YURTTA OLUP BİTENLER Müstakbel İstanbul Köprüsü İnsan hayâl ettiği nisbette yaşar Yâni, bir dükkânın kirası olmaz. Fakat dükkân sahibi, kendisine ait olmıyan bir şeyi beraber kıralayacaktır Ecza- hanenin ismi a bir başka e esneklerine konmaktadır. Bu, korkunç ktır. EV kiralan ise, kanun değiştirilme- irde Hazirandan itibaren ser- r. Bunun ifade ettiği erce ailenin sokaklara dökü- leceğidir. Böyle bir durum karşısmda Malthus gibi duşunulebılır En kuvvet- liler yaşayacak, Öötekiler ortadan kay- bolacak, deveyi güdemiyenler diyardan gıdecekl erdir.. Bunun 20 nci asırda ern devlet anlayışiyle bir alakası mevcut değildir.. Devlet, Malthus'dan bu yana bir çok sosyal vecibeler yük- lenmiştir. Kiralan serbest bırakmak iyi, fakat bu, başıboş bırakmak mı demektir? n on beş sene evvel tayin edilen kıradan fazlasını versin iyi, ama ev sahibi istediği fiyatı talep etmekte serbest mi İstanbullular, bütün dertlerinin üs- tüne şu anda kıralar serbest bırakılınca üşünmekle meşgul- ce sadece İstanbulluların değil, yedeki bütün kiracıların kalbindedir fa- a o kira en fazla sa an İstanbul oldu u için orası bir nusal di- ye alınabilir. arla beraber emlâk fıyatları arsalar dehşetlı surette artmaktadır. Şeh- in, anlarına küçük geldiği aşıkardır Her gün de yeni yeni «müstakbel İs- tanbullular» akın etmektedirler. ehrin büyümesi, ihtiyaçları çoğalt- maktadır. Beledıyenın elindeki imkân- lar mahdut olunca da o «kendi ihtiya- cını kendi gorme» hastalığı tepmekte— dir. Bu, keşmekeşi doğurmaktadır. pü gunlerle alınmaya da ne y p— sın? Bunları koynuna, Z ya.. Gidiyor ve en yalan boşluga hoşluk bu- lamazsa sokağa döküveriyor. Otobüsler, tramvaylar kendısını taşımaktan acizse, çaresini kaldırı kenarına yanaşan taksilere ragbet etmekte buluyor. O otobüslere, o kargaşalıkta, o izdiham- da hangi babayiğit binebilir ki... Bu- na rağmen, İstanbullu bir tevekkül için- de sesini çıkartmıyor; o sesini çıkartma- dıkça da işler duzelmıyor Ortada büyük davalar vardır, fa- kat bir takım meseleler de beledıye ta- rafından pek ala halledilebilir. Tabii, belediye reisinin vazifesi iktidar buyuk— lerine kendilerini karşılayıp ugurlamak değil, part cilik yapmak değil, iktidar büyüklerinin yakınlarının ışlerını hallet- mek, onlara kolaylık temin etmek de- ğil üÜsbet 1craat yoluyla yaranmak olursa Hı yaranmamn aleyhin- de degıldır Yaranmadan olur mu? Ama yar: için yolu iyi seçmek lazımdır Istanbulda bu yapılmamışa ben İstanbulun dertlerini halledecek bele— diye reisi gelip geçici iktidarların sahip- lerinden çok daha mühim — kimselere yaranır: Istanbullulara' Asıl kuvvet, işte odur. Eğer İstanbulda iyi bir beledıye olsa, dertlerin yansı halledilirdi. Ya geri kalan kısmı' Bunun için hukumetın alınması mut- laka gereken tedbiri alınası mecburi- veti vardır. Bu tedbir, her şeyden evvel bir zihniyet değişikliğidir: — İstanbulun, hususi bir vaziyeti olduğunu kabul et- k. , kanun nazarında İstanbul unu elbette ki tiyaçları ile diğer vilâyetlerin, hattâ An- karanın ihtiyaçları arasında muazzam bir fark mevcuttur. Zaten hususi vazi- yet de buradan gelmektedir, başka yer- lstanbulun nizamı bir bele- Daha doğrusu, hükümet bile tek başına bu işin alandan kalkamaz. zira Istanb la çeki düzen vermek mil- yonlarca liraya 1ht1yaç gosteren bir da- d Halbukı İstanbul, kendi başının çaresine pek âlâ ba kabılır Hüküm ten istediği de para değildir, sadece 1m— kândır. İmkân ise, İstanbulun hususi va- ziyetini - ta! nımakla olur, başka şekilde olmaz. Istanbula kendi gelirlerinin hiç kısmını bizzat hakkı tanınmalıdır. Bir belediye bankası kurulabilirseki alâkalılar bunun yesinin hazır oldugunu bıldırmektedır— ler— işler bırakıldıgı yerden ele alınabi- lir. Dr. Kırdarın bir takım icraat yaptıgını ınkar etmi ek haksızlıktır Fakat Fahredrın Keri hukumetının valisi Dr. Lütfi Kırdar İs- tanbulda istediğini yapabilir, Belediye Meclısıne istediğini yaptırabilirdi. Şefi ettiği zaman, eline imkân verilirdi. bu ımkam kullandı (Hatırlarda oldu- veçhile Lütfi Kırdar sayısız ubu- dıyet telgrafı çektıgı Halk Partisinden ayrılmış ve bir zamanlar «çıkar yol de- ğib telâkki ettiği Demokrat Part tesinde müstakil — sıfatile yer almıştır) Şimdi, valilik ve belediye reisliği <«inis- yatif> bakımından daha müşkül bir hale gelmıştır Bugun mevcut kanunlarla bu ve başarmanın imkân Yapılması lâzım gelen nedir? Ev- velâ, Istanbulun böyle bırakılamayaca- mutlak surette kabul etmek! İkin- Istanbulun hususı Vazıyetını hesa- mak.. Ondan a bir mütehas- sıslar heyetıne bu ışın nasıl başarılaca- ğını tetkik ettirip, luzum kanunı for- maliteyi ikmal etmek. Şimdi söylenile- cek her söz, gelışıguzel soylenmış SÖZ olmaktan kurtulamaz. olan iyice tasarlanmış bir plândır. I—I[arlıbukı yapılan nedir? Bır hayali as- köprüyle uğraşılıyor. Asma köp- rü bir takım mukellef'ıyetler yukleyecek— tır şehir Anadolu yakasına doğru ge leyecektir, o genişlemenin icap ettirece- ği ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Asma Köprü şehrin trafik belkemegınde deği- şıklıklerı icap ettirecektir. Bütün bun- lar, köprünün ihalesinden çok evvel dü- Cisi, ba k AKİS. 18 EYLÜL 1964