DÜNYADA OLUP BİTENLER detleri vardır. Sabık komutan da bu Usu e yan çizmeyerek, "El Cum ye"nin birinci sayfasında beyanat verdi. James Van Fleet'e gö- , “Cumhurbaşkanı Nasır, Mısırı ka- rışıklıktan ve fakirlikten söküp çıka- r kahraman"dı. Sabık general bu noktada dursaydı, gene iyiydi: "Or- ta Doğuda ne bir komünist harp teh- tehlike- Kore'de Kızılla- ra kargı savaşan Birleşmiş Milletler kuvvetlerı komutam, Orta Doğuda komünist tehlikesinin mevcut olma— dığını söylüyordu! O halde gürültüler ne sebeble koparılıyordu" Eisenhower doktrini, Orta Doğuyu komünist tehlıkesınden koruma için ortaya atılmamış mıydı? Madem ortada hiç bir tehlike mevcut değildi, şu halde Amerikayı emperyalistlikle itham edenlere hak vermek icap e- diyordu! Demek ki Amerika Birleşik Devletleri, İngiliz ve Fransızların bu Ö i mevkilerini almak için bir yılan hikâyesi uydurmuştu! Demek ki Amerıka en büyük müstemlekeci, mperyalistti! General Van Fleet nasıl olur da böyle bir iddia ile ortaya atılabilirdi? Bunda şaşılacak bir nokta olmamak lazımdı. Zira sa- bık komutan artık bir iş adamı o lmuş' tu. Amerikalı iş adamları kimin ara- basına binerlerse onun şarkısını söy- lüyorlardı. General Mısıra, Süveyşten petrol nakliyatını hızlandırmak için Mısır arazisinden geçen bir pipe-line inşası için gelmişti. Los Angeles'li a namı hesabına müzake- relerde bulunuyordu. Anlaşılan sabık general de, tak ke- lime olsun ikti tbılmeyen haritada Türkiyenin yerını göstermekten acız, fakat Ankara elince Türk ıktısa— dının parlak ıstıkbalmden bahseden iş adamları gibi hareket etmişti. Ni- hayet ticaret, ticaretti. Ama bir genev ralin harp meydanından ayrıldıktan sonra, bu kadar kısa bir zamanda tüccarlaşıvermesi elbette — yeryüzün- deki birçok insanın hayretini uyandı- racaktı. İngiltere Atom füzeleri Bulganin'in, — Mısır seferi sırasında Londrayı füze yagmuruna tutma tehdidini İngilizler bir türlü unuta- mıyorlardı. İngiltere bu tehdıde fıılen kafalarına sokmalıydılar. MacMillan kabinesinin yeni Milli Savunma Ba- kanı Sandys - Churchill'in damadı - Amerikayâ gıtmış meselesini görüş- müştü, Ingılız bakanı Atlantıgın ote— sindeki dostla ikrini kabul e dikten sonra geçen haftanın başında Londraya döndü. Artık İngiltere de AKİS, 2 MART 1957 Duncan Sandys "Biz de armut devşirmiyoruz ya!." Atom fuzelerı imal edebilecekti. Fa- kat o gü gelmesini beklemeden Amerıkan fuzelerı gelip — İngiltereye yerleşecekti. Teni gelişmeler, Londra hükümeti- ni eski müdafaa sistemini değiştir- meye sevkediyordu. Bu sebeble İngil- tere, Almanyadaki askeri birlikleri- nin sayısını azaltacağını N M Batı Avrupa Birliği Konseylerine bil- dirdi. Avrupadaki 30 bin İngiliz aske- Hüseyin Suhraverdi İki el bir baş için... ri İle 250-300 İngiliz uçağı geri çeki- lecekti. Başkomutanı Norstad, İn- gilizlerin askeri kuvvetini azaltmak fikrini hiç beğenmemişti, r NA- TO devletlerinin de Ingıltereyı taklıt etmesinden korkuyo daki askerlerini geri dirmişti. Halbuki sonbaharda Alman- yada umumi seçimler yapılacaktı. Al- manya silâhlanma hususunda, pek is- tekli görünmüyordu. ngilterenin tu- İ NATO a karşı gi- rıştıgı taahhütleri tutmamaya tefrik ecekti. Norstad'ın bu itirazı üzeri- ne İngiltere, askerlerini çekmek için sonbaharı beklemeye razı oldu. Fakat sonbaharda Almanyadaki Ingiliz as- azaltılacağı mu- İngiliz kararını diğer Avru- / etmesi hakkaktı. memleketlerinin de taklit aktı. Esasen silâhsız bir Orta Avru- pa fikri gün geçtikçe daha fazla ta- raftar topluyordu. İşin tuhafı gene- raller de askeri bakımdan bu fikri benimsiyorlardı. NATO'nun gayelerinin ve kullandı- Bi vasıtaların iyice gözden geçirilme- sinin zamanı gelmış a. Pakistan Faydasız pakt Keşmir — meselesinin Hindistan ile Pakistan arasında ortaya çıkardı- ğı gerginlik, geçen hafta da ateşin- kaybetmiş değildi. dp. Pakistan hükümeti bu sebebledı_r ma hiç kimse bu memleketlerin Pakıstanın imdadı- na koşacağına ciddi olarak inanmı- yordu. Nitekim SEATO üyesi Avus- turalya, Hindistan ile Pakistan ara- sındaki mücadelede seyirci kalacağı- nı ilân etmekte bir beis görmedi. Pa- kıstan Başbakanı Suhraverdi, Parla- nto önünde Bağdat Paktı üyeleri- nın Hindistan tecavüzü şsında derhal imdada geleceklermden bah- settiği sırada mevzuubahis mleket- lerde herhangi bir yardım hazırlıgı gorulmuyor u. sek Amerikan makamları, biz- zat Amerıkanın teşebbüsüyle kurulan SEATO hakkındaki duşuncelerini saklamıyorlardı: "S di ve bu paktın feshınden hiç bir za- rar gelmiyecekti". aynaklar, "Keşmir meselesi dolayısıyla SEATO devletlerinin Pakistanın yardımına ümidin bile sözlerine ilave ediyorlardı. O halde SEATO ne işe yarıyordu ? Pakistan halkı hâlâ bu sualin cevabını aramaktadır