retildiği bu güzel binada insanı şa- şırtan birşey vardı. Meslek yeni idi ama, okul 1943 senesinde kurulmuş- tu. Okulun Fransız olan müdür mu- avini Blanche Hugot günde birkaç kere bu aynı suale cevap veriyordu. Bu güzel okul hakikaten 1943 se- nesinde Ziyaretçi - Hemşire Okulu olarak kurulmuştu. FFakat — bugün dünyada tanınmış bir meslek olan "Social Worker" lerle aynı tahsili yapan ve aynı gaye için yetiştirilen hemşireler - bundan sosyal hemşire olarak mezun olacaklardı. Sosyal Hemşire osyal hemşire zamanımızın en ço anan meselelerine cevap verebılecek kimsedir. Aynı zamanda hemşire olan, okuldan çıkınca bir sene müdde tle doğrudan — doğruya hastahanelerde çalışan ve tahsil dev- resinde de hastahanelerde staj gö- ren sosyal hemşirenin — vazifesi bir bakıma Cemiyet için hemşireden da- hi önemli addedılebılınırdı Hemşire yalnız hasta ile meşgul olurken, sos- yal hemşire hasta ve hastanın aile- i şguldü. Hemşirelik için ica- eden bazı ihtisas derslerini görmü- yor, buna mukabil psikoloji, pedego- ji Üzerinde bilhassa — çalışıyordu. Çünkü sosyal hemşire hastanın aya- ğına, onun evine gitmek, yalnız has- ta ile değil, bilhassa onun yakınla- rı ile meşgul olmak zorunda idi. İnce bir iş lanche Hugot hem hemşire hem Bde sosyal hemşıre idi. "Bu iş, pek ince bir iştir" dedi. Düşününüz, bir veremli hastanın evine gıdıyorsunuz Bakıyorsunuz hasta annenin sıhhat- li çocuğu onunla koyun koyuna yat- maktadır. Bu çocuğu derhal anneden ayırmak lazımdır. Çocugu bir kam- bir bakım evine mi yoksa bir akrabanın yanına mı göndermek ı cap edecektir. Bunu tayin mek için sosyal hemşirenin sualler sorması, fakat bunu akıllıca sorması lâzımdır. Yabancıların — bir ailenin içine girip, yardım için dahi olsa, işlerine müdahele etmesi çok ıncelık ve hassasiyet, bılgı ve ölçü ıstıyen bir iştir. â, romatızm geçiren bir çocuğu ziyarete sosyal hemşire anneye bu çocuğu a- ğır işlerde kull anmamasını, — kalbi yoracak spor veya ahut meşgaleler— den vazgeçirmesini ve buna göre bir Meslek seçmeye ikna etmesini öğret- mesi lâzımdır. Sosyal hemşire din- lemesini, konuşmasını ve ikna etme- ğini bilmelidir. Birçok dernekler ve teşekküllerle ırtıbat halinde olduğu için işsi i mak, kimsesize yu- va bulmak, aileyi kalkındırmaya ça- lışmak belki işin en kolay tarafıdır. Ama gerekenı yapabilmesi için iha- talı bir görüşe, bilgiye de muhtaç- tır. Sosyal hemşire pratik hal çare- leri gösterebildiği zaman nasihat e- des Tek odada barınan fakir aileye, "aynı odada yatmayın" hudedir ama, belki sosyal hemşire evde boş oturan genç kıza bir iş bu- lup aileyi maddi şekilde biraz kal- kındırabdilir, onlara bahçeden, bal- AKİS, 13 EYLÜL 1958 Nabız ustafa Kemal Derneğinin aç- Mtığı kara çarşafla mücadele haftası, öyle — zannediyorum ki, aynı zamanda bir nabız yoklama- sı olmuştur. İnkılâplarımızı har- şeyin üstünde tutan zihniyetle, si- yasi endişelere, bunları dahi feda etmeye razı görünen, bu konuda dahi kaçamak yolu ariyan bir zihniyet bu vesile ile, bir kere da- ha karşı karşıya kalmıştır.. Hür fikirleri ve inkılâpları korum vazifesinin âdeta bir kahramanlık addedildiği bir devirde, bu Vazıfe— yi cesaretle yerine getırm e ça- ---an basın -Türk basını deyınce bugün akla gelen elbet budur- ka- ra çarşafla mücadele haftasında bu mücadeleye var kuvvetiyle ka- tılmıştır. İmza sahibi yazarların hemen hepsi Türklükle, İslâmiyet- le akıl ve mantıkla hiçbir ilişiği olmıyan kana çarşafın geçmişini deşerek sermişlerdir. Kara çarşafla mucadele haftasın— da Mustafa Kemal Derneğinin en üyük