Yutup yok etmiyen ümit ve ihtiras çağı: Ey içinde iken daima zamanımız olan, hattâ ıstırapta ve son derece İelâkette iken bile, mes- ut olma zamanı bulunan gençlikl Don Juan bir delikanlı değildir. Her sabah genç uyanır ve her günün akşamında gençleşmek için, her gün ihtiyarlar. Aynı süratle yaşlanır ve yaş atar. Alaca ka- ranlıkda her zaman sıtması vardır. Bununla beraber bu sultanın haremi yok- dur. Zındansız, perdesiz ve bölmesizdir. Eli al- tındaki kadınlar bin üç yahut otuz üç bin olsa da, sarayı Venedikten geçerek, Söville' den İstanbula kadar gene açıkdır. Bütün bu göz yaşları, haykırışmalar, inilti- ler, sitemler bir adam için ne müthiş bağ. Göz yaşlarını, çığlıkları etrafına kendisi ekiyor, denebilir. Allah belâsını versinl Adem baba bile, genç yaşında bu Cennette kalmak aklından geçse idi, gözünü dört açacaktı. Ulvi İspanya: Kahramanlığa ve şerefe su- samış dolaşıp duran Şövalye Don Ouichotte'ı ve aşkı, zevkle, hatta ihtirasda bile bulmak- dan çekinen, aşk Şövalyesi Don Juan'ı do- gurdu. * *» Her ihtiraslı varlık gibi, Don Juan tam bir iman için doğmuştur. Fakat onun dünyayı anlayışı, gönlündeki insanlara ve hayata olan bütün imanı yıkıyor. Gerçekden onları çok iyi biliyor: o onların yoluyla, onlar da onun yoluyla. Don Juan'ın sonu ancak intihar ola- bilir, Kudretli varlığa intihar kadar aykırı bir şey yoktur. Karar verebilmesi için çıldırması lâzımdır. Allahın varlığı kolay kolay inkâr edilemez. Hayat dolu kuvvetli bir ruh için, iki türlü intihar vardır: biri, her saadeti hiçe saymak dünyadan top yekün iğrenmek, öteki, yalnız Allahın aşkında, kendini bütün bütün unutmak. Orada her şey verilebilir. Ve hiç bir ihsan görülmeden bile her şey beklenir. Elde edilene gelince ne ölçülür, ne hesaplanır, ne de doğuu olup olmadığna bakılır. Şu halde Don Juan'ın Manastıra gitmesi zaruridir. Bütün iktidarını şerefini, şehvetile beraber ayakları altında çiğner. Zira onun ya- radılışında bu kuvvet vardır. Hattâ çiğnemek ister; günahlıların ökçeleri altına atılır: onu, kilise kapısının yanındaki döşeme taşı altına gömerler. Çamurunu ve tozunu üzerine silme- den kimse içeri giremez. Bu hale gelebilmek için ihtirasla sevmiş olmak gerektir. Başkaların- dan hiç bir şey beklemediğinden, Don Juan'ın ihtirası belki arlık doymuş olabilir, Şimdi mevzu ona lâyıkdır. Eğer böyle değilse, Cen- nete muhacir olmuş olsa bile, kendini Cehen- nemde bulacaklır. Böyle bir ihtiras affetmez. (İbtar; bana öyle geliyor ki Nâmösis Tanrıla- rın öcünü fânilerden, gururlarından ziyade ih- tirasları için almaktadır. Tanrılar onların bu ihtirasım kıskanırlar. Hiç bir Tanrı ihtirasa el- verişli değildir: bu kumaşa ölüm astarı lâ- zımdır.) Don Juan'ın dileği aşkı aramaktır , bu zev- ki kovalamak değil, zıddıdır. Eğer onda ara- dığını bulsaydı, bu melun zevke nasıl yeter, dayanabilırdi ? Günde yahut yılda bin üç defa yenilemek ? Buna ancak uşağı, bu başka San- cho inanır ve ihtimal verebilir. Efendisini bil- miyen ve bununla beraber onu inkâr eden uşak yahut şahit, hesapçı, reelin adamı, zamanın müne&kidil Ah, Don Juan eğer ölmez olmasaydınız, size aldandınız denebilirdi. Gece gündüz aşkın ve kadınların arkasından koşmamak Jâzımdı. Siz şair olmak için doğmuştunuz. Şiir sizde aksiyonun yerine geçebilirdi. Ümitsizliğinizden bile haz duyardınız. Fakat doğrusu, sönen gençliğin ve hakaret görmüş ateşin şahidi ola- rak, sokaktan ve beyhude hazlardan, ölüm aşkına geçmek suretiyle, Şefkat manastırında ömrünüzü bitirmiş olmazdınız. Andrö SUARES - Burhan TOPRAK 10