Piistik Sanatlar: AĞAÇ MÜCERRET SANAT “ Resim nedir, adlı birinci yazıda, “ Ta- biat karşısında ressam, alıcı olmakla bera- ber verici, ilâve edicidir , demiştim. Haki- ki ve mantıki şekilleri tağyir eden, tefsir eden, onları muhayyilenin ve görüşün emrinde birer elâstiki unsur yapan bu vericilik sa- natkârın mücerret anlayışıdır. Plâstik sanatın iki mühim yaratılış un- suru vardır. Biri tabiatın geniş ve manalı nizamını idrak etmek, bir kelime ile onun lise çevresinde bazıları Kilise Babalarının - çıkmaya lüzum yok. belli bir ananeyi uzatıp gitmektedirler. Jean Racine'in öfke- sine rağmen, Nicole'ün yazdığını hatırlaya- lım: “ Bir romancının veya bir tiyatro mü- ellifinin, namuslu kimselerin kanaatine göre pek hürmete lâyık olmayan hassaları, Hris- tiyan dininin ve mukaddes kitabın kanun: larına göre korkunç ve müthiştir. Bir ro- mancı (veya bir tiyatro şairi, vücutların değil, inanmış ruhların umumi zehirleyicisi- dir ve kendisini namütenahi ruh katlile suçlu saymalıdır. ,, Önünde H. Bordeaux'nun bile affa nâil olmadığı bu jansöniste'e M. Guiraud'ya inan- malı mı? Bize kalırsa, söylemeye karar ver- diğimiz inanımız şudur: Eğer, insanı incelerken, hakikattan ayır- mazsak, aldanmadığımıza kaniiz. Biz, iç âle- minin keşiflerine sadık kalıyoruz. Gördük. lerimizden hiç birini saklamıyacağız ve Jean Balde'in, roman hakkındaki uzun bir tahlili. nin osonuna ekleyip, dindar yazıcılara pek haklı olrak hatırlattiğı, büyük bir Rus ro- mancisının sözlerini benimsiyoruz: “ Ben hayatı, muhayyilenin Ohülyalarında değil, realitesinde kovaladım ve böylelikle /(/aya- ln kaynağı olana erdim!.. — Bili — Burhan TOPRAK (François MAURIAC) 10 Tabiatin bittiği yerde sanat başlar. Wagner “ faciasını , görmek, öteki, o faciayı adeta bir mikrokozm haline getirecek eklektik zihniyet olan mücerret görüşü iktisap etmek. Mücerret sanat (Art Abstrait) denilince kübizmadan sonra gelmiş bazı sanat ekol- leri gösterilmiş olunmuyor. Bunu böylece ka- bul etmek abstrait görüşün otuz kırk senelik bir yenilik oldüğunu sanmak olacaktır. Hal- buki her büyük sanat eseri müceret ele- manlarla doludur, ve nasıl olmasın ki onun ebediyetini statizmasını temin edecek bu mücerretliktir. Çizginin, rengin, hacmin, terkibin, nisbetin sayesinde plâstik sanatın bütün güzelliğini temin eden, katılaşmış bir lâv gibi mayii sulp yapan, bu yüksek nizam, mücerretlikdir. Ona, Mısırda ve Yu- nanda, orta çağda ve Ronesansda, dünde ve bugünde rast gelirsiniz. Proksitele ve Pi- casso'ya kuvveti ve kudreti veren odur. Fazla mütaassıp bir doktrinci olmak it- tihamından kurtulmak için hemen ilâve ede- yim ki bir esere kuvvet verecek olan bu mücerret anlayışın, eserde, mantıka mey- dan okuyan esrarlı şekiller suretile te- celli etmesi lâzımgelmez. Bir Albert Dürer Fernand Löyer - Terkip