğunu sor- du. Tanıyanlar "Server Somuncuoğ- lu" dediler. Bu cevap üzerine bazı kimseler "O C.H£. P. li değil mi?" diye hayretlerini izhar ettiler. Fa— kat hâdiseleri yakından- takip etme- yen bu gibilere anlatıldı ki Server Somuncuoglu .H. P. den ayrılmış, D. P. nin tutumuna hayran kalarak İktidar saflarına katılmış, bakanlı- ğa kadar yükselmiş ve şimdi "iç ka- bineye” dahil olmuştur. Halen, Hü seyin Avni Göktürkün "Adalet İstik- lalini hakiki manasıyla bu memle- kette — gerçekleştirmek”" — yolundaki çalışmalarına muvazi şekilde "Basın hürriyetini — hakiki — manasıyla bu memlekette — gerçekleştirmek" — için geceli gündüzlü —faaliyette — bulun- maktadır. İzahat bütün D. P. Tlileri sevince garketmedi. Fakat bütün D. P. liler ister sevinçten bayılsınlar, ister bayılmasınlar bu haftanın or- talarında Somuncuoğlu Türk Basın tarihinde Türk Adalet tarihinde Hü- seyin Avni Göktürkün ebedıyen 1ş— gal edeceği mevkiin yüzde yüz eşi bir mevkıı alnının teriyle ve hakkıy- la alm Hakikaten Basın - Yayın ve Tu- rizm Bakanı, bakanlığa j gelmesiyle beraber son derece hummalı bir faa- liyete koyuldu. Server Somuncuoğlu Ankarada kısa bir müddet kaldık- tan sonra süratle İstanbula gitti. Bir ticaret şirketine sahip — bulunan ve maruf ortaklan ile birliktte memle- kete kamy on, otobüs gibi son dere- ce faydalı mallar ithal eden Somun- cuoğlu şahsi işlerini dahi güvendiği ellere bırakıp — çalışmaya du. Başbakanın bulunmadığı ender zamanlarda kendisini ya Rad- yo evindeki dairesinde, ya da İstan- bul vilâyet binasında çalışır görmek kabil oluyordu. Bu çalışmalarında başlıca yardımcıları ve fikir a daşları D. P. milletvekillerinden ca— ziben başyazılar yazarı Burhan Bel- ge, İstanbul Ekspres gazetesinin çok kâr sağlayamamaktan şikâyetçi sa- hibi Mithat Perin osta adın- aki gazetesinin İstanbulda- ki Hergün gazetesinin yanında bir YURTTA OLUP BİTENLER kaç yüzlük genış tıraJa malik "İs- tanbul Herg "Ankara Hergün" ve "Edir Hergun gazetelerınden muteşekkıl kudretlı zincirin sahibi Faruk Gürtun Server Som CUuoO; lu zaman zaman, aşbakanın muhitinde rastladığı Safa Kılıçlıoğ- lunun basının nasıl ıslah olunabile- ceği yolundaki fıkırlerınden de isti- fade ediyordu. Tabii Safa Kılıçlıoğ- unun o mümtaz muhit içinde söyle- dikleri Yeni yazdıklarına tamamı tamamına uymuyordu ama Bakan asıl kıymetli olanın hangisi olduğunu anlamakta güçlük çekmi- yordu. Çalışmaları endışeyle takip eden gazeteciler -onların Basın hürriyeti anlayışı ile Somuncuoglunun şimdi- ki Basın hürriyeti anlayışı arasında biraz fark vardı- Ba geçen haf- tanın sonunda. Başbakanın şehir i- kâmetgâhı olan Park Otelde ele ge- çirmeye muvaffak oldular. ların ilâ esas noktaya dayandığı bi- liniyordu. İktidar şimdi — gazetelerin ticari ilân fiyatlarıyla dağıtımlarına ıyordu. Bu sahalardaki "geniş adaletsizlikler" önlenecekti. Bir de- a resmi ilân fiyatlarıyla ticari ilân fiyatları aynı seviyeye indirilecekti ve daha mühimi bu fiyatlar bor ga- zete için aynı olacaktı. Yani bir kaç yüz satan Ankara Hergün ilânın santimini kaç paraya basıyorsa bir kaç yüzbin satan Hürriyet aynı pa- raya basacaktı. Eşitlik dediğin de elbette ki bundan başka bir şey ola- mazdı. Gazetelerin dağıtımına — ge- haftanın ortasında rad- e de "bü- yük haksızlıklar" bulundugunu ilân ettiler. Fakat ne haksızlığın mahiye- ti söylendi, ne tedbiri. Park Otelde gazeteciler o hususta açıklama iste- diklerinde Somuncuoğlu çalışmala- rın devam ettiğinj söyledi. Bildir- diğine göre her gazete aynı şekılde aynı şartlar — altında ve mua Burhan Belge AKİS, 13 EYLÜL 1958 Selim Ragıp Emeç Gazeteleri satmayan büyük gazeteciler! Mithat Perin