18 Eylül 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

18 Eylül 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Müstakbel İstanbul Köprüsü İnsan hayâl ettiği nisbette yaşar Yâni, bir dükkânın kirası olmaz. Fakat dükkân sahibi, kendisine ait olmıyan bir şeyi beraber kıralayacaktır Ecza- hanenin ismi a bir başka e esneklerine konmaktadır. Bu, korkunç ktır. EV kiralan ise, kanun değiştirilme- irde Hazirandan itibaren ser- r. Bunun ifade ettiği erce ailenin sokaklara dökü- leceğidir. Böyle bir durum karşısmda Malthus gibi duşunulebılır En kuvvet- liler yaşayacak, Öötekiler ortadan kay- bolacak, deveyi güdemiyenler diyardan gıdecekl erdir.. Bunun 20 nci asırda ern devlet anlayışiyle bir alakası mevcut değildir.. Devlet, Malthus'dan bu yana bir çok sosyal vecibeler yük- lenmiştir. Kiralan serbest bırakmak iyi, fakat bu, başıboş bırakmak mı demektir? n on beş sene evvel tayin edilen kıradan fazlasını versin iyi, ama ev sahibi istediği fiyatı talep etmekte serbest mi İstanbullular, bütün dertlerinin üs- tüne şu anda kıralar serbest bırakılınca üşünmekle meşgul- ce sadece İstanbulluların değil, yedeki bütün kiracıların kalbindedir fa- a o kira en fazla sa an İstanbul oldu u için orası bir nusal di- ye alınabilir. arla beraber emlâk fıyatları arsalar dehşetlı surette artmaktadır. Şeh- in, anlarına küçük geldiği aşıkardır Her gün de yeni yeni «müstakbel İs- tanbullular» akın etmektedirler. ehrin büyümesi, ihtiyaçları çoğalt- maktadır. Beledıyenın elindeki imkân- lar mahdut olunca da o «kendi ihtiya- cını kendi gorme» hastalığı tepmekte— dir. Bu, keşmekeşi doğurmaktadır. pü gunlerle alınmaya da ne y p— sın? Bunları koynuna, Z ya.. Gidiyor ve en yalan boşluga hoşluk bu- lamazsa sokağa döküveriyor. Otobüsler, tramvaylar kendısını taşımaktan acizse, çaresini kaldırı kenarına yanaşan taksilere ragbet etmekte buluyor. O otobüslere, o kargaşalıkta, o izdiham- da hangi babayiğit binebilir ki... Bu- na rağmen, İstanbullu bir tevekkül için- de sesini çıkartmıyor; o sesini çıkartma- dıkça da işler duzelmıyor Ortada büyük davalar vardır, fa- kat bir takım meseleler de beledıye ta- rafından pek ala halledilebilir. Tabii, belediye reisinin vazifesi iktidar buyuk— lerine kendilerini karşılayıp ugurlamak değil, part cilik yapmak değil, iktidar büyüklerinin yakınlarının ışlerını hallet- mek, onlara kolaylık temin etmek de- ğil üÜsbet 1craat yoluyla yaranmak olursa Hı yaranmamn aleyhin- de degıldır Yaranmadan olur mu? Ama yar: için yolu iyi seçmek lazımdır Istanbulda bu yapılmamışa ben İstanbulun dertlerini halledecek bele— diye reisi gelip geçici iktidarların sahip- lerinden çok daha mühim — kimselere yaranır: Istanbullulara' Asıl kuvvet, işte odur. Eğer İstanbulda iyi bir beledıye olsa, dertlerin yansı halledilirdi. Ya geri kalan kısmı' Bunun için hukumetın alınması mut- laka gereken tedbiri alınası mecburi- veti vardır. Bu tedbir, her şeyden evvel bir zihniyet değişikliğidir: — İstanbulun, hususi bir vaziyeti olduğunu kabul et- k. , kanun nazarında İstanbul unu elbette ki tiyaçları ile diğer vilâyetlerin, hattâ An- karanın ihtiyaçları arasında muazzam bir fark mevcuttur. Zaten hususi vazi- yet de buradan gelmektedir, başka yer- lstanbulun nizamı bir bele- Daha doğrusu, hükümet bile tek başına bu işin alandan kalkamaz. zira Istanb la çeki düzen vermek mil- yonlarca liraya 1ht1yaç gosteren bir da- d Halbukı İstanbul, kendi başının çaresine pek âlâ ba kabılır Hüküm ten istediği de para değildir, sadece 1m— kândır. İmkân ise, İstanbulun hususi va- ziyetini - ta! nımakla olur, başka şekilde olmaz. Istanbula kendi gelirlerinin hiç kısmını bizzat hakkı tanınmalıdır. Bir belediye bankası kurulabilirseki alâkalılar bunun yesinin hazır oldugunu bıldırmektedır— ler— işler bırakıldıgı yerden ele alınabi- lir. Dr. Kırdarın bir takım icraat yaptıgını ınkar etmi ek haksızlıktır Fakat Fahredrın Keri hukumetının valisi Dr. Lütfi Kırdar İs- tanbulda istediğini yapabilir, Belediye Meclısıne istediğini yaptırabilirdi. Şefi ettiği zaman, eline imkân verilirdi. bu ımkam kullandı (Hatırlarda oldu- veçhile Lütfi Kırdar sayısız ubu- dıyet telgrafı çektıgı Halk Partisinden ayrılmış ve bir zamanlar «çıkar yol de- ğib telâkki ettiği Demokrat Part tesinde müstakil — sıfatile yer almıştır) Şimdi, valilik ve belediye reisliği <«inis- yatif> bakımından daha müşkül bir hale gelmıştır Bugun mevcut kanunlarla bu ve başarmanın imkân Yapılması lâzım gelen nedir? Ev- velâ, Istanbulun böyle bırakılamayaca- mutlak surette kabul etmek! İkin- Istanbulun hususı Vazıyetını hesa- mak.. Ondan a bir mütehas- sıslar heyetıne bu ışın nasıl başarılaca- ğını tetkik ettirip, luzum kanunı for- maliteyi ikmal etmek. Şimdi söylenile- cek her söz, gelışıguzel soylenmış SÖZ olmaktan kurtulamaz. olan iyice tasarlanmış bir plândır. I—I[arlıbukı yapılan nedir? Bır hayali as- köprüyle uğraşılıyor. Asma köp- rü bir takım mukellef'ıyetler yukleyecek— tır şehir Anadolu yakasına doğru ge leyecektir, o genişlemenin icap ettirece- ği ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Asma Köprü şehrin trafik belkemegınde deği- şıklıklerı icap ettirecektir. Bütün bun- lar, köprünün ihalesinden çok evvel dü- Cisi, ba k AKİS. 18 EYLÜL 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: