YURTTA C. H. P. Bir Düdüklü tencere Erim - Gülek Düşman kardeşler apalı kapıların ardında söylenilen Khıç bir lâf, dışarı çıkmakta, huriyet Halk Partisi Meclisinde söyle— şey o kadar karıştı, öylesine içinden çı kılmaz, doğrusu anlaşılmaz bir hal al- dıki düdüklü tencerenin sesinden, pi- gen yemeğin ne olduğu unutuldu. Zaten gürültüyü koparanların da is- tediği, bundan başka bir şey değildi. Halbuki Cumhuriyet Halk Partisi Meclisinde, başka bir hava içinde ol- makla beraber, çok mühim hâdiseler cereyan etti. A vni Doğan davudi sesiyle: — Bizim, dedi, Parti içinde kalıp kalmayacagımız ancak Kurultayda bel- li olacaktır Sonra fıkrını izah etti: doğrusu, bu, Kurultayın cereyan tarzına bağlı olacaktır. Zira, Kurultayın kendisinden, fazla bir şey beklememek lâzım..." Parti Meclisinin toplantıları bit- miş, tebliğ neşredilmişti. Bu tebliğin hiç kimseyi tatmin etmediği bilinmek- tedir. Buna rağmen, az tatmin o- lanlar bile, fazla itirazda bulunmamayı tercih etmişlerdir. Avni Doğan, Cumhuriyet Halk Par- tisin'n "mutedil" kanadım temsil eder. Geçen devre, Faik Ahmed Barutçu ile OLUP BİTENLER Basın ve Turizm Davamız Memleketımızde 1950 denberi hâ- sıl olmuş olan bünye istihalesinin matbuat, radyo urizm işlerimiz üzerinde de derm tesirleri olduğuna ve daha da olacağına şüphe yoktur. Bir kerre, Basın ? Yayın rizm Umum Müdürlüğünün teşkılat kanunu, bütün bu hususları sıkı devlet kontrolü altına koymak üzere ve tamamiyle totaliter bir zihniyetle kaleme alınmış bir kanundur. da, hattâ tiyatro — piyesleri, sinema filmleri yahut gramofon plâkları gi- bi mevzular — öylesine merkezi bir kontrole tâbi tutulmuştur ki, meselâ Shakespeare'in bir piyesini oyna- mak Caruso'nun bir aryasını bir plâktan dinliyebilmek için — Ba- sın — Yayın ve Turizm Umum Mü- dürlüğünün hususi müsaadesi lâzım- 1f Parti iktidarı, Demokrat geçen lı ve daha liberal bir zihniyet da- bilinde tatbike çalışmıştır. Şimdi, hem bu kanun, hem de bunun tatbikine memur edilmiş olan cihazı toptan ele alarak esaslı bir tetkike tâbi tutmak ve bir hürri- yetler nizamı olan demokratik reji- min prensip ve gayelerine uygun kıl- mak kararındayız Doğrudan doğruya matbuat ve ya- zı neşriyatı plânında — tuttuğumuz YOLRlleğiT hurrıyetı esas olduguna zararlı v ©o B B 5 R ©o B o ©o -. H o - p 5 B Z B B n v ©o ğ sahadaki hürriyetlerin şahıstan şah- sa yahut şahsi ve müesseseden — dev- lete karşı birer tecavüz vasıtası gibi kullanılmasına, keza kanunlar ve mahkemeler delaletiyle mâni ol- maktır Bu yol bütün demokrasilerin ka- bul etmiş bulundukları bir yoldur Tiyatro — piyesleri, — filmler yahut gramofon plâkları gibi fikir ve sanat neşriyatı, keza dünyanın her yerin- e savcı ve mahkemeleri alâkadar eden mevzulardır. Binaenaleyh, ida- Ti murakabenin en başta tahliye ede- rek seviyeli bir serbestiye kavuştu- saha, kanaatimizce bu olma- İstanbul, İzmir ve Ankara radyo — postalarımıza, pek yakında —yenileri yani Adana ve Erzurum postaları iltihak edecek- tir R adyoya gelince; Dr. Mükerrem Sarol (Devlet — Vekili) Bu sahadaki neşir merkezlerinin, memleketimizin bu husustaki ve her sahadaki terakkilerine muvazi ola- rak inkşaf edip çoğalacaklarına bu günden hükmedebiliriz. Binaenaleyh, radyo işlerimizin, biri dünyaya doğru ve muhtelif dil- ler 1le neşriyatımız, diğeri memleket işlerimizin tanzimi ve bir götürülmesi icap etmekte- Radyo, hem eğlendirici hem de öğretici bir cihazdır.İyi kullanıldığı takdirde, bilhassa halk terbiyesi ba- kımından birinci sınıf bir vasıtadır. gibi, son derece mühim bir silâh- 1r. Ayrıca, bir milletin, kültür, sanat ve medeniyet seviyesini olduğu gibi temsil ve aksettirmektedir. Binaenaleyh, radyo neşriyatı, ku- cakladığı bütün sahalar dahilinde a- zami bir keyfiyet ve kaliteye çıkar- mak ve bu suretle hem vatandaş vicdan ve idrâklerinin bir içtimahgâ- hı hem de Türk insanının medeni insanlıkla olan irtibat ve mülakatı- na sahne kılmak, yani bize dünya- yı, dünyaya da bizi gösteren, tanıtan, saydıran ve sevdiren bir seviyeli faaliyetler manzumesi haline koy- mak mutlaka lâzımdır Eğer radyolarımızdan her birinin müstakil birer ıktısadı işletmeye n- kılâbı çılmıs olacaktır. olarak, radyolarımızın röportaj rine ehemmiyet vermeleri, ketin gerek içtimait kımından daha iyi cihazlanmaları lü- zumu gelmektedir. Bütün bu kayıt ve hususatı temin bakımından, mevcut Basın - ve Turizm teşkilâtının ve bunun uh- desine — verilmiş bulunan vazife — ve mevzuatın tamami oksan ve hat- tâ radyo faaliyetlerini aksatıcı oldu- AKİS. 19 HAZİRAN 1954