AGAÇ /ANAT < FiKiR < AK/İYON MANZARA TANZİMAT SANATKÂR VE ENTELLEKTÜKLİNE KISA BİR BAKIŞ Tanzimat, Türk orta çağ cemiyetinin, tam bir “ merkezi sıklet,, kanunile ve asırlarca içinde oturduğu dünyadan, başka bir dünyaya doğru kayışını çer- çeveleyen devirdir. Bu kayış hareketi, kendisini, Gülhane “ hattı hümayun ,, unda, devlet ağzile haber verir. Artık “ köhne , nin iflâsı ve “yeni, nin isti- kameti, bir malümdur. Bu, yepyeni bir şuurdur ve yapılacak hareketin bütün hacmi, bu şuurun derinlik nisbetine bağlı kalacaktır. “ Köhne, nin müflis olduğu yer Şark ve “yeni, nin muzaffer olduğu yer Garp... O zamanki şarkı, en diri cemiyet halinde yalnız Türk temsil ettiğine göre, “köhne, içerde müflis ve “yeni,, dışarda ve yabancı bir iklimde mu- zafferdir. Kendimize ait bir bünyenin gevşeyişini sezmek, yabancısı olduğumuz bir bünyenin sırrına ermek önünde, çok kaba ve kolay kalır. Netekim Tanzimatı doğuran şuur da, gelen dünyanın getirdiği muvazeneden ziyade, giden dünyanın götürdüğü muvazeneyi sezebilecek, gelenin varlığından ziyade, gidenin yokluğunu görebilecek ve sadece, tefsirsiz ve tahlilsiz, deri üstü kımıldanışlarını kavrayabilecek kadar ufak ve sığdır. Bu şuur, halis tefekkür adamları elinde ve bir iç âlemin evolüsyonu mu- hassalası olarak değil, gündelik siyaset adamları elinde ve bir dış münasebetin bozgunları ve tenbihleri neticesi olarak meydana gelmiş ve bir satıh ve siyaset intibahı olmaktan ileriyi aşamamıştır. Dünyamızın iflâsı öyle bir vakiadır ki, rakip dünyanın iyi niyetli, yaşatıcı kültür ve medeniyet sirayetlerile ve içten kabaran okşayışlarile idrak edilmez, yolu üstüne dikildiğimiz için kölü niyetli, öldürücü itişlerile ve dıştan gelen tokatlarile idrak edilir ve bu talisiz idrak, bize, bildiğimiz ve içinde bulundu- ğumuz bir dünyanın iflâsına mukabil, bilmediğimiz ve dışında olduğumuz bir dünyanın zaferini körü körüne teslim ettirir. Böyle ölüm tehlikesi anlarında, hemen hiç bir cemiyette rastlanamayan bü- yük sanatkâr ve entellektüel, o devirde de yoktur. İntibah şuuru, satıh münev- verinin elinde ve en dar plânda iktidar mevkiine geçer ve “ köhne ,, bütün bir hayatiyetle köklerde kesifleşe dursun, dallarda, kökünün içerde mi, dışarda mı olduğu belirsiz bulanık ve iptidai bir mahlük peyda olur. İşte en nezaketli bir intikal ânının kurtarıcısı mevkiinde bulunan Tanzimat sanatkâr ve entel- 1