18 Eylül 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

18 Eylül 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Çalışan kadınlar Hacer Yenge man be sen de. Bu daracık yolda Aelinin hamuru ile bir sen eksiktin» diyerek Scoda otomobil kullanan kadın oföre külhani bir taksi şoförü ters ters aktı. Bundan iki sene evvel 5010 numa- ralı taksinin şoförü Hacer Öçsu'ya ya- pılan muamele böyle idi. Fakat artık bu hanım hanımcık kadını bütün şoför- ler tanıyor ve abla gibi seviyorlar. Bun- dan dolayı kendisine «Yenge» adını tak- mışlar.. 35-36 yaşlarında olan Hacer Oç- su, orta boylu, zayıf, çelimsiz bir ka- dın. Zorluklarla karşılaştığı ve sıkıntı çektiği yüzündeki kırışıklıklar ve saçla- rındaki — tel tel beyaz saçlardan belli oluyor. Hayat yükünün onu bir hayli hırpaladığı ilk bakışta göze çarpıyor. Fakat yine de mavi gözlerinde, kendi- ne guvenen bir bakış, itimat telkin eden bir hal v. Yngeyı aradığımız zaman bulaca- ğimız yer Karpiçin yanındaki dolmuş- lar veya Ankara Palasın yanındaki oto- parktır. Hacer Hanım İstanbul'da Suadiye- de do; gmuş, şoförlüğe aileden gelme bir alışkanlığı var. Onun ıçın biraz garıp— Hacer Öçsu, — bir başgedikli olan kocası ile evlendikten sonra onunla be raber 1949 da Ankâraya gelmiştir. da Kalecik Ordu Birliklerinde şo- forluk /-yapıyormuş.. İki kız, iki oğlan Ko- tebe gidince ufagı komşulardan bırıne bırakmak zor oluy acer Hanım 1949 da ehliyet alıp kendi arabası Scoda ile işe başlamıştır. İki yıl taksicilik yaptıktan sonra hususi ve taksi arabalarının çoğalması üzerine dolmuş yapmağı tercih etmiş. Çelimsiz- liğine rağmen halinden şikâyet etmiyen azimkar bir tavrı var. Bugünkü hayat şartları altında bütün yükü kocasının o- mu;]arına yükleyen kadınlardan değil o! Öyle ya dört çocuklu altı kışılık bil şileyi geçındırm ek de İstanbul'daki kaynanaya bak k var.. Öylesine çalışıyor ki ekseri öğleleri eve bile gidemeyip şoförlerin devam ettik- leri köfteciden ayak üzeri bir iki lokma yemekle iktifa ediyor. Hacer Hanımdan yolcular, şoförler dide çıkıp akşam sekizde döner. ge» mesleğini bir gün bile bırakmayı örnek bir şoför olarak da gosterebılırız Bir zaman onunla alay eden, çeke- miyen ve küçümseyen şoförler nasıl da değişmişler. Belli ki bir kadının kendi- lerine rakip olduğunu görmek onların evvelâ işlerine gelmemiştir. Fakat bir kadının yapmıyacağı hiç bir iş olamı- yacağını bugün anlamış bulunuyorlar. İş ki kadın azmetsin, yapmak istesin... Şoför Hacer Hanım Kadın her işi yapar Aile Kumar mevsimi geliyor dada sigara dumanından göz göz örmüyordu. Sinirli bir ses dedı ve binlik iki banknotu, bir ka ç li- raymışçasına, — titreyen — bir el, maşa nın ortasına fırlattı. Sesin sahibi, genç sayılabilecek bir kadındı. — Yorgunluk, uykusuzluk ve sinir bozukluğu yüzün- den benzi sararmış, boyalan sılınmegı başlamış, otuz yaşlarında bir 1 Sa hemen her akşam, her yer de gorulebılecek bir şeydi: Poker oyna- nıyordu. Kış gittikçe yaklaşıyor. Bir ay ka- dar sonra artık akşam — eğlencelerimi başında gelen poker sosyeteyi yine sal cak. Gerçi poker şart de gıldır Bezil de olabilir ama, videosu en aşağı bir li- radan olmak şartı ile. Daha daha, sal dece hanımlara mahsus meclislerde de konken Kumarbaz hanımlar, ne ev kadın olabilirler, ne de anne.. Maale ef, mem- leketımızde bu tip kadınlara sık sık rast— cır ve annesi çağırırlar, çocuklar avrucaklara konu komşu gel kadar eVlerıne annesinin gecikmesini, sokakta arkadaş— ları ile oynamak ıçın fırsat bilen çocuk- lar yok mudu Hoş, ihm ledıldıgını görüp 1ç1enen mahzun olan çocuklar da az değildir Kumar keseye zarardır bir; sinir- lere zarardır iki; ailenin huzuruna Za- rardır, üç.. Bunun böyle olduğunu hanımları- mızın da pek çoğu bilir; bilir ama yine de oynamaktan — kendilerini alamazlar, yine de oyun masasına oturmak için işa- rete bakarlar. Bir defa reddedenler de ikinci teklifte muhakkak razı olurlar. v işlerinden bunalmış veya her- hangi bir dairede yahut hususi mües- sesede çalışan annelere dahi hak vere- miyor insan... Ö a çocuğuna bak- maya muktedir olamıyacak kadın niçin çocuk ister? Onu sokağa bırakmağa, kö- tü —bir şekilde yetiştirmeğe hakla var- mıdır? Fakat rdan en korkuncu Şüphesiz kumarbaz bir annedir ki maa- lesef bu tip kadınlara memleketimizde sık sık rastlanır. Gittiği yerlerde bezi masasına oturan ve vidolar birbirini ta- Muhakkak ki her kadın şık gi- yinmek ister, ama çarşıya, i derken kokyajlı empirmeler, divenler ve oniki santim Iopuklu ıskar— pin giyen hanımlara açıkça ler.. Bu olsa olsa onların zarafetlerı daha doğrusu zarafersizlikleri hakkında bir nottur. Fakat kumarbaz kadınlar öy- le mi ya?. — Bunlar sadece kocalarının AKİS. 18 EYLÜL 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: