Karım yanıma oturmuş, omuzuma yaslanarak parmaklarını saçlarımın ara- sında gezdiriyordu. Kısılmış dişlerimin arasından saklı bir infial gibi fırlıyan sözlerimi hiç anlamadan sadece şiir gibi dinliyerek bana daha birçok şeyler sordu. Ve ben ona dilimin döndüğü kadar bulduğum sözlerle cevap verdim. Yemekten sonra en öldürücü mücadele” lerle yorulan ruhumu musikiyle din- İendiriyordum. Radyonun bir ara ver- diği esnada Fikret geldi. Külhanbey- bir İâübalilikle bana hiç gözüme ilk çarptığı saniyede vücudum harekete hazırlanan bir motör gibi sar- sıldı. Bütün mazi gözlerimin sicaklı- ğıada buz parçaları gibi eriyip bitti. Birdenbire üstüne yürüyerek ona: — Alçak herif... yılan gibi başımı soktuğun evimi fuhuşla, felâketle, ci- nayetle doldurdun. Vicdan o şehvetine benziyen sahte samimiyetinle yüzüme adar el üzattın. ün kara ile ruhumu ebedi ıstıraba mahküm ettin... böcekten bile kıskandığım sümde kalbimle vuran, damarlarımda İkanımla devreden ve bana hayatım kadar yakın olan bir varlığı nihayet elimden aldın işte... Yoksa söyle, daha bir iste- diğin mi var... diyecektim, kendimi zor zabtettim. İçimde her saniye artarak, bir dehşet hızıyle genişliyerek köpek öldürür gibi onun boğazına sarılmak istiyen arzuyu kendi ellerimle boğdum.. bir dakika işinde ölmesin dedim.. Çün kü onun ıstırabı bana yeni bir hayat 26 JVo.13 ufku açıyordu... Onun bir samimiyet perdesi arkasında bana böyle en zeli- İâne oyunlar oynıyacağını bilmiş olsay* dım, ve o perdeyi geçmeğe çalışan gözlerim, gördüğü yeri, karanlık hayal- leri tecessüm ettirebilseydi. İlie fır- satta onu bir şehvet dilencisi gibi evi- min kapısından kovardım..- Veo, sa adetimin peşinde koşmakta devam etse memleketimi değiştirirdim.. Ah, lâkin o kalb oyunlarını keğfet- mek, yahut o akislerin aynını bir ay- nada görmek insan için kabil olmıyan birşey. Ürerimde iken karımın bakış” larındaki merhamet ons döndüğü za- manlar püraşk ve pürgevk ihtiraslarla tutuşup yanıyordu. Ve ben bütün bu desiseleri, bütün bu incelikleriyle başr- rılan rolleri kalp ağrılariyle kirpikleri- min arasından tetkik ediyordum... Rad- yo tekrar başladı. Bir müzik kalabalı- Zının arasından uğlayışa benziyen bir kadın sesi, Mazi tangoyu söylüyordu. İçimdeki hieranı kabahatleriyle beste- liyen bu şarki, bedbin gönlümü feryat- tan kanatlarla meçhullere doğru uçu- ruyordu. Önünde geldim ben de dize Yar olmadı kimse bize En nihayet düşüp can verdim Gözündeki yeşil denize İçin için ağlıyan kalbimin hıçkırık” lariyle karışan bu mısralar beynimde viranelerdeki enin baykuş seslerinden daha matemengiz akislerle uğuldıyor- du. Gayri ihtiyari karımın yeşil yaprak kakmalı gözlerine dalmışken bir başka nekarat beni bu kadarcık teselliden de mahrum etti. — 7 Zİ - a si, dep imikrob Muh mem.. —i kat bu manik Hayatı Tuğsaval. gi e Başkasına yar oldu at 5 Eller bahtiyar oldu ii Gönlüm hep baştanbaşa rlığı , Viran bir diyar oldu. daha 5 Gözlerimde biriken yaşı gösterme Ni mek için dışarı çıktım. Çünkü onlar, Hazla ü benim yaralı rubumdan sızan damla & —. cıklardı. Daha sonra onlari salondı Helise, başbaşa bırakarak odama çekildim. & — Mademki onlar biran için mes'utturlar, & mademki gündelik bir aşk hikâyesinde idiğin vücudüm onlara bir manidir, © haldeğiii. niçin onları daha farla üzeyim. Vücu Bikide: dumun en aziz bir köşesinden çalarak erd aldığı ve hayatiyle ödiyeceği üçbuçuk Bi sâki günlük saadeti niçin ona çok göreyim. iyden Gerçi en zavallı duygularla beni hissiz, ii. vahşi mahlüklara çeviren, bütün mun «. kaddesatımı mukadderatımla beraberğöllara alıp götüren odur. Lâkin bu manevi Âğimin ölüş onun maddiyetiyle, bütün hayatı pi Bur mı damla damla, parça parça kolis e rında eriten vücudiyle görülecektir. 5. 5 Kalbimin üstünde sanki binlerce kile in ii luk bir yük vardı. Ve ben bu ağırlığı Kek ve altında ölüm döşeğinde kıvranan ber talar gibi çırpınıyor, zavallı kalbimin âmaline ağlıyor... ağlıyordum. - Ci ge fendir, Min “. imes Akşamki buhran beni yine hastal psok düşürdü. Günlerce aç, susuz çöllerdiği serabtan seraba koşan, kızgın bir Civiğip a; potasından Odökülen öğle göneşinitihsanlı cehennemi sıcaklığı altında yanıp kav is ü E la. ie sk Öneri mahzun bir tavırla ellerimden tutart — Sabri, dedi. biraz. seni betbaht eden, azar azar öldüren bebi benden saklama. Eğer seni kağ