Fakat bir hesap geçilecek olursa, bütün bu müzakerelerin neticesinden daha sarih bir netice ortaya çıkacak- Fransız meclisinde bugün için C.E.D. lehinde 280 lehte sağlam oy bulunduğu biliniyor. Mutlak çoğunluk ise 314. De- mek Ssosyalistlerden lehte oy verenle- rin sayısı 34 den aşağı düşerse andlaş- edılemez. nedir? suali ortaya atıldı. Böyle bir disiplin olur mu? mebus kendisini en seçmenin kanaatiyle mi bağlı olmalıdır? Yoksa — partisinin idarecilerinin reyi ile mi? hur “"Siyasi Partiler" müellifi Duver- ger önayak oluyor. Le onde gazete- sınde neşrettiği bir makalede, bu me- çözmek üzere ortaya bir Kütle partisi — kadro partisi. dısıphnının meşruiyetini için evvelâ rtinin kütle partisi mi, yoksa kadro partısı mi olduğunu bilmek lâzımdır, diyo Şimdi demek ki bütün mesele — sos- yalist partisinin nasıl bir parti olduğu- nu tesbitten ibaret kalıyor. Onu anlayabilseydiler, bu zamana kadar nice kurtulurlardı. Fransızlar dertlerinden Amerika Zenci haklarının teslimine doğru üksek Federal Mahkemenin Zen- çiler hakkında aldığı karar Ameri- kada ve Amerikanın hudutları dışında leşik mekteplerinde Zenci çocuklarla öğrencilerin farklı muameleye ve ayrı tedrisata ta- ht tutulmalarının anayasaya aykırı ol- duğuna dair ittifakla almış olduğu bu kararın Amerikada da, yabancı mem- leketlerde de uyandırdığı reaksiyon umumiyetle memnuniyet şeklinde ifadesini bulmaktadır memnun olunmasın ki, bundan bir a- sır evvel, aynı yüksek mahkeme, Scott adlı bir siyahi «vatandaş» sayılamıyacağı hakkında bir karar ve- riyordu. Bugün ise, anayasanın hakiki muhafızı olan yüksek mahkeme, zenci ve beyaz talebelerin mekteplerde fark- l1 muamele görmelerinin ve ayrı ted- risata tutulmalarının anayasanın on dördüncü ek maddesine aykırı ol- duğu neticesine varıyor. Bu kararı A- merikanın bütün eyaletlerinde idari ve kazat makamlar nazarı itibara al- mak Zzorundadırlar. Otomobilli beyaz kadın ve —yaya zenci ir Avrupalının Birleşik Amerika topraklarına ayak basınca, — bilhassa AKİS, 19 HAZİRAN 1954 cenup eyaletlerinde zencilere reva gö- rülen muamele karşısında irkilmeme- sine imkân yoktur. Bütün umumi yer- lerde, —gazinolarda, — sinemalarda, lo- kantalarda, spor sahalarında, nakil va- şualarında zenciler ayırt edilmişlerdir. Bu yasağa riayet etmiyen siyahiyi, da- ha son senelere kadar müthiş bir ceza bekliyordu: Linç... Hele şükür, bu son u linç hâdiseleri a- zalmış, fakat siyahileri ikinci plâna bı- insanı isyan et- ütün sünme- otomobille ge- tiren tezahürleri bü Daha geçen yıl, çen bir beyaz kadına "bilmem nasıl" bir ifade ile bakan bir zencinin yıllarla rakamlandırılan hapis cezasına çarpıldığı unutulmamıştır. Bilhassa 17 cenup eyaletinde cari o- anunu dünya Öölçüsünde demokrasi şampiyonluğu- olan Amerikanın büyük Yine bu ırk etmiş paradokslarından biridir. Harlem'liler Karsılarında beyaz dayanamıyor kanunu yüzündendir ki, — komünist memleketler, oldum bittim sömürge a- leyhtarı bir