başarısı, — muhtelif partılerın gençlik kollarını, nu etrafında birleştirebilmiş ol- masıdır. Kara çarşa dâvasının gençliğin dâvası olarak yeni bir şekilde ortaya atılması bizi yal- nızca, dâvanın emin ellere teslim edılmış olması balonundan sevin dirmemiştir. Siyasi fikirleri ve i- nançları her ne olursa olsun, bazı konular etrafında derhal bırleştıklerını ve iyasi görüş — ayrılıklarının — mukaddes vazifelere asla tesir etmiyeceğini bir kere daha göstermişlerdir. Kara çarşafla ve gerilikle mü- cadele dâvası elbette ki, memle- ketimizi muassır medenıyet sevi- yesine ulaştırmayı kendisine ülkü edinmiş her Türkün davasıdır. A- ma doğrusu gönül isterdi ki bu dâva erkeklerimizden çok, hiç ol- mazsa erkeklerimiz kadar, ka- dınlarımızı da sarsın. Onlar, so- kakta bir kara çarşaflı görüp ü- zülmekle kalmasınlar ve hiç ol- mazsa, bu sembolik haftada Türk kadınının sesini bir bildiri ile du- yursunlar. Bunca kadın — derneği kara çarşafla mücadele haftasın- da neden susmuştur? Bilhassa kondan boş duran bir aralıktan isti- fade etmesini — öğretebilir. Sosyal hemşire yardıma muhtaç olanların, kendi kendisine kapısını çalan kim- sedir. Okulun havası renköyündeki Sosyal Hemşıre kulunda insanı çeken yük değişiklik okulun ev havasıdır Ne yatakhane klâsik yatakhanedir, ne yemekhane yemekhanedir. Sınıf- r bile sevimli sıcak ev odalarına benzemektedir. Blanche — Hugot'ya Yoklaması Jale CANDAN Türk kadını fikren kalkındırmak, inkılapları korumak ve yaymak için kurulmuş olan bir kadın te- şekkülünün, Turk Kadınlar Bir- liğinin, böyle bir haftada dahi su- ya sabuna dokunmamayı, Ö çarpacak herhangi bir harekette bulunmamayı tercih etmesi, efkâ- Ti umumiyede hiç te iyi bir tesir bırakmamıştır Yoksa bu Birliğe hanımlarımız dış memle- ketlere yaptıkları cazip seyahat- lerde Türk kadınını temsil ederek, bütün vazıfelerını yerine getırdık— tan indirip, tozunu silkelemek ve ona okumak zamanı çoktan gel- miştir. Nabız yoklamasında, — kanaa- timce, kaybedenler gene Türkiye Buyuk Millet Meclisindeki kadın milletvekillerimizdir. İnkılâpları- mıza, ait herhangi bir tartışmada, bu. kadın milletvekillerimizin hi ses etmemeleri siyasetse, milletin bekledıgı siyaset bu değildir. Ka- a çarşafın yasak edilmesini sağ- lıyacak olan kanun teklifini der- hal Meclise getirmek ve zemini hazırlamadan hareket etmek, ge- çen seferki gibi, faydadan ziyade getirebilir ama, elbette ki bu zemini hazırlamak ta herkes- ten evvel kadın milletvekillerimi- dü Za ze düşen bir vazifedir. ten in- kılâplarımızı korumak hususunda bütün siyasi partiler, — müşterek hareketi prensip meselesi larsa dâva kökünden halledilmiş olacaktır. Bu konuda kadın mil- letvekillerimiz ne düşünürler, ne yaparlar. Bilmek ve zaman man onların, Büyük Meclıstekı mevcudiyetini hissetmek herhalde hakkımızdır. yapar- Bizi karanlı ktan diri diri gömüldüğ bir erkek kurtardı yaşama hakkını, ınsanıde şerefını hürriyeti bagışla karşı mınnet inkılâplarımızı hususunda ciddi ve hakiki gayret- ler sarfederek ödiyebiliriz, — ötesi boş lâftır. cehaletten, mü dan borcumuzu göre sosyal hemşırelerın başlıca va- zifeleri, her gittikleri yere bu sıcak e samimi ev havasım götürmek, saadet taşımaktır. Şimdilik sosyal hemşireler daha ziyade veremli ai- lelerin evlerine gidip gelmekte, staj- larını da verem hastahanesinde yap- maktadırlar. Çünkü bugünkü şart- lar içinde, memlekette sosyal hem- şireye imkân sağlıyan en büyük teş- kilat erem Savaş Derneğidir. Ve- 4i Savaş Derneği hem — muhtelif Vılayetlerden gelen talebelere burs- 25