Müzik : AĞAÇ Müzikle Madde ve Problem Bütün bu düşünceler karşısında, musi- kinin diğer sanatlar yanındaki tekâmülünü, en ziyade musiki dehalarının kendilerinde aramak zaruridir. “Sanat tarihi, mefhumunun, tam mana- sile “plâstik sanatları,, işaret etmesi karşı- sında, “musiki tarihi, mefhumu, madde ve probleminin hususiyetinden dolayı, daha ziyade “sanatkârın tarihidir,,. Zamandan ziyade, sanatkârının stiline bağlı olan bir musiki eserinin tetkikinde, kompozitörü bir an için olsun eserinin başın- dan ayırmaya imkân yoktur. Bu itibarla musiki tarihi, mevzuunun hususiyeti dolayı- sile, daha ziyade bir “stil tarihi, dir. Bu sahada en doğru tasnifi yapan müzikolog H. J. Moser üç ciltlik “ Alman musikisi ta- ribi , nin dâ üncü cildine, Beethoven ile Wagner gibi iki büyük stil mümessilini tek- sif etmek mecburiyetinde kalmış, ve dola- yısile musiki tarihinin, bir stil ve bir sanat kâr tarihi olduğunu ispat etmiştir. Musikide form da. madde ve problem bakımından diğer sanatlara nazaran daha mühim rol oynar. Burada en ziyade şiir ve tasvire dayanan form, musiki ile edebiyatı birbirine fazla yaklaştırınış ve bilhassa on dokuzuncu asırdan itibaren dramatik sanat, söz ve ses unsurlarını bir kül telâkki et- miştir. Bununla beraber, biıbirlerini takviye eden bu iki mühim unsur, muhtelif tef- sirlere de maruz kalmıştır. Netekim Goethe, müzikli tekstlerde sesi bir refakat ve he- yecan vasıtası telâkki ederken, Beethoven bu fikre tamamen zıt olan absolue bir mü- zik yaratmış, günün modern bestekâr Sehödberg ise, “Pierroi lunaire,, adlı eserine iştirak eden sanatkârlara, yalnız müzik ba- kımından enterprete etmelerini ehemmiyetle ihtar etmiştir. Bu itibarla diğer sanatlar karşısında, madde ve problemi bakımından en çok ede: biyata yaklaşan musiki, absolue kaldığı anda bile, gene büyük benzeri edebiyatın yetiş. tiği vasatta doğup kemâle erer, O halde musiki tarihi, sanatkâr tarihi olarak müta- lâa edilmediği takdirde ise “ Form tarihi ,, olarak tetkik edilmek mecburiyetindedir. Edebiyattan gayri sanatlar için mevzu: bahs olmıyan egzeküsyon keyfiyeti, bilhas- sa musiki için iki tip sanatkâra lüzum gös- terir. Bu itibarla prodüktör ve röprodüktör, eserin doğuş ve yaşayışına aynı surette müessir olan iki nevi sanatkârdır. Madde, ifade ve röprodüksiyonu, bir çok vesaitten isttane eden musikide enstrüman keyfiyeti de başlı başına bir problemdir. Burada enstrüman, her şeyden evvel müzik muta- lâalarına bağlı olmayarak, teknik imkânlar dahilinde tekâmül eder. Bununla beraber bazı enstrümanların, sırf müzikal ifadelerden doğmuş oldukları da inkâr edilemez. Nite- kim dini musikiyi ifade yolunda vücude ge- tirilen pnömatik org, sırf teknik imkân- sızlıklar karşısında on ikinci asırda keşfe- dilemiyen bir alet idi. 1690 da Gustav Denner tarafından Nürnberg'de imal edi- len klarinet ise, müstakil bir literatürün doğumuna vesile olmuş, ve kendine hıs teknik güçlüklerden dolayı, ancak 1800 se- nelerine doğru umumileşen bu alet, müş- külâtla orkestraya girebilmiştir. Bu iti- barla bütün bu hareketler, “musiki karşısın” da enstrüman , ve “enstrüman karşısında “musiki,, gibi iki mühim problemin de doğ- masına vesile olmuştur. O halde musikinin bir çok hususiyetler arasında enstrüman developmanına da bağlı olduğu inkâr edile- mez. Hatta plâstik eserlerin doğumuna da esas olan enstrümanın, en hayati rolü yal- nız musikide deruhte etmiş olduğu muhak- kaktır. İlk defa Antonello di Messina (1444- 1493) tarafından İtalyaya getirilen yağlı boya ressamlığı ise, resmin maddesi ba- kımından büyük ehemmiyeti haiz ol- makla beraber, bu tarz. resim sanatine asırlırca şeklini muhafaza eden bir materi- yel bulmuştu. Diger taraftan aynı usulün, J. van Eyek'den ( 1440 ) Kandinsky'e kadar muhtelif şekillerde kullanılması ise, kendine has teknik bir değişiklik değil, daha ziyade ressamın arzu ve iradesine tabi bir kullanış keyfiyetidir. O halde materiyel ve problemi itibarile “sanatkâr tarihi, olduğu kadar da “ form tarihi , olan muzik developmanları- nin, âyhi zamanda “ musiki aletleri tarihi ve ilmi , olarakda tetkik edilmesi lâzımdır. Bu takdirde her nevi müzik faaliyetinin; madde ve propleminin, diğer sanatlere büs- bütün başka olan hususiyeti içinde tenkit ve tahlili zaruridir. Cevat Memdub ALTAR