siyaset takip eden Ameri- kanın bu idealist görüşünü sahte bir yapmacık diye vasıflandırmak imkânı- nı bulmakta idiler. Hakikaten kendi hudutları — dahilinde zencilere — ancak "ikinci derecede" bir hayat hakkı ta- nıyan bir memleketin diplomat ve dev- let adamları için beynelmilel konfe- ranslarda, geri kalmış memleketlerin hürriyet, — istiklââ ve demokrasi, istek ve dâvalarına müdafi kesilmesi çok zor oluyor, sağdan soldan acı tenkidleri celbediyordu. Büyük mücadele Haklarında reva görülen bu muame- leye bir son v ilk sessız fakat çetin d izzat — Amerikalı zen ştu Endüstri esi sevıyesı— nin süratle yükselmesinin de bu müca- DÜNYADA OLUP BİTENLER delenin hızlanmasında rolü vardır 160 milyon — nüfuslu Birleşik Amerikada 15 milyonluk bir azınlığı temsil eden zenciler bugün milli ve beynelmüel sahalarda, meselâ büyük hizmetleriyle Birleşmiş Milletler Teşkilâtında birinci sınıf bir rol oynayan Doktor Bunche gibi, seçkin mümessülere sahiptirler. Sanat, ilim, fen ve endüstri, el attıkla- rı hattâ hazan hâkim oldukları branş- lardır. Spor da öyle. Fakat, denebilir ki, bir hükümet o- larak, zenci haklarını müdafaa eden ilk idare müteveffa Başkan Roosewelt. in idaresi ve bu yolda ilk mühim plân a New Deal'dir Bu sahada demokrat idare, — zenci seçmenlerin una ve nifizaharetine daima yüzde yüz edebilmiştir Roosewelt — öldüğü zama un ar- dından, zenci sanatkarların besteledık— leri mersiyeler bugün hâlâ Amerika- nın patetik halk şarkıları repertuva- rında bir mazlum — kütlenin aslı gibi yaşamaktadır. Demokrat idarenin zenci teslim bahsinde kaydettiği rakkilerden biri de 948 de Silâhlı kuv- vetler saflarında her türlü renk farkı- nın tamamen ve resmen kaldırılmış ol- haklarını masıdır. O zamana kadar orduda zen- ciler a mua örüyor ve — ayrı birlikler teşkil ediyorlardı. Rütbe ih- raz tanelerine ve hele rına fiilen imkân y İkinci dünya savaşının beraber dö- ğüşmek, beraber ıstırap çekmek ve ölmenin, Sonra beraber muzaffer olma- nın, bu saçma peşin hükmü —sümekte büyük rölü olmuştur. Bugün Ameri- kân — ordusunda siyahi zabitler beyaz askerlere de kumanda etmektedirler. hnasip olan muvaffa- subay olmala- kıyet Z enci haklarını müdafaada demok- ratlar başta gelmekle beraber, sek Federal Mahkemenin bu son k rının bütün Birleşik Amerikada zen- ci ve beyaz çocukların bir arada aynı- tedrisata tâbi tutulması kararının sağ- ladığı muvaffakiyet Cumhuriyetçi ida- olmu ştur Kararı, Başkan ettiği Yargıç tır. Şüphesiz ki bu hüküm, başlı ba- şına, bütün zenci meselesini halletmi- yor, fakat şimdiye kadar kaydedilen terakkılerden en mühintmini teşkil e- Nitekim yüksek mahkeme de, kararın şumulunu ve dogura— akisleri olarak, yalnız vazetmekle iktifa etmiş, — bu- nun tatbik şekilleri üzerinde önümüz- deki sonbaharda bazı kararlar alacağı- nı bildirmiştir. Bu tarzı hareketin ne kadar isabetli olduğunu mahkemenin kararına güney eyaletierinden SI yükselin itiraz sesleri ğöstermektedr.