mühimi *teeddü- ekselans, erim var. YAT ıları, yan yakışıyor, alktı, git mlatırlar* « zengin gin gar har duyu. ekselansı nt bütün rahat za- ıda bekli- ah akşam bini çağı- şır yıkan- * kolacıya tostumüm abıma ge- anla onun izi istiyor namınıza tsız etme- RUBA Hayat büyük bir nimettir Vatanına hizmettir. Dert bitmez, insan biler; Bir sevince bin keder, Boş kafalı olmiyan Fırsatı etmez heder, Herkes yaşar zanneder: Yatar, e ar, yer, içer. Saç ağartmak iş değil emi, a ME İstersen hiç inanma | De: « Şan, şeref ve aşk saçma »! Çiz fikrince yolunu, Hak vicdandır, ondan şaşma. Pe Derdin kesilmez arkası. Gelmez rahat sırası. Bol bol şikâyet işittim, Gezdim Tunusu, Fası. wi Bu dünya bir büyük mektep, Başlıca ders say-ü edep. Bâzı insan yalnız otlar, Sanırsın kuyruksuz merkep. Ruh girmezse kafese, Eğer beyin işlerse Gözde fer, mâna ii Kalp değilse boş kesi # .. İLER Haricen hep benzeriz: ürür, içer, Bez Farklarımız ruhtadır Kimi çirkâp, kimi temiz. » .. m Herkes zeki, herkes kurnaz, Keskin akıllı, serfiraz Eğer doğru olsa idi Dünya düzelirdi biraz. “i Bahtiyarlık ölçüde; Asıl kiymet görgüde, İnsan pişer, yükselir Çeklikçe gide - gide, . ... Duy, düşün, anla, ve yaz! Eli at, n Hakikat pek ihiiadeles Kimseye basma piyaz! Şapkalarda çiçekler, Yaldadır kelebekler. El, dudak kıpkırmızı... Kaç, geliyor inekler! Söz olur çok hoşa gider, Amma bırakmaz hiç eser. Biraz mâna ararsanız Mâna bulmak olur hüner, . .. Şair, artisi, âlim Ol. şine müdavim ol. Tam İnsan olmak için AÂsabına hâkim ol! Kemal Derviş VAMPİR Çarpar Sphinx'e çığlık atıp bir Vampir kanat. Uyur gözünde kafatasının Firavun böceği. Gece kan tüter şehir. Açılır boy salar ay'da Mumyalar çiçeği... Kan tüter burunlara.. Duvarda bir gölge; Kara bir etek: Vampir Ve hortlak ıslığı Camda iki ok göz İri bir el avuçlar karanlığı. Buz tuttu korkudan Nilüfer Memeler.. Diş yenikleriyle körpe kızın morarmış ay boynu. Odada saat ve musluk. Bitti Vampir'in aşk oyunu, ÇİN GUGUK Ana kedi - Baba kedi; Gel - gel, Boncuk, yediler kuşları... Halıda uçan tüvler sarı... Ağlıyor üçüz aynalarda üç çocuk: Çocuk bir - çocuk üç. Çocukları susturması güç. Biri uzun - biri yayık, birinin ağzı kayık!.. Kayıkta; çürük dişler, fareler yemişler !,. — Dadı; kuşumu isterim kuşumul.. — Bunu mu? — Hayır! — Şunu mu? — Hayir! Git - git - Boncuk; saatin kantarını çek Boncuk!.. Duvarda bir pençe; açıldı iki kapak: — Ölmemiş kuşun bak! — «Çin guguk - çin guguk!» Üçüz aynalarda üç çocuk. Âgucuk Bebeklere, âgucuk!.. Ercümend Behzat Otel kâtibi, bu soğukkanlılı şısında şaşırmıştı : m, Yarabbi! Ne k kar. sahibi, adam | bakıyorlardı. perde, terlik, iskarpin göremediler. Ote âtip, garsonlar, I biribirlerine ra, rakı bedava... tümü - Hepsi giderken, bir kos” içine, kendininkini de Astüne geçi- rip çıkıyorlardı. Bu suretle esvapları te* ad Beşbin liraya bile aldırmıyor. O gün ekselans, geç vakit uyanmış» tı. Aşağı indiği zaman, otel sahibini çağırdı : — Azizim, bana, şimdi beş yüz lira veriniz, hesabıma geçirirsiniz. >mredersiniz, ekselins | İİ adeta istiğna ile paraları “aldı, otelden çıktı. * ki h elde üç gün beklediler, dört gün beklediler, bir hafta beklediler; ne ek- iselâns, ne de kâtibi görünmemişti. Ek- selânsın odasını açtılar, üzerinde pijama, ne karyolanın ropdüşambr, ne de Kâtip, şüphelenerek gardroba koştu, açkı. Gardrop da bomboştu * Çiş Sirkeci kahvelerinden birinde, “Ek- selâns,, ın #kâtip»i Sadi, bir arkadaşına anlatıyordu: — Herifler amma şaşırmışlardır ha... n beş, yirmi kat kostüm... Ama, ne kostümler, bilir misin? Hepsi, onar, on birer liraya Mahmutpaşadan alınmış ha» zır, halis ot... Onları, ikişerlira vererek bir terziye “dözelttin, bir de ütülettin mi, mum gibi dururlar. Giyilmemek şartiyle... Bizim çocuklar, hemen hergün otele gelip gidiyorlardı. Yiyip içme, ciga" MN Ellerinde bavullarla gelenler de Bir bavulla gelen iki bavulla çıktı. a anlıyor musu Arkadaşı sordu: — in top yekün — ine) Bize mi? hesap, mneys — Yok canım, otelciye, Sadi, çok düşünmedi: — Ötemebil, yemek, cigara, rakı paralariyle terzi, kolacı ve saire fatu- raları ve elden alınanlarla bini bulur. Otel parasını da dahil edersek bin iki yüz. — Bin e mü? — Evet. Çünkü, ben de ayrıca elden parâ dl Tabii, o da hesaba geçti! T