YURTTA OLUP BİTENLER den Belediye zabıta memurları bu nemâya musallat olmuşlar ve ne- denıe © güne kadar hiç dikkati çek- ha. üÜzülmüştü ki neti- cede selâmeti bilfiil D. P. ye kaydol- makta bulmuştu. Nitekim, bır daha da, bütün taleplere rağmen sinema- partilerin Kurulm.y top- lantıları için kiraya vermemişti. Ar- tık bu sinemada yalnızca — iktidar partisi Kurultayı toplantıları yapı- Jabiliyordu. . H. P. idarecilerinin aklına gelen ikinci sinema gene Yenişehirde ve merkez! bir yerde olan Uhn sinema- H. P. Kurultayı $tcin vermek istemiyordu. Geçen yıldan beri köprlülerin altından pek çok su geçmişti. Üstelik de Kı- zılay Mmeydamnın imarı işi bir türlil mhayetlenep*ıemıştı Bu arada muhtemeldi ki C. H. P. Kurultayının devım ettiği günlerden birinde bir is- timlâk kararı ile karşı karşıya kalı- 1 alamam ışhmlı Du— ııhiplerine bile baş — .vuruyorlardı. arada — son dakikalarda üstünde en çok ısrarla durulan yer Yenimahalledeki Alemdar sineması tdi 'du . Kısacası dürüm şuüyı ki Kurultayın toplanmasına & e Ve Sadec kaklığı şu sı- e Bgün rada hâlâ ve hâlâ Kurultayın top- bulunam Son harzırlıklar Yer bulabilmek için yapılan 'bu ha- zırlıklar devam ederken 'lanabilmesi için kati olarak bir yer amamıştı. çinde müteaddit toplantılar yapıyor Ve delegeler listesini tesbite — çalışı- yordu. Bu arada bir taraftan da Ku- Tultaydan önce Cuma günü son bir toplantı daha yapacak olan Parti Meclisine sunulacak raporu huzırla- ki, pek çok delege durumu aha iyi kavradıkça, C. H. P. hnin tşbirliği konusunda yaptığı — zaruri olduğu kadar asil fedakârlığı seve seve kabul edecekdi. Bununla bera- ber bir kaç çatlak sesin çıkması da gğildi ve bu her Kurultay için olağan hâdiseler- Kuruıtı.ydı. görüşülecek ikinci 'blr mesele de aday tesbitinde merke- ze selâhiyet verilmesiydi. Merkezin 1953 yılında kaybettiği bu hak, iş- birliği dolayısı ile zaruret haline gel- mişti. Selâhiyet işi bu sefer, herhal- de geçen Ku"u'tayda.kı ıtırazları da- vet etmiyecekti. D. erlerinin yemni bir sırkart hdvale ugranwsı kuv- vetle muhten Allalılık © Iıı— me; xok'sl T urultay tarafından ele alınacaz bir başka mesele de, Ulus mese- lesi olacaktı. Zira delegeler o mev- zuda dolu geliyorlardı. Ulus, her yerde bir şikâyet mevzuu idi. nünüz ki C ğ bu haftanın başında Genel Başkanın İstanbuldan Ankaraya hareket etti- ğini öğrenip yazamamıştı. Kurultay arifesinde kongrelere giden meselâ İsmail Rüştü Aksal gibi şahsiyetle- rin, bırakınız resimlerini koymak, adetâ isimleri görünmez — şekillere sokulmuştu. Ulua birtek Aadamın propagandasına tahsis edilmişe ben- ziyordu. Ulusa yazı işleri nıudürü olarak Kıbrıs Birleşmiş Milletlere hazırlık A merikada doğsaydı hiç şüphesiz XA igenç yaşında bir rekllm şırketınm müdürlüğüne yükselecek olan malüm papaz, geçen haftanın son günü Ame- rikanın yolunu tutuyordu. Vali Har- rimanın, hemşehrileri, cübbeli siya- siye nihayet “sıcak bir karşılama yapmak ve misafirperverliklerini