15 Aralık 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 9

15 Aralık 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ayağı ile terim di. hiç « gür. i verdim: e, düştük iri müte- lapa ii cmur, SE yıkatıyor, sabunda (a Öğren- mi yerine de bukâ- 1 hatirla iğlerimin m doğr ude imiş! rada ist 1$ parmır »n kâğıda ribi, koca rorlar! e şol eli- ulak bil çarpıyor kil rl gelen me armak İF mii, deme mürekkebi ASGARİ n beşinci, on allincı ve haltâ on ye dinci asırlar Edirnede Türk kültürü- n pek yüksek olduğu bir zaman idi. a Çelebi Sultan Mehmedin, kardeşle- rini ortadan kaldırip başlıbaşına hükü- > mete başladıktan, Edirneyi kendine idare X merkezi yaptıktan sonra, az vakitte bu © sehir, dünyanın en Sözü adamlar da oraya top- l az vakitte pek çok medreseler “ yapılmış, birçok camiler, hanlar, hamam- “lar, kervansaraylar, bedestenlerle “süslen- “miş idi ki, işte bunun neticesi olarak bu “rada birçok okumuşlar, şairler, edipler, Beri yetişmişti o Fatih Sultan Meli- N nbulu aldıktan sonra — ii Mi birdenbire gözden edi. İs- “tanbuldan sonra Osmanlı ME oil nun Avrupada er büyük şehri olarak da- #ha bir hayli zaman yaşadı. Daha doğru- su Edirne, pek çok vakit daha imparator- “ile siyahlanmış bir merdaneyi sürdüler. mra tekrar kâğıda bir baskı, sol avucu- gil, sahihten parmak ve avuç içi izlerim alınmıştı. Ondan sonra, istermisiniz, <S> #losyesinin içinde bir kayit ili mi “Az daha, yüreğim ağzıma gelec Ellerimi, evvela benzinle, sonra elli su ile yıkadıktan sonra, soluğu Sadrı anın yanında aldım. İlk sözüm — Aman, benim parmak izlerimi gö- iri vi yoksa dösyeve koyuyorlar, demek “oldu | ME izimi aldırmak macerası da böy- ece bitti, Memleketimiz- beynelmilel cinai zabıta Meşekkülüne mensup bulunduğu için, en- İernasyonal suçlular hakkında her zaman Mmalümat alınmakta ve karşılıklı parmak izleri atı olunmaktadır. Parmak izi taalısının ie Zam in beri li in et- mek mümkün. Fakat mak i a- pin beri e indr. vE echu Biz ötedenberi, yazı yazması- Mevcut bulunduğu rivayet olunuyor. ürk zabıtası, parmak izini resmen lanmağa, talbika 1900 senesinde başla- ştir. Bu hususa dair olan kanun da 1890 Senesinde kabul edilmiştir. | mezarına göm luğun fikri Yl e etti. İşte o züman Edirnede yetişen Türk şairlerinden biri olan Sâgari'nin ni ve eserlerinden bu makalede bahsedeceğim; er ari, Kazaz Ali denen bir zatın şiir- kullandığı mahlasıdır. man Edirnenin en bellibaşlı, revaçlı | s natlarından biri olan ipekçilik ile geçinen bir zat imiş Sâgari, Fatih Sultan Mehmet devrinde Sagârt hazır bulunmasın. Enisül-müsami- rinde Hibri merhum, onun tercümei ha- linden bahsederken : Sohbetine talip idi hasam Olmuş idi bezmi mey ansız haram Diyor. Sâgari, zevk ve şevke çok düşkün olüp musikide de mahir imiş ki. biz bunu, merhumun kendi söylediği şu beytinden anlıyoruz ; Çengi hamide kamete döndü kaddı e Ne sarı koydu Si; gari; elden ne sâğari Şu aşağıki beytinden de pek yaşlandığı halde halâ içkiyi bırakmadığını anlıyoruz: Pir oldu Sögari, komaz elden piyaleyi Düştü asaye nerkis zerrin kadeh gibi Lâkin gerek ii b lll ve NE hazırlanmağa başlamış, Hatlâ MEZA- azdırmış ve dolayına ba e , bir de şeftali fidanı diktirmiş, in Zrlalığ, mezartaşına şu beyitleri yazdır- mış idi: Ann için mezarım üstünde Be eşcarı bö Şeftalisine kanmadım, gittim. Sâgari, 1520-020 senesinde öldü. Bü- tün Edirne ehlisdillerinin omuzları üstün- de kendi eliyle hazırladığı Teftinağa ma- hallesinde (o Çiçeklimektep © sokağındaki üldü ki sonra, on sekizinci asır başlarında buraya oArapzade İlmi efendi ekle bir Nakşi dergâhı yapıl- dı. Sâgarinin mezarı dao tekke avlusun- da kak, Sâgarinin söylediği şiirler, eski şairler Edirneyi istilâlarında taşları kırılmış, İmezarı harap edilmiş olduğundan, meza- rm toplatıp yeni taş (1) koydurmuş ve üstüne de şu kitabeyi yazdırmış idi : Şebi gıybette sehbayı vücudu kem iken oldu. (920) Bir edna himmeti Pertevle kabri Sâgari zahir. (1953) Sâgarinin şiirlerinden : re ik kini varsa ben a Göre peni ii A ölür ire Ağa lee eyleye dey Dostüm kan Mİİ gördükçe kai aney Sâgari, pek hazırcevap ve hiciv ve hezele çok mail imiş. Bunun için şiirlerim de hezeli sözler çoktur. Meselâ, Reliki adında bir şair, Edirnenin oçamurundan e m beyti söylemiş, Edirneyi zemi miş İl etm İlâhi, sen halâs eyle bizi bu şehri bütilden, Kişi amı ne seyretsin geçilmez ab ile gilden! Sâgari, Relikinin Edirneyi böyle hi vezem etmesine dayanamamış, ona karşı yazdığı hicviyede şöyle demiş idi: Şu kim şeytan sıfat eyler ab ile gilden Yüzüne yeller anın, aslı oddür, İsi yeldej, Bir gün Bayezid adlı birine kızmış, idi şöyle demiş idi: Bayezid iken adın hürmetini saklamadit Çekeyim aralığından elifi kal be yezid Bu da Sâgarinindir : Lali lebini dilber, ağyare dişletirmiş. Belki pamuk ezari sim ile işletirmiş. 1 “Bu “mezarlık şimdi Vilâyet hastahanesi zayı oldu- İse de, mezartaşları ştur, Çok aru- iğım gibi, yerini bi- leni de maatteeasüf bulamadım. a kalmış ZA

Bu sayıdan diğer sayfalar: