beraber C. H. P. Meclis Grupunun Başkan — vekillerinden — biriydi. Parti içindeki "müfrit" lerle daima mücade- le etmiş, hattâ bu —mücadelesinde karsı tarafın, hiç olmazsa karşı taraf organının yardımından istifadede bir mahzur görmemiştir. Meclıstekı ten— meselâ Ulus'taki veya Yeni Ulus'taki neşriyatı tasvip etmediğini hiç bir za- man saklamamıştır. Parti içinde kalıp kalmayacağından bahsettiği "Biz" şahsiyette kimseler olmakla beraber meselâ Faik Ahmet Barutçu, meselâ Şemseddin Gü- naltay, meselâ Cemil Said —Barlas, meselâ Cemal Reşid Eyüboğlu — dahil telâkki edilebilir. Bunlar — ve daha bir çokları —, Parti önümüzdeki Ku- rultayda da kendisini gitmezse, "idare-i — maslahat" zihniye- tinden kurtulmazsa, "memleket men- faat " namına, kendı başlarının çaresi- ne bizzat bakmak kararını vermiş bu- lunuyorlar. Zira bir Faik Ahmet Ba- rutcu veya Cemâl Reşid Eyüboğlu Trabzondan, bir Cemil Said Barlas Ga- ziantepten, bir Avni Doğan Yozgattan seçilemedilerse — ki kendileri orada, şahıs olarak çok kuvvetlidirler — bu, halkın, Faik Ahmet Barutçu, Cemal Reşit Eyüboğlu, Cemil Said Barlas ve- ğuha işaret etmek mecburiyetinde- yim elelim, turizm dâvasına: Turizm, memleketimizi dışarıya tanıtmak bakımından en müessir bir telkin ve propaganda vasıtası — ve memlekete döviz sokmak zaviyesin- den de gayet ehemmiyetli bir ekono- mik tedbir olduğunu, çoktan anlamış bulunuyoruz. Yalnız, turizm işlerinde muvaffak olmak için, iki büyük esasın göz- önünde bulundurulması şarttır. Bun- lardan biri ve belki de en mühimi dış turizme açılacak olan sahaların evvel beevvel iç turizm bakımından üşenmiş olması keyfiyetidir. Dışarıdan gelen turist, enteresan harabelerin üzerine gökten Zzenbille inmez. Oraya, bir takım yerlerden geçerek gelir. Yani bir limana iner, bir güzergâh takip eder ve öyle va- sıl olur. Bu unsurların hepsi birden mütalea edilmez ve buna göre ele alınmazsa, cüzi bir iktisadi intifaa mukabil memleketimiz, insanlarımız renen Türk insanlarına mülâki ol- ması demektir. Aksi takdirde işin cazibesi yoktur ve gelenler dahi bir daha K ikinci mühim esas, idari mevzu- AKİS, 19 HAZİRAN 1954 Cemil Said Barlas Rotatif'li Adam ya Avni Doğana değil, Nihad Erimli, Kasım Gülekli Partye rey vermemesi neticesidir. atımızda, — turistik, teşkilâtımızda ve bilhassa otel, lokanta ve gazino gibi tesislerimizde, beynelmilel seviyede kolaylık, konfor ve zevki hazır bu- lundurmamızdır. Turist, bir cani gibi kontrol edilme- m elidir. İstiğna ve kibirle karşılan- mamalıdır. Nerelerden geçiyorsa, gü- ler yüz görmelidir. Temiz ve guzel otel, lokanta ve gaz noların yanında, erbiyeli ve ep görmüş personel lâzımdır. Tanzim edilmiş liman kolaylıkları, nakil — vasıtaları, rehberler teşkilâtı ve turistin yanına kadar iletilmiş yalnız Türkiyeye has, hâtıra olacak değerde, eşya ve ev işleri ve bunla- rın fiyatlarının uygun esaslara göre- tâyin ve tesbiti lâzımdır. İlk adımda, pek büyük otel ve te- sislere gitmek hem zordur, hem de, şart — değildir. —Fakat iç turizmin o mıntıkada dış turizme takaddüm e- derek havayı yaratması ve otel, 1o- kanta servisleri ile personelinin bey- nelmilel — ölçülere göre tertiplenmiş olması şarttır. Bu meyanda, yol davasının başta geldıgını ve bir turistik bolgeden di- ğerine — kolaylıkla geçilmes lâzım gelidiğini söylemeğe dahi luzum yok. Çür, Bu noktalar üzerinde, şimdiye ka- dar çalışmalar olmuştur. Bunları he- men gözden geçirerek ve bu işe mü- tevazi fakat ziyadesiyle seviyeli bir şekil vererek başlamak, kanaatimiz- ca mümkündür Bütün; bu mevzulara bir başka YURTTA OLUP BİTENLER Şikâyetlerin burasında — duruluyor. Herkes içinden "İnönülü Partiye de.. diye düşünüyor, fakat bu fikir dudak— ların arasından dışarı çıkmak, siz ister fırsat deyin, ister cesaret, ister cüret, herhalde imkânını bulamıyor Parti Meclisi toplandığı zaman, ilk elde, pek çok hatibin söz aldığı — gö- üldü. Herkes konuşmak istiyordu. Dertler yüreklerde birikmişti. Hele vi- lâyetlerden gelenlerın söyleyecek o ka- dar çok sözleri — vardı ki... Saatlerce anlatsalar, bitmiyecekti. Hakikaten saatlerce de anlattılar ve bitmedi. lnonu hepsıne büyük bir müsama- bir temayül dahi göstermiyordu. Lâf, lâf, lâf... Delegeler üç gün, hiç durmadan ko- nuştular. Herkese bıkkınlık gelmiş- ti. Herkes yorulduğunu ve bu modern “tenkid plâvı" nın lüzumsuzluğunu i- fade ediyordu. Bir tek kişi müstesna: İsmet İnönü! Ne anlatıyorlardı? Şikâyetleri ken- dilerinden olmaktan ziyade karşıdandı. Cumhuriyet Halk Partisi seçimleri, Demokrat Parti üç şey kullandığı içini kaybetmişti: Para — Din — İdari kuv- havanın içinde bir başka çeki düzen vermek zamanı artık gelmiş bulun- maktadır. Önümüzdeki dört sene içinde, memleketın ıktısadı gelişme hamle- r lay olacaktır. Bundan bir iç turizm sanat hareketine karşı daha — büyük bir ihtiyaç duyacağı muhakkaktır. Bu sebeple, Basın . Yayın ve Turizm mevzularını yeni baştan tanzim et- mek ve resim sergileri, diğer sergi- ler, tiyatro, opera ve bale sahasında. ki ilerlemelerimiz, daha çok müzik ve daha çok hayât dâvasını cesaretle almak kararındayız. ki, bir yandan iktisadi inki- şafımız sayesinde ortaçağın maddi izlerini hudut dışına atarken, bir a i lerini süratle tasfiye edeceğimize ve bir medenıyetın tezahürü, demek o- bütün isteklerin kavuşt ara ak — ger- çe Zira, maddı refah olmadıkça ma. nevi refahın mümessilleri olan fikir ve sanat doğmaz ve bu iki refahtan biri olmadıkça da, öteki beka bul- Dr. Mükerrem Sarol