gös- termek fırsatını” elde ediyorlardı. faalıvetteydıler kol htç de fena çalışmıyordu. Toplantı- lar, ziyafetler, gazetelerdek;i neşriyat tesirini göstermişti. Vali Harriman- dan baska bir sürlü siyasi şahsiyet ve gazete Yunan tezine kazanılmıştı. Siyasi papaz Atinadaki odasında ay- lardan beri bu ziyaret; tertiplemekle meşguldii. Amerikanın muhtelif şe- hirlerini dolaşacak, eski Yunanın esir torımlarımn kurmrılmnuı gerektiğini çok değerli gazeteciler Ancak bunlar gazeteye değer vere- cek yerde, gazete onları değerlerin- Türk Yardımı A janslar bildiriyor: Tanınmış meri . Frank Hloyd Wright New York şehri- ni tamamen yıkarak yerine iki büyük gökdelenden iharet ma- dern bir şehir inşa etmek niye- | tindeymisş! Aman — sevgili — Amerikalı dostlar, bize bunca iyiliğiniz vardır, bunca — senedir. Ameri- kan yardımından doları karşılıksız. verdiniz, mmı- kabelede bulunamadığımız için hep üzülürdük, Şimdi bir fırsat çıktı. Geliniz, Ş New Yaork'u yıkıp yerine, tabii şehir değil. Mr. Wright gihi hayâl kurma işi tçin size biz mütehassıs gön- | derelim. Hem siz sevinin, hem biz.. den ediyordu ve böylece hem gaze- tecilere, hem gazeteye yazık oluyor- du. Halbuki yapılacak şey Ulusun başına, frenklerin gıbı, işten müdüre bırak mak.. Düşününsüz ki koca H. organının bugün aktiülel meselelerde polemik yapacak, hücum edecek, hücumları cevaplandıracak bir tek kalemi yoktu. Bu haftanın ortasında delegeler Ulus hakkındaki şikâyetlerini hazu"- lyorlardı. çimlere Ulus gibi bir Parti organıyla gitmek cinnetin tâ kendisiydi. Siyah sa- kallı propaganda nâzırı etranna lü- zumu gazeteciyi toplamakta kusur etmiyecekti. Fotograf makina- ları, radyolar, televizyonlar, yazdığı senaryoyu bizzat oynıyan aktörü ça- bucak Hollywoodlu bir yıldız şöhreti- ne eriştiriverecekti. Yokuş yukarı yarış Cumhuriyet Hükümeti de, yeni Seyla Sefiri Gluck'tan daha fazla bilgili olmayan Amerikalılara, Kıbrıs denilen adada eski Yunanı'ı torunları kadar, Atillânın oğulları: nın da yaşadığını hatınlatmayı niha- yet akıl etmişti. “Türk Hükumetınin ni hıhrıqlı Türk Liderini Ame- zor hir iş beklıyordu. oymaya gider- “irticalen” oyna- mak zorundaydı. Şimdiye kadar tek bir Amerikalı siyaset Aadamını, tek bir gazeteciyi Türk tezine çekmeyi smutat Üzere. düşiinmemiştik. Make- rios'un ismi ve cismi kafalarında nakşedilmiş Yeni Dünyalı siyasiler ve gazeteciler için, Fazıl Küçük duyma- dıkları bir isim, görmedikleri bir si- televizyon şirketinin Alman asıllı mümessiline kalmıştı. Hele Kıbrıslı Türk Lideri- nin İngilizcesinin de Fransızcasına na. zaran bir hayli zayıf olması işler! büsbütün gtülçleştiriyordu. Birleşmiş Sllllrtler ade a değil, Birleşmiş UMılletlerde de sıxasi papazın bir çok dostu vardı. Mısır başta olmak Üzere bir cok müsliüiman memleketi Kıhrıs Ortodoks Kilisesi Şefini des- tekliyeceklerdi. Rusya ve peykleri akariosun müttefikleriydi Bütün bunlar ise doğrusu istenir- se pek de lehimizde olan şeyler değil- di. n