10 Miyom tan suyu havi, gayretli çalişma İle yaptığı bu A erin motosikletinin arkasına iyice yerleştikten sonra hareket ede- ceğimiz sırada, sırtıma dokunan halil bir- şeyle başımı geriye çevirdim. Birde ne göreyim, bizim gazeteci dostlardan biri değil mir. O, gülerek başını salladı: Nereye böyle? Şöyle, Çubuk. barajına Kadar bir seyahat. — Fotoğraf makinen de var. Galiba yeni yeni röporlajl ır hazırlıyorsun? Öyle; ne yaparsın azizim! Hem zi- yaret, hem ticaret, Arkadaşımın kahkahaları arasında mo tosikletr büyük bir gürültü ile hareket etli. Yüksek Ziraat medeni önüne gel- dikten sonra, di Barajını giden as- fali yola sapi Öerimiile kali heybetli Ankara kale- lerini seyrederken, yolun kenarındaki bir levha gözüme ilişti. Dikkatle baktım. şöyle bir yazı vardı. “Sotör, 20 km Arkadaşıma seslendim. Ki aç kilometre ile gidiyoruz. den fazla sürat yas — İstersen daha hızlı gidelim? Arkadaşım, sözünü bitirmeden, eliyle motosikletin didonunda birşeyler oyap- tıktan sonra kendi kendine mırıldandı: 30... 40. 45. 50 kım ii kadaşıma sımsıkı Sürilimis ii ki, gülerek alaylı bir tarzda seslen Galiba çok korküyorsun? Üreyen udi bin müşkülütla ovnatiım. — Yok canım, şev. İlk defa biniyorum da. ii Motosiklet büyük bir hızla Baraja doğru yol alıyor. Geriye bakiyorum.. San- ki, uzakta Ankara kaleleri ve 1 büyük heybetiyle ba- na selâm yöliiyükln r ( 5 kilometre uzunluğunda ğ denir, Ankaranın Boğaziçis ve Türk mimacının 3 yılda büyük bir idir Etrafımızdan zayıp giden kimi yemyeşil. kimi sararmış ağaç, fidan ve yaprakların ortaya attığı sonbahar manzarası rüzgârın serinliği altında güzel duygularla bir kuş gibi uçarak Baraja doğru ilerliyoruz. Yapraklar dökülüyor, rüzgâr esiyor, su- lar akıyor ve yaklaşan kıştan habersiz bazı zavallı kuşlar, sevinçlerinden bayram yapı» yorlar sanki.. Su, su, su. Her tarafta su, Sakın b deniz, r göl kenarındayiz satımayımz.. Şimdi Baraj nihayelsiz mavi sularının, güneşin tesiriyle gümüş gibi parıldayan köpüklerine bakan köprünün üzerindeyiz. 10 milyon ton suyu havi, 8 kilomeire uzunluğunda ve Türk mimarının 3 yılda büyük bir gayretli çalışma ile yaptığı bu deniz, Ankaranın Boğaziçisidir. Ankaralı- lar denize karşı olan hasretlerini Barajın bol ve mavi sularına bakarak giderirler. Güneş ufka doğru yaklaşırken- denizin maviliği gittikçe koyulaşarak insana eski Yazıcımız Oğuz Özdeş Ankaradan Röportajlar: ANKARANIN ÇUBUK BIR günlerini ve gurbet duygularını hatırlatıy Or. Gazin hü hayaller “yaşatan mulhrik Tino Rossi,,nin tatlı ve baygın şarkısı, mavi ve köpüklü suları valıyarak ufuklara doğ- ru kayboluyor. Akşam olmak üzere. Çok uzaktan çobanların kavallarından çıkan yamık tür küler ve çıngırakların çıkardığı tuhaf ür pertici sesler geliyor. 3ir bu sonbahar bundan üç ay önce barajda bu günün gecesini düşündüm: Öyle bir gece kil. romanlarda ballandıra ballandıra anlatılan TECE leri? sankil.. Ay, kte yıldızların da başıboş bir serseri gibi dolaşıyor Arkadaşımın koluna girmiş, akşamını, bir de geçirdiğin arasın ER | E ağacın arasına kurdu yavrusunu uyutmak için ninni söylüyor Dandini daneğii destana Bu ri söy anne, kısa bir sü küttan sonra un “bir minniye başladı. Karga seni #mtarım Yelpazeler yaparım.. Bu ninnilerin manalarını düşünüye musunuz. Birincide koca koca danalr uçsuz bucaksız bostan. İkincisinde karı bir karga, Allah göstermesin, çocuk bul arın manasını anlarsa. Ninni, bittikten sonra arkadaşım kule gıma eğilerek fısılda — Vallahi, bana böyle ninni söylest ler derhal uykum Kağar — Neden? - Yahu, ninninin manasını tahlil ek YAR A İSE